Yatıyoruz, “Rabbim beni affetsin” kalkıyoruz, “Milletim  beni affetsin” yakarışları dinliyoruz. En son Genelkurmay eski Başkanı Necdet Özel, “Sorumluluk koltuğunda oturmuş asker-sivil herkes milletten özür dilemeli. Millet hepimizi affetsin” çağrısı yaptı.
Bir dakika!
Allah!
Hz. Adem’i bile affetmedi.
Millet sizi niçin affetsin?
İblisin Allah’a isyan edip, cennetten çıkarılışından sonra, Âdem (a.s) cennete yerleştirilir. Kendisi ile teselli olacağı bir eşi olmaksızın yalnız başına bir süre dolaşır. Bir ara uykuya dalıp uyanınca baş ucunda, kendi türünden bir canlı görür. “Sen kimsin?” diye sorar ve “Bir kadın” cevabını alır. Daha sonra, kadına yaratılış nedenini sorar. Kadın; “Benimle teselli bulman için yaratıldım” der. Bu arada, yanlarına gelen melekler, kadının kim olduğunu sorarlar. Hz. Âdem, onun “Havva” olduğunu ve canlı bir şeyden yaratıldığı için, kadına bu adı verdiğini söyler. (İbn Kesir, Muhtasar Tefsîr, İhtisar ve Tahk. M. Alî es-Sâbûnî, 7. baskı, Beyrut 1402/1981, I, 112vd.)

* * *

Sonra ne oldu?
Kur’an-ı Kerim’e göre Hz. Adem ve Hz. Havva cennete yerleştikten sonra orada Allah’ın nimetlerinden diledikleri gibi faydalanıyorlardı. Allah, onları yasak ağaca yaklaşmamaları hususunda uyardı: “Ey Adem! Eşin(Havva) ile birlikte cennete yerleş; orada çekinmeden istediğiniz her yerde cennet nimetlerinden yiyin; sadece şu ağaca yaklaşmayın; sonra ikiniz de zalimlerden olursunuz” (Bakara, 2/35) İslam alimleri, Hz. Adem ve Hz. Havva’nın yasağı çiğnemek suretiyle emre karşı geldiklerini ve bu yüzden asi olduklarını kabul etmişlerdir. Ancak bazı alimler Taha suresinin 115. ayetinde geçen “Andolsun ki, biz daha önce Adem’e emir vermiştik, ancak o unuttu ve biz onu azimli bulmadık” mealindeki ifadeyi göz önüne alarak Hz. Adem’in yasaklanmış ağaca günah işleme azmi olmaksızın dalgınlıkla yaklaştığını belirtmişlerdir. Nitekim tabiîn dönemi alimlerinden Hasan-ı Basri “Vallahi, o unuttuğu için asi oldu.” demiştir. (Razi, Tefsir, 22/127)

* * *

Sonuçta!
Allah Adem’i bile affetmedi. Eşi Havva ile birlikte cennetten kovarak cezalandırdı. Adem ile Havva, yaptıklarının bedeli olarak  “cennetten atılarak” bir fatura ödemiş oldular.
Tayyip Erdoğan Bey!
Necdet Özel Bey!
Sizce:
Unutarak.
Yanılarak.
Aldanarak.
Uyuyarak.
Alet olarak.
Bence:
Çıkar gözeterek.
Koltuklarınızı kollayarak.
Fethullah Gülen’in adamlarını orduya, yargıya, polise, eğitime, sağlığa, diyanete, MİT’e, dış işlerine ve devletin tamamen içine, bile bile, göre göre,  sızdırıp sokarak Türkiye’yi dünyanın üçüncü sınıf ülkesi haline getirdiniz. Türkiye’yi ibiş ülke yaptınız.
Ordu, milleti kurşunladı.
Sizin sayenizde oldu.

* * *

Bu tablo Afrika’nın en geri ülkesinde bile artık yok. Meydanlara milyonlarca insanı toplayıp,  “milli birlik-beraberlik” nutukları atmak, hamaset şiirleriyle alkış toplamak gerçeği değiştirmiyor.
Bu millet sizi affetsin!
Yaptığınız kaçırılmış vergi mi? Vergi affı ister gibi yakarıp, yalvarıp duruyorsunuz. Bir fatura ödemeniz gerekmiyor mu?
Yüce Allah’tan korkun.
Hz. Adem’den utanın!