Bu yazıya başladığımda dakika 85’ti ve tabela 1-1’i gösteriyordu ama maçı seyretmeyenlere şunu söyleyebilirim bu dakikaya kadar maçın skorunun Galatasaray lehine 10-2 ya da 12-2 olması gerekirdi. Mübalağa etmiyorum. Bu kadar çok pozisyona girilip bu kadar gol kaçırılan maç bu sene görmedim. İkinci yarı Galatasaray sazı eline aldı, sağdan, soldan, ortadan Hatay’ı perişan etti ama öyle goller kaçırdılar ki seyretmeyenler inanamazlar.

İlk yarıda uyuyan Galatasaraylı oyuncular ikinci yarı baktılar ki pabuç pahalı, gaza bastılar. Gaza basınca da fark meydana çıktı. Ama futbol böyle bir oyun işte. Atamayınca atamıyorsun. İnanın girilen bazı pozisyonlarda topu  dışarı atmak içeri atmaktan daha zordu. Bunun yanında Aboubakar yerine hareketli bir santrfor olsaydı az girdikleri pozisyonları bile gol yapabilirlerdi. Şöyle özetlemek lazım. Bu senenin en renkli maçını izledik.

Böyle bir maç her zaman olmaz. Uzun yıllardır böyle maç seyretmedim. Mertens’e yapılan hareket bence penaltıydı. İlk yarıda Hataylı oyuncunun da koluyla oynadığı hareket bence penaltıydı.

Yerden sekiyor ama resmen eliyle oynadı. İthal VAR’ın çağırmaması da orada enteresan. Hata yapılır ama bu hatayı yeter ki kasıtlı yapmasınlar. Stadı düşünün olduğu gibi dolu. İyi bir takım gelince seyirci de stada geliyor. Galatasaray inatla gol pozisyonlarına girdi. İnatla da kaçırdı. Kaçırdıkça inatlaştı. İnatlaştıkça gerildi. Galatasaray’ın son haftalardaki en etkili silahı olan Yunus hiç yok. O olmayınca işler zorlaşıyor. Sara’yı da çok arıyor Galatasaray.

Hani derler ya 3 olimpiyat, 4 dünya şampiyonluğu gördüm böyle bir şey görmedim. Böyle bir maç izledim. Galatasaraylı bazı futbolcular gece yattıklarında ve sabah kalktıklarında bu maçı sanki rüya gibi hatırlayacaklardır. İnanamayacaklardır.