İstanbul’da iki Arnavutköy var.

Biri, Beşiktaş’ın İstanbul Boğazı kıyısındaki en lüks muhiti.

Osmanlı’dan kalma yalılar ve köşkler, şehrin en pahalı eğlence mekanları burada. Geceleri para su gibi akıyor. İstanbullular Arnavutköy’e Boğaz kıyısında gezinti için gidiyor. 

Bir de Karadeniz kıyısındaki Arnavutköy var.  

Yedi beldenin birleştirilmesiyle 2009 yılında ilçe oldu. 

İstanbul’un en yeni, en uzak, en kırsal ve en fakir ilçesi desek, yanlış olmaz. 

Arnavutköy’ü sorduğunuzda İstanbullular Boğaz’dakini anlıyor. Çoğu Arnavutköy adlı ilçeden haberdar değil. 

Gözünüzde, sokaklarında Türkçe ve Kürtçe konuşulan, tek caddeli bir Doğu Anadolu şehrini canlandırın.

İşte, Arnavutköy bu.

Ben de çeyrek asırlık İstanbul yaşantımda bu ilçeye sadece iki kez gittim.

İlki yıllar önce taş ocaklarında bir iş kazasını araştırmak için...   

İkincisi de geçen cuma CHP’nin Arnavutköy Belediye Başkan adayı Tekin Aras’la tanışmak için.

MEDRESEDE YETİŞTİ

Arnavutköy, AK Parti’nin Sultanbeyli ile birlikte İstanbul’daki kalesi sayılır. 

14 Mayıs’ta AK Parti yüzde 44.4 ile birinci...

DEM Parti, yüzde 14.7 ile ikinci...

CHP ise yüzde 12.7 ile üçüncü oldu.  

28 Mayıs’ta Erdoğan yüzde 63.6, Kılıçdaroğlu yüzde 36.3 aldı.

Aynı şekilde 2019’daki yerel seçimlerde AK Parti yüzde 57.7, CHP’nin desteklediği İYi Parti yüzde 19.1, HDP ise yüzde 13.7 oy elde etti.

Şimdi...

Fakirlerin Arnavutköyü’ndeki AK Parti iktidarı sarsılıyor. İlk  kez CHP, belediyeyi alabilir. 

Elbette bu, Tekin Aras sayesinde.

Aras, 38 yaşında genç bir din adamı.

Güleryüzlü ve çok yakışıklı.

Evli, iki çocuk babası.

Bingöllü.

İlçenin en kalabalık üçüncü ailesi olan Araslardan.

Medreselerde eğitim aldıktan sonra Laleli, Boğazköy, Kağıthane, Topkapı ve Arnavutköy’deki cami ve Kuran kurslarında çalışmış. 2013’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü’ne gassal olarak girmiş. İmamoğlu’ndan sonra koordinatör olmuş. Arapça ve Kürtçe vaaz verebiliyor.

Cenaze namazlarını kıldırıyor ve taziyelerde o Kuran okuyor.

Tekin Aras’la birlikte, Arnavutköylü ev kadınlarının iftarına katıldık. 

SOHBET GRUBU VAR

İlçede kurduğu sohbet halkasında her hafta Hazreti Muhammed’in hadislerinin toplandığı “Riyaz’üs Salihin” adlı kitaptan bir hadisi yorumluyor. 

Youtube’daki videoları binlerce kez izleniyor.

Arkadaşlarıyla birlikte ‘Gül Bahçesi’ adlı bir yardım derneğine önayak olmuş. Zekat ve yardım toplayarak, Anadolu’daki çocuklara ayakkabı, bot ve kıyafet götürüyorlar.  

Ayrıca ilçenin ilk taraftar örgütü olan Arnavutköy Beşiktaşlılar Derneği’nin kurucularından. 

“Bir oy imama, bir oy İmamoğlu’na”

Geçen cuma akşamı Arnavutköylü ev kadınlarının düzenlediği iftarda Aras’a eşlik ettim. 

Aras, restoranda pop-star gibiydi. Orada anlattılar.

Arnavutköy’deki mitinge gelen İmamoğlu, kalabalığı görünce, “Bu senin kitlen mi, benim kitlem mi?” diye sormuş gülümseyerek. 

Şu sıralar herkesin dilinde Aras’ın sloganı var:

“Bir oy imama, bir oy İmamoğlu’na!” 

İmamoğlu olmasa siyasete girmezdim

- Siyasete ilk kez mi giriyorsunuz? 

Hiçbir partiye üyeliğim, ilçe binasından girmişliğim yoktur.

- Bu kez ne oldu?

İBB’de Ekrem Bey’le çalışmaya başladıktan sonra Türkiye’nin herkesi kucaklayacak bir yapıya girdiğini gördüm. Bana sevecen geldi. Ekrem Bey olmasa girmezdim. Ekrem Bey çok şeyin değiştirebileceği inancı verdi. Arnavutköy’de onu yapmaya çalışıyorum. Kale olarak addedilen şeyi farklılaştırmak ve değiştirmek.

- İBB’de zorluk yaşadınız mı çalışırken?

Tabii yaşadım. Kürtçeyi konuşan, bundan çekinmeyen biriyim.

- Neden çekinesiniz?

Türkiye şartlarında bundan çekinmen gerek. Özellikle kamuda çalışıyorsan. Kürtçe konuştuğun için ya da Kürt bir aileye dahil olduğun için hızla terörist ilan edilebiliyorsun. Ailemden DEM’li yöneticiler olduğu için göreve çıkarılmadım.

- İmamoğlu döneminde bir sorun oldu mu?

Yok. Ekrem Bey döneminde şef oldum.

- Arnavutköy nasıl bir yer?

Köylükten çıkamamış. Herkesin birbirini tanıdığı

- Gelir durumu ne?

Düşük. Kırsal burası. Asgari ücret ve altında geçinmeye çalışan insanların olduğu bir ilçe. Genelde ayakkabı ve tekstil üzerine Sultangazi gibi ilçelerde çalışıyorlar. Memur azdır.

- İmam olarak CHP’de siyaset yapıyor olmanız yadırganıyor mu?

Ben hiçbir zaman yadırgamadım. Ben insancıl bakan, herkesin eşit olduğunu düşünen birisiyim. Siyaset de insana hizmet etmek için bir araç. Ama yadırgayanlar oldu.

- Nasıl tepkiler oldu?

İmam ve CHP! İşte “İslam düşmanlığı var, nasıl oldu” diyorlar. Yerel seçim olduğunu, İBB’yi CHP’nin yönettiğini ve dine zararının olmadığını anlatmaya çalışıyoruz.

- Sizce CHP’nin din ya da dindarlarla problemi var mı?

AK Parti’de de birçok insan ayetlerle dalga geçerek konuştu.  Ama AK Parti’ye mal edilmedi.

- Neden CHP’ye yapıştı?

Sayı fazla olduğu ve tekrar ettiği için olabilir.

- Burada imajı değişti mi CHP’nin?

Her gün 15 üye kaydı geliyor. Herkesin girebileceği bir bahçe oldu.

- Seçimi kazanabilecek misiniz? 

Kafa kafayayız. Burada kafa kafaya olmak, kazanmaktır. 

- AK Parti’de tedirginlik yaratmış olmalı.

Yaratıyor. Ankara, Arnavutköy’e taşındı. Şu an bakanlarımız, eski bakanlarımız burada.

Ben taziyede Kuran okuyunca AK Parti adayı kaçıyor

- Arnavutköy’e dair neler yapmayı planlıyorsunuz?

Herkesin yönetimde ortak olmasını istiyorum. Her bir mahalle ferdinin “Benim de eserim var, ben söylediğim için oldu” demesini istiyorum.

- Neler yapacaksınız?

İlçede eğitim problemi var. Çocuklar 57 kişilik sınıflarda ders alıyor, okul yetersizliğinden kaynaklı. Fen ve sağlık lisemiz yok. Liseye ihtiyacımız var. Öğretmen evi yok. 

- Hizmetten yoksun kalmış Anadolu kasabası gibi.

Aynen öyle. Çünkü hizmet yapmadan kazanabiliyorlar. Burada Cumhurbaşkanı’nın ismiyle siyaset ilerletildiğinden insanlarımız o minvalde oy veriyor. Bu sefer onu kırdık. Havalimanı ilçesiyiz ama havalimanıyla ilgili çalışmamız yok.

- Ne olabilir?

Fuar ve sergi alanı. Eğitim kompleksleri. İstihdam ihtiyacı çok yüksek. Hadımköy gibi sanayimiz var. Entegrasyon kurmalıyız. Atölye sisteminde eğitim kursları kuracağız. İş adamlarımızla konuşacağız. Eksiklik varsa ona göre personel eğitip vereceğiz. Arnavutköy Avrupa yakasının en uzun sahil şeridine sahip ama hizmet olmadığı için gidemiyor. Bir dalgakıran yapılmadı. Nice boğulmalar oldu. Sudan çıktığınız zaman bir duş olabilirdi. Yok.

Tekin Aras, “Siyaset de insana hizmet etmek için bir araç” dedi.

- Plaj var mı?

Hayır, yok. Üç dönemdir bir kadın plajı vaatleri var. Seçime 17 gün kaldı, belki biter diye düşünüyoruz. (Gülüyor.)

- Kiralar ne kadar?

8-9 binden aşağı yok, 15-16 bine kadar çıkıyor. Çok uzaktaki mahallelerden bahsediyoruz.

- Ulaşım?

En büyük problem iç ulaşım. Yedi belde belediyesinden oluşan bir ilçeyiz. Bunlar birbirine uzak. Balaban diye bir köy var.

Burayla bağı kopuk. Aynı şekilde Hadımköy... Köy zamanında yapılmış yollardan devam ediyorlar.

- Tarım faaliyeti var mı?

Burada buğday, mısır ve saman var. Ekilip biçiliyor. Daha çok Sazlıbosna, Boyalık ve Tayakadın tarafında. Büyükbaş hayvancılık da yapılıyor.

- Gecekondu...

Yüzde 5-10 gecekondu nüfusu var.

- AK Parti adayıyla karşılaşıyor musunuz?

Denkleşiyoruz bazen taziyelerde. Kaçıyor benden.

- Niçin?

Geçen taziyeye Kur’an okumaya gittik. Benim rutinim. Takiye yapmıyoruz. Mesleğimiz. Mikrofonu elime aldım. Tam “Bismillah” diyeceğim, hemen çıktılar.

- CHP’li imamın okuduğu Kuran’ı dinlemek istemediler mi?

İşte, böyle oluyor. Ama görüştüğümüz yerde tokalaşıyoruz. Arkadaşız, beraber büyüdük. Sadece farklı kulvarlarda yarışıyoruz.

Bursa’da yedi yılda bir metre metro yapılmadı

CHP’nin Türkiye çapında sürpriz yapacağı şehir Bursa olabilir. 

CHP, Bursa’yı en son 1977 yılında kazanabildi ve 12 Eylül 1980’e kadar yönetti.

DSP’nin 1999-2004 dönemini saymazsak, sosyal demokratlar 44 yıldır Bursa’da başarılı olamıyor.

Zafere en çok yaklaşan, eski Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey oldu.

Bozbey, 2019’da yüzde 2’lik farkla seçimi kaybetti.    

Bozbey, yeniden aday gösterildi.

Rakibi AK Partili Başkan Alinur Aktaş.

Beş yıl önce Bozbey’e destek veren İYİ Parti ve DEM Parti, bu kez aday çıkardı. Buna karşılık AK Parti’nin eski il başkanı Sedat Yalçın, Yeniden Refah Partisi’nden aday oldu.

Bursa sokaklarında Bozbey’in ipi göğüsleyeceğinden söz ediliyor.

Bozbey ile geçen hafta Bursa’da buluştuk.

- Beş yılda ne değişti?

Bursa’da trafik ve ulaşım ile hava kirliliği sorunları çözülmedi. Yeterli kentsel dönüşüm yapılmadı. Çevre düzeni planı yok. Kent anayasasını oluşturan bir plan yapılmadı. Depreme hazırlanılmadı. Bazı işlerin bilimsel verilere dayanmadığı ortaya çıktı.

- Mesela?

Ulaşım master planını yok saydıkları için trafiği yaşanmaz hale geldi. Kent merkezinden Nilüfer’e bir buçuk saatte gidiyorsun. Kentsel dönüşüm adı altında yaşanmaz bölgeler oluşuyor. Bursa’nın yeşili artmadı, azaldı. Tarım toprakları azaldı. Biz Nilüfer Belediyesi’ndeyken fay hattı tespitine başlamıştık. Benim sorumluluğumda değildi. Ama dedim ki “Bursa’da 1855’te olan deprem, yıkıcı bir depremdi. Onun yerini tespit edelim, üzerinde yapılar varsa, tedbir alalım.” Büyükşehir yapmadı, biz yapmaya kalktık. Bir fay hattı daha bulundu. 1400 yılından beri kırılmamış, 7.3 büyüklüğünde deprem üretecek bir fay. Nereden geçiyor biliyor musunuz? Stadyumla yeni yaptıkları hastanenin tam ortasından.

Bursalılar “Mustafa Bozbey bu kez ipi göğüsleyebilir” yorumunu yapıyor.

- İnanılmaz.

Düşünün nasıl bir facia oluşturacağını. Ki etrafında konutlar da var.

- Siz ne yapacaksınız?

Demokratik katılımcı bir yönetimle kent anayasası yapacağız. Bursa Planlama Ajansı’nı ve Bursa Akademik Kurulu’nu kuracağız. 

- Başka?

47 kilometre metro, 47 kilometre tramvay önerimiz var. Dört ayrı füniküler hattı öneriyoruz.Yedi senedir bir metre raylı sistem döşenmedi.

- Bir metre...

Önceki AK Parti döneminin yarısında durdu, bir daha olmadı.

- Ülkenin genel havası yansıyor mu sokağa?

En ücra köşeye gitseniz 7-8 bin liradan aşağıya kira yok. Asgari ücretli tek başına çalışıyorsa geçinebilme ihtimali yok. Emekli deseniz, perişan.

- Burcu Köksal’ın açıklamaları sizi etkiledi mi?

Biz ötekileştirmeye karşıyız. O söylem doğru değil. Biz hem kentlerimizde hem de ülkede barışı sağlamak zorundayız. Barışı sağlarsak güçleniriz.

Eğer demokratsak asla din, inanç ve kimlik üzerinden ayrım yapamamız lazım.