Maçta yazılacak fazla bir şey yok. İki takım da işi bitirmiş okeye dönüyor. Yine de iki takım da topu almak için epey uğraştılar ama aldıkları topları ‘Ben kullanamıyorum’ diye rakibe verdiler. Avrupa maçında bunu yapın sizi rezil ederler.

Galatasaray seneye ne yapacağına bakıyor haliyle. Bazı futbolcular ‘Hoca benim hakkımı yedi’ diyebilir. Galatasaray teknik adamı da ‘Al sana hak. Göster kendini, hakkını ben mi yedim yoksa sen bu kadar mısın?’ diyor. Çünkü ona göre planlama yapılacak. Geçen günlerde Galatasaraylı bir yönetici ‘Osimhen’den bahsediyorsunuz diğer futbolcuların ve yönetimin hiç mi hakkı yok?’ diyor. Tamam yönetimin hakkı var. Osimhen’i aldılar. Peki dün oynayan çöpleri kim aldı? Çöplerden yedikleri kazıkları söylemiyorlar da Osimhen’i söylüyorlar. Kaç milyon Euro’yu çöpe atmışsınız. Net gözüküyor. Bir de Sanchez’i görüyorsunuz adam profesyonel. Çıktı aslanlar gibi takımını idare etti en geriden. Her şeyini verdi.

Seneye eğer yeni Osimhen ve Muslera almazsa Galatasaray’ın işi zorlaşır. Ama kimleri alırlar ve ne kadar isim alırsan al aşı tutmayabilir. O da var. Günay iyi işler yapıyor ama uluslararası maçlarda ne yapar? Şampiyonlar Ligi’nde oynayacaksın. 

İnsan bazen şunu düşünmeden yapamıyor, tabi işler iyi gidince her şey tozpembe. Napoli Osimhen’i Conte istemediği için cart diye kiraya verdi. Bu sene Napoli şampiyon oldu, Osimhen’i alan Galatasaray da şampiyon oldu. Geçen seneler aynı olay Mertens’te de yaşandı. Bu şu demek: Onların bir prensibi var, bir yolda gidiyorlar. Biz ise yalpalıyoruz. Arada körün taşı, yakalarsan işe yarıyor. Genç bir hakem. Gelecek sezon için en az on isim bulacaksınız ki bunların 4-5’ini kazanırsanız bu iyi bir rakam olur. Çünkü hakemlik kabuğunun değişmesi lazım. Ama değişmesini istemeyen, yine yapıya dönmek isteyen takımlar olayı çomaklıyorlar. Bunu da futbol alemindeki herkes biliyor. Ama herkes karanlıkta birbirine göz kırpıyor.