Jose Mourinho, Trabzonspor maçının ikinci yarısındaki oyundan çok memnun kalmış olmalı ki Sivas deplasmanında bu defa büyük değişime gitmemişti. Kostic ve Oğuz, takım üçlü oynarken mükemmele yakın performans gösteriyorlardı.
Yusuf, futbolumuzun yeni defans değeri olarak görülmeye başlanmıştı. Bu oyuncular bir anda kenara alındı. Pragmatist düşünce futbolun içinde de vardır ve Mourinho artık “Kim fayda sağlıyorsa o oynar” diyor. Sahadaki Fenerbahçe, iyi olmayan bir oyun sergiliyordu. Rakip Sivasspor, bir hafta bu maç ile yatıp kalkmış ve küme düşme tehlikesi yüzünden ekstra yüksek konsantrasyon ile sahadaydı.
Tadic, oyun zekası olarak tartışılmaz bir isim. Elinden geleni yapıyor ama ikili mücadele fazla olunca işi zora giriyor. Sivasspor savunması Dzeko’nun bütün hareket alanlarını ilk devre kilitlemişti. Szymanski çok çalıştı yalnız geriden gelen sürpriz şut girişimlerinde yoktu. Talisca yine farkını göstereceği anı bekliyordu. Kazanılan serbest vuruşu mükemmel kullandı.
Beklerin fazla verim gösteremediği ve orta alanının üretemediği ilk yarıda, Talisca kalitesini yine göstermişti. İkinci yarı Sivasspor yenik durumda olduğu için fazla risk alacaktı düşünceleri vardı. İki dakika olmuştu devre başlayalı ve Dzeko, boş kalınca asisti yaptı, Tadic attı. Fenerbahçe takımı, iki farklı öne geçince ‘Bu maç artık dönmez, kazanırız’ derken Efkan’ın çok uzaktan gelen muazzam şutu gol olunca Sivasspor yine umutlandı. Fenerbahçe oyunu kontrol altına alamamıştı.
Kalesinde özellikle duran toplarda tehlike yaşıyordu. Oğuz ve En Nesyri oyuna sanki daha erken alınabilirlerdi. Rada kovic’in kırmızı kart görmesi maçı bitirdi. Tadic’in nefis golü ile Fenerbahçe son bölümleri çok rahat oynadı. Öyle haftalara girildi ki artık içerde veya deplasmanda gelecek bir puan kaybı her şeyi bitirebilir. Bakalım bu stres mücadelesinin sonu ne olacak...