Bu yazıyı yazmaya başladığımda dakikalar 80’i gösteriyordu. Skor 3-2 Fenerbahçe önde. Peki maç nasıl gidiyor? Fenerbahçe biraz daha hücumlara etkili çıkıyor ama her an her şey olur. Dakikalar ilerledikçe sarı-lacivertliler geriledi. O yüzden Fenerbahçe’nin işi garantilemesi için gol bulması lazım bu anlarda. Peki Mourinho ne yaptı? Son 15 dakika takım bunalmış Mourinho hala arkaya, yana oyuncu değiştiriyor. Hayret ediyor insan. Orta sahaya oyuncu alsana kardeşim. Ne düşündüğünü anlamak mümkün değil. Futbolda koşmak önemli. Koşturmak da önemli. Neyi koşturmak? Topu koşturmak. Bir de kalite lazım. Şimdi hepsini beraber genç yaşta bulmak çok zor. Zaten bulsak Avrupa’ya gider. Fenerbahçe’nin attığı 3. golü düşünün. Tadic herkese göstere göstere film çevirir gibi gol attı. Usta işi. Ama işte bu tip topçular bize 24-25’te gelmiyor. İki takımın da defansı yan toplarda çok zayıf. Zaten skoru 2-2’ye getiren bütün goller yan top hatasından oldu. Yani 4 gol. Çağlar gol attı tamam ama golde yaptığı hata affedilir gibi değil. Öyle bir gol yedirirsen iki tane atman lazım.
BÖYLE PENALTI OLMAZ
Bu maç öyle bir maç ki sırat köprüsü gibi. Bu maçta Fenerbahçe’nin yaşayacağı puan kaybı şampiyonluğa havlu atmak demek. Tamam bir devrelik maç var ama 10-11’e çıkacak fark da kolay değil. Adamı psikolojik olarak yıkar. Rakibin kaç maç beraberlik hakkı var. Harca harca bitmez. Bu kötü senaryonun olmaması için Fenerbahçe’nin kazanması gerekiyordu. Bunu da bir şekilde başardılar. Tartışılan pozisyonlar var. Fenerbahçe’nin attığı ikinci golden önce bir kısım seyirci aut bir kısmı korner dedi. Karar doğruydu, pozisyon korner. Hakem atlayabilir ama yukarıdan da VAR acaba üfledi mi? Eğer üflediyse doğru üflemiş. Dzeko’nun topa hamle yaparken rakibin ayağına basmasında kasıt yok, ayağını da kaçıramaz o yüzden kırmızı olmaz. 67. dakikada Kostic’le Prip arasındaki pozisyonda ise öyle penaltı olmaz. Arkadaşlar artık o kadar çok b.kunu çıkartıyoruz ki her pozisyon penaltı her pozisyon faul tartışması. Futbol sert bir oyundur.