Daha birkaç gün önce Avrupa Parlamentosu, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’na ilişkin karar metnini Strasbourg’daki oturumunda oyladı.
İki hafta önce de Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama’nın ülkesinin ticari ilişkilerini geliştirme sürecinde elini güçlendirecek olan yetki yasalaşmıştı.
Al gülüm ver gülüm paşa paşa imzalar atılıyor. Oh ne ala... Bize ne el âlemin arasındaki ticari anlaşmadan, değil mi ama? Değil!
Neydi bu anlaşma? Bizim açımızdan açıklayayım; Anlaşma ile birlikte ABD ürünlerine AB üzerinden Türk pazarına serbest bir giriş imkânı sağlarken, Türkiye’nin ABD’ye ihracatı gümrük vergisi vb. uygulamalara tabi olmaya devam edecek. Bu durumda Türk ürünlerinin AB ürünleri karşısında ABD pazarındaki rekabet imkânını azaltacak.
ÖLME EŞEĞİM ÖLME...
Anlaşma ile ABD ekonomisi yılda 95 milyar Euro, AB ekonomisi ise yılda 120 milyar Euro kazanç sağlayacak. Biz de bakıp, iç geçireceğiz.
Yeni bir şey değil, süreç yıllardır devam ediyor. Sonuna gelindi.
Peki, biz ne yaptık? AB Komiserini ikna ettik! Neye ikna ettik? Anlaşmaya falan da değil, biz gidip derdimizi anlatacağız, komiser dinleyecek. İlgili makamlara iletecek. Komisyon tarafından hazırlanacak analiz, üye devletlerle paylaşılacaktır.
Avrupa Birliği’nin keyfi gelirse; “Gündeme alınan maddeleri sizinle konuşabiliriz” buyuracak. Üye ülkelerin görüşleri de alındıktan sonra AB Konseyi, Avrupa Komisyonu’na müzakere yetkisi verecek.
Yani her şey yolunda giderse, Gümrük Birliği’nin güncellenmesine ilişkin müzakereler en erken 2016 ortası gibi başlayacak. Kim bilir ne zaman bitecek? Avrupa Birliği ile yapılan hangi müzakerenin bittiğini gördünüz?
VAKİT DARALIYOR
Bakın, mesela Cezayir, Avrupa Birliği ile anlaşma imzaladı. Ekonomi Bakanı Zeybekci’nin anlatımıyla; “Yapmadığımız kalmadı ama adamlar bizimle masaya oturmadılar!”
Neden otursunlar ki? Biz Avrupa Birliği ile anlaşma yaptığımız için bize mal satabilirler ama biz Avrupa Birliği’nde olmadığımız için onlara kotasız mal satamayız! Az buz da değil, anlaşma ihracatımızda yaklaşık yüzde 30’luk bir düşüş anlamına geliyor ki Türkiye ekonomisi bu durumu kolay kolay kaldıramaz. Tesellimiz başlangıç tarihinin 2017 yılından önce olamaması.
İyi de daha bizde hükümet kurulacak da, plan yapacağız da, komiserle görüşeceğiz de, adamları ikna edeceğiz... Yaş iş!