Saygı ÖZTÜRK / ANKARA

Musul’a yakın Başika bölgesinde Türk askeri, Peşmergelere sokak çatışmaları, yeni silahların kullanılması konusunda eğitim veriyordu. Kampa daha sonra yeni askerler gönderildi. Başika’da asker sayısının artırıldığını, tanklar ve ağır silahların gönderildiğini Türkiye, sozcu.com.tr’den öğrendi. ABD ve Irak, Türk askerinin bölgeden ayrılmasını istedi. Bu arada IŞİD militanları da askerimize saldırdı. Kampta yalnız askerlerimiz değil, onların barınacakları konteynırları yapmak için de 60 kişilik bir grup bulunuyordu. Askerlerimizin yemek hizmetleri de bir şirkete ait 20 kişi tarafından yerine getiriliyordu.

80 HAVAN ATILDI


IŞİD militanlarının askerimize saldırdığı sırada kampta bulunan bir sivil, yaşadıklarını SÖZCÜ’ye şöyle anlattı:

“İşçi olarak ben de kampta bulunuyordum. Çalışmalarımızı yürütürken saat 14.00 civarında büyük bir patlama yaşandı. Atılan Rus yapımı havan mermisi peşmergelerin bulunduğu yere düştü. O anda büyük bir kargaşa yaşandı. Peşmergeler ellerinde silahları bile bırakıp büyük bir panik içinde askerlerimizin bulunduğu yere koşmaya başladılar. Bir kısmı ise tel örgülerin dışına çıkıp tarlaya doğru gittiler. Bu kargaşa sırasında peşmergeler konteynırların içindeki cephaneliklerin kapısını bile kapatmadan kaçtılar.

Havan atışları 3-4 dakika aralıklarla devam etti. Yaklaşık 80 civarında havan atıldı ve bu sırada 4 askerimiz yaralandı. Bu sırada 7 peşmerge olay yerinde öldü. Bunların komutanı olan albayın ise büyük bir şarapnel parçası vücudunu ikiye ayırdı ve olay yerinde hayatını kaybetti. Ortalık biraz yatışınca askerleri albayı sedyeyle olay yerinden uzaklaştırdılar.

Bizler ise büyük bir korku içindeydik. Askerlerimizin bulunduğu yere gelmiştik. Onlarla beraber Kirpi olarak bilinen zırhlı araçların bazıları içinde bazılarımız mevzilerde, bazılarımız da zırhlı aracın arka taraflarında bekledik.

O güne kadar herhangi bir saldırı olmadığı için askerlerimiz ve peşmergeler rahat hareket ediyordu. Saldırı hiç beklenmedik bir durumdu. O yüzden IŞİD’in saldırılarına hemen karşılık verilemedi. Bu arada teröristler atışlarını devam ettiriyorlardı. İlerleyen saatlerde 4 askerimiz yaralandı.

HELİKOPTERE AMBULANSLA GÖTÜRÜLDÜ


Normalde Başika kampında helikophter bulunmuyor. Ancak saldırı başladıktan sonra durum Ankara’ya bildirildi ve saldırı karşısında ne yapılması gerektiği soruldu. Bu sırada yaralanan 4 askerimizin ilk tedavileri sağlıkçı askerler tarafından yapıldı. Bu arada onları almak için Şırnak’tan bir helikopter gönderildiği bildirildi.

Ancak askerlerimizin bulunduğu yere aralıklı olarak havan atışları devam ediyordu. Bu nedenle helikopter güvenlik nedeniyle kampa inmedi, yakın bir bölgede bekletildi. 2 amsulansla yaralılarımız sıkı güvenlik tedbirleri altında helikoptere götürüldü.

Teröristlerin atışlar devam ederken, Ankara ile yapılan telefon konuşmaları sonucu askerlerimizin de teröristlere karşı misliyle karşılık vermesi talimatı alındı. Bunun üzerine OBÜS toplarıyla saat 18.00 civarında karşılık verildi. Teröristlerin atışları aralıklı olarak 23.00’e kadar devam etti.

Böyle çatışmalara alışık olmayan işçilerden 17’si işi bırakıp Türkiye’ye dönmek istedi. Askerlerin sağladığı sivil bir araçla Erbil Havaalanına getirildiler.

ASKERİMİZ ÜZERİNDE IŞİD'İN İHA'LARI


IŞİD’in büyük saldırılarından birisi saat 26 Aralık Pazar günü saat 13.45’de başladı. Askerlerimiz ve işçiler yemeklerini yemiş, yemekhaneden ayrılmalarından yaklaşık 25 dakika sonra ilk nokta atışı yemekhaneye yapıldı. Allahtan o an yemekhanede kimse yoktu.

IŞİD’in bu saldırısı sırasında yine büyük bir kargaşa yaşandı. Bu kez, askerimiz daha önceden Ankara’dan gerekli emirleri de aldığı için IŞİD saldırısına anında karşılık verdi. Orada 50 civarında tank bulunuyordu. Tank atışlarıyla IŞİD hedefleri dövüldü.

Bu arada çok yüksekten IŞİD’e ait olduğu sanılan insansız hava araçları (İHA) üzerimizde dolaşıyordu. Askerlerin o andaki konuşmalarına göre askerimizin bulunduğu koordinatları İHA veriyordu. Bunları düşürmek için atış yapıldı. Ancak bunları düşürmek mümkün olmadı.

Bir taraftan atışlar yapılırken, görevli askerlerin dışındakiler ve sivil personel zırhlı kirpi araçlarına, mevzilere kendilerini attı. IŞİD havanları neredeyse birer dakika arayla yakınımıza düşüyordu. O an kimse yaralanmadı ama özellikle biz siviller tam anlamıyla şoke olmuştuk. Bir an önce buradan ayrılmaya karar verdik.

ALBAYIMIZ TESELLİ ETTİ


Bizim çok korktuğumuzu gören askerlerimizin başında Albay, ‘merak etmeyin, onların yerlerini tespit ettik. Siz rahat olun’ diyordu. Ama teröristlerin saldırıları da durmak bilmiyordu. Görevliler dışında zırhlı araçlarda ve mevziilerde bulunduğu için konteynırlarda kimse bulunmuyordu.

IŞİD’in havanlarından birisi 4 kontıra kullanılamaz hale getirdi. Bu sırada yakıt deposunda da patlama oldu. Allahtan ölü , yaralı olmadığı gibi, yakıt az olduğundan büyük bir sorun yaşanmadı. Konteynırlarda çıkan yangını da söndürecek itfaile aracı olmadığından bunlar gözlerimiz önünde yandı.

CANLI BOMBA İHBARI


Saldırıdan birkaç saat önce yaklaşık 40 kişi paralı askerlik için nizamiyeden giriş yapmıştı. Bunlardan birisinin ‘canlı bomba’ olduğuna ilişkin askerlerimize ihbar geldi. Askerler bizim dikkatli olmamızı istedi. Bu konuda askerimiz de uyarıldı. Ancak bu ihbardan bir sonuç çıkmadı.

Askerlerimizin bulunduğu kampın tek nizamiyesi var. O nizamiyede 24 saat peşmergeler nöbet tutuyor. Askerimizin nizamiyede nöbette bulunmamasını bizler yadırgamıştık. Yaşadığımız iki olaydan sonra yaklaşık 30 kişi daha işi bıraktık ve Türkiye’ye dönmeye karar verdik. 28 Aralık’ta Erbil’den saat 04.20’de kalkan Ankara uçağına bindik. Türkiye’ye döndük ama hala olayın şokundan kurtulmuş değiliz.

Askerlerimiz orada zor bir görev yapıyor. Bir tabur Siirt’ten, bir tabur da Diyarbakır’dan gelmişti. Aralarında 60-70 de özel kuvvetler komutanlığı görevlileri bulunuyor.