22 Haziran 2019… İstanbul seçimleri öncesi PKK eski yöneticisi Osman Öcalan TRT’deydi
2 Ekim 2019… Atatürk’ün partisi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘1 saniye’ yer verilebildi
‘Her seçimi kazanmak için’ pragmatizmi savunan anlayışın geldiği son nokta da bu oldu…
Oysa 40 yıl önce devlet ekranında, siyasi parti liderleri, generaller karşı karşıya gelebiliyordu


William James... Amerikalı filozof ve psikolog...Lakabı,… “Politikada pragmatik dönemin peygamberi”dir. Sadece eylemlerin sonuçlarını baz alan pragmatizm olarak bilinen yöntemin kuramını 1898’de California Üniversitesi’nde, bir filozof olarak felsefi bir şekilde, olaylar ve hayatımızdaki sonuçlarını anlattığı bir konferansta gerçekleştirdi. James, felsefenin ‘Nesne nedir?’ sorusunu kabul etmedi. ‘Sonuçlar nelerdir?’ diye sorulmasını istedi. Yani... William James’in kuramı pragmatizmde önemli olan ilkler değil, sonuçlar...Tam da Türk siyaseti diyebiliriz! Neden mi?

YOL ‘PRAGMATİZM’ OLUNCA...

Şimdi bir tercih yapsanız... Önünüze iki seçenek konulsa ve “Bu kişi Atatürk’ün kurduğu partinin lideridir. Adı Kemal Kılıçdaroğlu’dur...Bu da PKK terör örgütünün merkez komitesinde yıllarca Türkiye’ye saldırıların emrini vermiş kişidir. Adı da Osman Öcalan’dır... Hangisini televizyonda görmek istersiniz?” denilse...

Kılıçdaroğlu 2 Ekim’de grup toplantısında konuştu. 1 saniyede yayın kesildi...


Tabii ki CHP lideri dersiniz!

Yok ama! Böyle olmadı... Devlet ekranı Meclis TV’yi yöneten anlayış, 2 Ekim’de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında yaptığı konuşmasını 1 saniye gösterdi. Ardından Meclis’teki kütüphane tanıtımıyla ilgili görüntülere geçildi. Sonra da Meclis’teki oturum yayınlandı. ‘Oturum başlamıştı’ bahanesi kabul edilemez! Çünkü, iktidarın lideri konuşsaydı, kimse o yayını kesemezdi. Aslında bu bir tavır! ‘Seçimleri kazanmak için her yapıyla ilişki kurulabilir’ diyen ‘pragmatizm’ bugün kurumların ortak özelliği!

Öcalan Ailesi’ne kapıyı kim ve neden açtı?


22 Haziran’da, İstanbul seçimi öncesi devlet ekranı TRT Kurdi, Osman Öcalan’a mikrofon uzatmış ve dakikalarca halka izlettirmişti! Osman Öcalan, 20 Haziran’da İmralı’da yatan ağabeyi Abdullah Öcalan’ın yerel seçim mektubunu yorumlamıştı. “Abdullah Öcalan İmralı’da bir mektup yazdı ve mektubunda HDP İstanbul Seçimi’nde tarafsız olsun” diyerek başlarken mikrofon uzatılan Osman Öcalan, “Ekrem İmamoğlu ciddi bir mesaj vermedi Kürtler için. Kürtlerden kaçtı ve kendini bağımsız tutmaya çalıştı. Kürtler için CHP’nin hiçbir projesi yoktur” dedi.

Osman Öcalan 22 Haziran’da TRT Kurdi’ye konuşmuştu.


ŞİKAYET OLDU AMA...

Yani… Kılıçdaroğlu’na kapalı olan ekran, Öcalan kardeşlere açıktı! Sonra ne oldu? İstanbul’da yaşayan Nuri Başkapan adlı şikayetçi, TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, TRT Kurdi Genel Koordinatörü Mustafa Ekici ve Anadolu Ajansı Genel Müdürü Şenol Kazancı hakkında ‘terör örgütüne yardım ve yataklık, vatana ihanet, suçu ve suçluyu övme’ iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Öcalan’ın TRT’ye çıkartılması ve Abdullah Öcalan’ın mesajının Anadolu Ajansı’nda yayınlanmasını ‘ifade özgürlüğü’ kapsamında değerlendirdi.

‘MEDYA GÖREVİNİ YAPTI’

Savcılık, “Terör olayları toplumu en çok etkileyen hadiseler olmasından dolayı bu eylemlerin medya için haber değeri büyüktür” dedi. Savcılık şöyle devam etti: “Toplum tarafından en çok ilgi gören haberlerin terör haberleri olması nedeniyle bu haberlere yazılı, görsel, işitsel, dijital mecralarda hatta sosyal medyada sıkça yer verilmektedir. Terör haberlerinin önemi ve medyanın halkı bilgilendirme yükümlülüğü bu haberlerin medyada yer almasını zorunlu kılmaktadır. Haberlerin ilkeli, bilinçli ve propagandaya mahal vermeyecek şekilde ölçülü biçimde yayınlanması medyanın görevini yapmasını sağlar.”

ÖCALAN BİR GÖREV Mİ?

Yani... Medya, Öcalan’ı ekrana çıkararak görevini yapmış oldu. Kılıçdaroğlu’nu yani Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün partisinin liderini çıkarmayıp ne yaptı?

O zaman... Eski TRT’nin programlarını da hatırlatmadan geçmek istemiyorum...

Liderler 1985’te böyle tartışıyordu.

TRT ekranında siyasi liderler ve askerler karşı karşıya gelip rahatça tartışabiliyordu


TRT’de kimler program yapmadı ki... Uğur Dündar, Abdi İpekçi, Bozkurt Güvenç, Can Okanar, Mehmet Barlas, Taha Akyol... Say say bitmez. Ve bu isimler ekranlara siyasetçileri çıkardı! Hatırlayın... 1985... Anavatan Partisi Genel Başkanı Turgut Özal, Halkçı Parti lideri Necdet Calp ve 12 Eylül darbesini yapan askerlerin desteklediği Milliyetçi Demokrasi Partisi’nin Genel Başkanı E. Org. Turgut Sunalp, TRT’de Mehmet Barlas’ın yönettiği açık oturumdaydı... 1992’de TRT’de Nazlı Ilıcak ve Tayyar Şafak’ın hazırladığı “Söz Meclis’ten İçeri” programında, Ahmet Türk ve Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis Paşa ‘Kürt Sorunu’nu tartışmıştı. Programın sonunda da Leman Sam, Ahmet Türk ve Eşref Bitlis’in arasında ‘Memleketim’ şarkısını söyledi. Bitmedi...

LİDERLERE ÖZGÜRLÜK

1989’da, Turgut Özal, Erdal İnönü ve Süleyman Demirel, Bozkurt Güvenç’in moderatörlüğünde TRT’deydi...

Ekim 1991’de Türkiye ekonomisi tartışılmaktaydı. Dönemin parti liderleri Mesut Yılmaz, Necmettin Erbakan, Erdal İnönü, Bülent Ecevit, Süleyman Demirel ve Doğu Perinçek’in katıldığı açık oturumda siyasilere 10 dakikalık süre verilmişti. Programı Can Okanar sunmuştu. Kavga çıkmamıştı.

Yani... “1 saniyelik demokrasi’ 35 yıl önce yüzlerce dakikaydı!