Sayıştay tarafından hazırlanan denetim raporları, TBMM’ye sunulduktan ve ilgili kamu idarelerine gönderildikten sonra kamuoyuna duyuruluyor. Bu kapsamda Genel Uygunluk Bildirimi, Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporu ile kamu idarelerine ilişkin 189 adet denetim raporu, Sayıştay Başkanlığı resmi web sitesinde yayımlandı. Diğer raporlar ise süreçleri tamamlandıkça kamuoyuna duyurulacak.

Bir taraftan ülkemizde yolsuzluk, rüşvet olaylarının arttığına inanılıyor ama Cumhuriyet Savcılığı’na intikal ettirilen bu tür olayların da neredeyse “yok” denecek kadar az olduğunu biliyoruz. Ülkemizde teftiş sistemi çökertildi. Tek umut, Sayıştay’da. Ama Sayıştay, tam anlamıyla görevini yerine getiriyor mu? Getirmiyor ve bazı konularda yaptığı açıklamayla kamuoyunu yeterince aydınlatmıyor.

İSTANBUL’A AYRICALIK

Sayıştay, en küçük belediyelerle ilgili “kamu zararı” tespiti yapıp “Yargı Raporu” düzenlerken, 2015’den bu yana İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile ilgili yargı raporu üretmedi. Sayıştay’ın, İBB’nin hesaplarına “Olumlu” değil, “Şartlı” görüş bildirdiği, raporun “Denetim Görüşü” başlıklı 23. sayfasında yer aldı. Konuştuğum konunun uzmanları, bunun önemli bir saptama olduğunu belirtti, “Sayıştay, İBB’nin mali rapor ve tablolarına yansıyan bazı hususları uygun görmedi ve ‘Olumlu’ yerine ‘Şartlı’ görüş bildirdi. Aslında raporun en önemli ve nihai tespiti bu olmasına rağmen, konunun tartışıldığı dönemde Sayıştay tarafından yapılan basın açıklamasında bu duruma hiç değinilmedi”  hatırlatmasında bulundu.

Belediyenin AKP’de olduğu dönemde yargı raporu üretmeyen Sayıştay’ın, İstanbul’un CHP’li başkana geçtikten sonraki tutumu da kesin farklı olacaktır. Bunu da, CHP dönemine ilişkin rapor çıktığında öğreneceğiz ki, bunun için daha zaman erken.

SARAY, HATA YAPMAZ MI?

Sayıştay, Cumhurbaşkanlığı’nı da denetliyor. Ama sadece adı “Denetim” diyebiliriz. Çünkü, sarayın 2017 yılı raporu gibi, 2018 yılı denetim raporu da boş. Rapordaki açıklamalar ve Mali Tablolar standart. Tek bir bulguya bile yer verilmemiş. Bu durumda “Saray, Sayıştay tarafından etkin bir şekilde denetlenmiyor mu?” sorusu akla geliyor.

Çünkü, Saray raporuna göre 1.648.678.956,42 lira harcama yapan bir kurumda 1 lira kamu zararı ya da muhasebe hatası ve benzeri bir şey olmaz mı? 2017 yılında olduğu gibi 2018 yılında da bulgusuz oluşunu “Sayıştay eliyle denetlenemeden ibra edilmiş” olarak yorumlayan uzmanlar da var. Eğer, “Denetledik bir kuruşluk bile hata bulamadık” diyorsa, bunun inandırıcı olmadığını da en iyi sarayı denetleyenler bilir.

ARTIŞ YÜZDE 840 OLUR MU?

Devlet görevlilerinin işini bilinçli ya da bilinçsiz yapmamaları sonucunda milletin parasının nasıl heba edildiğini, devletimizin nasıl soyulduğunu bu kez Karayolları Genel Müdürlüğü raporunun 76. sayfasında yer alan 7. Bulgu, “Yaklaşık Maliyet Hesabında İş Miktarlarının Olması Gerekenden Daha Az Belirlenmesi ve Yüklenicilerin Yaklaşık Maliyete Göre Yüksek Fiyat Teklif Ettiği İş Kalemlerinin Öncelikle Yaptırılması Nedeniyle İşlerin Planlanan Maliyetin Çok Üzerinde Bedellerle Yaptırılması” başlığını taşıyor.

Bunun anlamı, “Devletin devlet eliyle soydurulması” ya da “Karayollarında büyük oyun”dur.

Sayıştay tarafından Ordu-Ulubey Ayrımı-Kabadüz İl Yolu altında yapılan yol ve köprü işinde önemli usulsüzlükler saptandı. Sayıştay denetimleri sonucunda Karayollarının tespit ettiği yaklaşık maliyetlerin fahiş düzeyde hatalı tespit edilmesi nedeniyle köprü işinin devlete maliyetinin çarpıcı düzeyde yüksek olduğuna vurgu yapılıyor ve saptamalar raporda teknik terimleriyle birlikte belirtiliyor.

Sonuçta, bir iş kaleminde yaklaşık maliyet birim fiyatı ile teklif birim fiyatı karşılaştırıldığında yaklaşık 310 kat artış, maliyet tutarına göre toplam ödenen tutar karşılaştırıldığında fiyat artışı yaklaşık 840 kat artış şeklinde gerçekleşmiş.

TEKLİFE BAKIN!

Raporda şu önemli tespitlere de yer verilmiş: “Yaklaşık maliyet fiyatları ile fiilen yapılan köprü işleri bedeli karşılaştırıldığında, yüklenicinin sadece köprü işleri için yüzde 610 daha fazla hakediş tutarı elde etti. Yaklaşık maliyet tutarı ile yüklenicinin teklif tutarı karşılaştırıldığında, köprü işleri için yaklaşık yüzde 190 oranında yüksek teklif verdiği, yüklenicinin kendi teklifi ile gerçekleşen imalat tutarı karşılaştırıldığında, yüzde 150 oranında daha yüksek tutarda iş yaptığı görülüyor.”

Özetle, müteahhidin düşük fiyat teklif ettiği işler yapılmamış, yüksek fiyat teklif ettiği işler yapılmış. Bu yolla, yol ve köprüden oluşan işin devletçe tespit edilen başlangıç bedeli sadece köprü yapımı için müteahhit firmaya ödenmiş.

Araştırınca neler bulunuyor neler?