İstanbul, kente özgü değerlerin bazılarını 60'lı yıllarda hız kazanan göç dalgasıyla bazılarını ise insanoğlunun aç gözlülüğü ile kaybetti. Yanlış balıkçılık politikası ve bilinçsiz avlanma nedeniyle artık lüfer diye bir balık İstanbul'da yok. Varsa bile sokaktaki vatandaşın ondan haberi yok.

Zoolog ve yazar Karekin Deveciyan’ın yaklaşık yüz yıl önce dediği gibi İstanbul bir zamanlar dünyanın en güzel lüferinin tutulduğu iki yerden biriydi. Bugün ise halk arasında lüfer balığı bir şehir efsanesine dönüşmüş durumda. İnsanlar bu eşsiz lezzeti genelde özel günlerde veya pahalı restoranlarda tüketebiliyor. Tezgâhtan lüfer alıp evine götürebilen bir İstanbullu da yok.

"TEZGÂHLAR KORKUNÇ DURUMDA, YAVRU LÜFER DOLU"


Uzun yıllardır balık tarihi ve kültürü üzerine yazılar yazan gazeteci yazar Tan Morgül, "artık lüferle ilgili güzelleme yapmak istemiyorum" diyor. 2010'ların başında balık hakkında köşe yazıları yazarken aslında işin lezzetinden bahsetmek istediğini belirten Morgül, "Ne yazık ki işler öyle gelişmedi. Zaman lezzetinden ziyade deniz canlılarının haklarını koruma zamanıydı" ifadesini kullandı. Şu anda Londra’da yaşayan Tan Morgül, röportajı yaptığımız esnada İstanbul’daydı. Kendisi ne zaman İstanbul’a gelse tezgahlara bakmaya utandığını söylüyor.