“Nereden çıktı komünizm” diyeceksiniz. Anlatacağım.

Koronavirüse karşı Çin’e sipariş edildiği açıklanan Sinovac aşısının Türkiye’ye ulaşması gecikirken, tartışma büyüyor.

Daha önce, varış tarihi 11 Aralık olarak açıklanan aşının, şimdi çarşamba (yani bugün) Türkiye’de olması bekleniyor. TRT, aşıların yola çıktığını duyururken, sosyal medyada paylaşılan fotoğraf  “aracı firma” tartışmasını alevlendirdi.

(Bu arada gecikmedeki gerçek sebebin, Uygur Türkleri’nin iadesiyle ilgili olduğu iddiaları da iki koldan TBMM gündemine taşındı.)

★★★

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Aşıyı Keymen İlaç adlı şirket getirecek” diyen CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’i yalanlamıştı. Koca, Sevilay Yılman’ın (Habertürk) “Sinovac aşısının Türkiye’ye getirilişinde iktidara yakın bazı şirketlerin aracı olduğu iddiasına ne diyorsunuz? Aracı şirket var mı? Varsa kim? sorusuna (11 Aralık 2020) şu cevabı vermişti:

“Bu da kesinlikle doğru değil. Biz anlaşmamızı doğrudan Sinovac’ın kendisiyle yaptık. DMO yani Devlet Malzeme Ofisi ve Sinovac arasında herhangi bir aracı filan yok. Sinovac eski bir şirket. Aşı konusunda uzun bir geçmişi var. Hepatit, İnfluenza gibi aşıların üretimini yapan bir kuruluş. Dolayısıyla burada bir distribütörü var ama biz anlaşmamızı bizzat Sinovac’ın merkeziyle yaptık. Bunlar yanlış bilgiler.”

TRT’nin görüntülediği aşı kolilerindeki etikette Keymen İlaç adının yer alışı sorulara neden oldu. Aşının stratejik ürün olduğunu vurgulayan ve aracı iddiasının doğrulandığını açıklayan Emir, “Bunu neden saklıyorsunuz” diye soruyor.

Sorunun cevabını henüz bilmiyoruz. Keymen İlaç aracı mıdır, değilse o etiket neden koliler üzerinde yer aldı, aracılık yapıldı mı ve kamudan ayrılan, özel sektöre transfer edilen kaynak nedir soruları, bütün toplumu ilgilendiriyor.

ŞİRKETİ 2016’DA DEVRALMIŞ

Keymen İlaç şirketine ilişkin ticaret sicil kayıtları ile arşiv araştırmasında ulaştığım bilgileri sizlerle paylaşacağım.

Keymen İlaç şu anda tek ortaklı bir şirket. Ortağın adı Cantürk Alagöz. Şirketi 2016 yılında devralmış. Bir not: Geçen eylül ayında yapılan ve medyada gündem olan ilk aşı denemesine ilişkin haberlerde Alagöz’e teşekkür edilmiş.

BİYOKÜTLE SANTRALİ VAR

Keymen İlaç’ın sahibi Cantürk Alagöz, sadece ilaç alanında değil, enerji alanında da faal. Can Çevre Yatırım Enerji şirketinin de ortağı. Şirket memleketi Iğdır’da biyokütle santrali kurmuş.

Şirketin mevcut profili böyle olsa da Keymen İlaç’ı 2016 yılına kadar büyüterek Sağlık Bakanlığı’nın önemli tedarikçilerinden biri haline getiren isim farklı: Dr. Orhan Mutlu Topal.

ÇOCUK FELCİ AŞISIYLA TANIŞTIRAN

Dr. Topal’ın, 2012’de MediMagazin dergisinden Fulya Erdem’e verdiği röportajda şirket, “Türkiye’yi çocuk felci aşısıyla tanıştıran ve 40 yıldır Sağlık Bakanlığı’nın aşı ve serum tedarikçisi” diye tanıtılmış.

Çin ve Hindistan’dan getirilen hammaddelerden ilaç üreten şirket, yine 2012 verilerine göre 21 milyon TL olan cirosunu, 50 milyon TL’ye çıkarmayı hedefliyormuş. O yıl en hızlı büyüyen 25 şirket arasında yer almış

Dr. Mutlu’nun, aynı röportajda şirketin öyküsünü anlatırken verdiği bilgiler insana “Nereden nereye” dedirtiyor:

KOMÜNİST ÜLKELERDE TEMEL SAĞLIK

“Ankaralı bir aileyiz. Doktor olan babam 1960’lı yıllarda Türkiye’nin çocuk aşıları ihtiyacı karşılamak üzere işe adım atmış. Tıbbi cihaz ve ilaç hammaddeleriyle başlamış zamanla işi geliştirmiş. O zamanlar ilaç sektörü çok küçük, fazla oyuncu yok, yabancı hakimiyeti var. Babam ilk zamanlar eski komünist ülkelerde temel sağlık hizmetlerinin ucuz etkili ve güvenilir olduğunu öğreniyor ve oradan aşı getirmeye başlıyor. Uygun fiyatlı kaliteli aşılar Türkiye’ye giriş yapmaya başlıyor böylece. 1966 yılında ilk çocuk felci aşısı Türkiye’ye geliyor ve bu iş hâlâ bizde. Üretim teknolojileri ve hakları değişti zaman içinde ama bugün aynı mikroptan üretilen aynı aşıyı çocuklarımıza kullanıyoruz. 1973 yılından beri faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Aşılar, serumlar, ilaçlar, ilaç hammaddeleri ile tıbbi cihazların ithalatı, yurtiçi satışı ve dağıtımına devam ediyoruz.”

Bir yanda; halk sağlığı için güvenilir aşılar ürettiğini görerek “eski komünist ülkelerden” aşı ithal ederek büyüyen ve yarım yüzyıldır Sağlık Bakanlığı’nın gözdesi haline gelen bir şirket.

Diğer yanda, bayıldıkları tabirle “milli” aşı üretebilen, en değerli Cumhuriyet kurumlarından biri Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü  kapatıp Bakanlar Kurulu kararıyla kapısına kilit vuran bir iktidar. 

Sağlık alanında yaşanan güvensizlik ve kaosun nedenini merak edenlere ipucu olsun.