İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne, Adana Emniyet Müdürü Zafer Aktaş atandı. Hemen ardından “Şunun adamı, bunun adamı” denilmeye, bu atama üzerinden kabine içindeki bilek güreşinden söz edildi. Onca zorlu yollardan geçen Zefer Aktaş’ın Cumhuriyet’in polisi olduğunu gösteren müthiş bir direniş öyküsü var. Davaları, daha birkaç öy önce sonuçlandı. Terfi dönemi geliyor terfi ettirilmiyor, mahkeme kararıyla terfisini alıyor, bakıyorsunuz Emniyet Müdürlüğü’nden rütbesi Emniyet amirliğine indiriliyor.

Emniyet içinde Fetullahçı kadroları belirlemek için Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne bir görev verilmişti. Emniyet Müdürü Cevdet Saral çalışma grubu oluşturdu. Yardımcısı Osman Ak, İstihbarat Şube Müdürü Ersan Dalman, yardımcısı Zafer Aktaş, Teknik Büro Amiri Mahmut Çorumlu da bu gizli çalışmanın çalışmanın içindeydi. Hazırladıkları Ön Rapor, 21 Mart’ta genel müdürlüğe gönderildi. 21 Mart’ta Fetullah Gülen yurtdışına çıktı. 21 Nisan’da fezleke DGM’ye gönderildi. Af Kanunu çıkarılırken, 21 Nisan öncesi işlenen yani Gülen’i de kurtaracak kanun çıkarıldı.

Aktaş 1964 yılında Çanakkale’de doğdu. Balıkesir nüfusuna kayıtlı olan Aktaş evli ve iki çocuk babası.


“8. KAT ÇETESİ”

İşte o günlerde Emniyet’in 8. katında, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı’nın bilgi ve onayı olmadan istihbarat yönetmeliğine aykırı olarak, usulüne uygun tahsis edilmiş dinleme odası varken, ikinci bir odada mahkeme kararı olmadan dinleme yaptırıldığı, bazı dinlemelerin bilgisayar belleğinden silindiği iddiasıyla soruşturma başlatılmıştı.

Cem Uzan döneminin STAR gazetesinde çalışıyordum. Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Fatih Çekirge, Yazı İşleri müdürlerinden birisi de Yılmaz Özdil’di. Telefon dinleme konusunu ben ve polis muhabirimiz Kamil Elibol araştırıyorduk. Ama tüm bulgular, kumpası işaret ediyordu. Hele, hurda deposuna kaldırılan dinleme aygıtının içinde, DGM Savcısı’nın da gidip orada Yargıtay Daire Başkanı Naci Ünver’in dinleme kasetini eliyle koymuş gibi bulması son derece komikti. Savcıya, o ihbarı da Fetullahçılar yapmıştı. Bazı gazetelerde “8. kat çetesi” haberleri manşette yer alırken, STAR’da bunun kumpas olduğunu yazılarımda, haberlerimizde belirtiyorduk. Açıkçası Saral, Ak, Dalman, Aktaş, Çorumlu linç ediliyordu. Belki tek nefes boruları STAR’daki yazı ve haberlerimiz oluyordu.

43 AY AÇIKTA, SONRA İHRAÇ

Cevdet Saral, Osman Ak, Ersan Dalman, Zafer Aktaş, Mahmut Çorumlu öyle böyle değil, tam 43 ay açıkta kaldı. Maaşlarının sadece üçte ikisini alabildiler. Yıllarca mahkemelerde süründüler. Terfi dönemleri geldiğinde bırakın terfi ettirilmelerini “Meslekten ihraç” cezaları verildi. Gerekçesi ise “Fetullah Gülen Cemaati hakkında gerçekdışı rapor hazırlamak” gösterildi.

Meslekten ihraç kararı geldiğinde, sonuçta bir alt ceza olan 24 ay kıdem tenziline indirilmesi sayesinde Ak, Aktaş ve diğerleri meslekte kalabildi. Öyle olaylar yaşandı ki rütbelerini söktüler, silahlarını aldılar. “Çete elemanı” gibi gösterildiği için sokağa çıkamaz hale geldiler. Meslektaşları onları “öcü” gibi gördü. Ama hukuki yönden hiç geri adım atmadılar. Son aşamada Danıştay İdari Dava Daireleri lehlerine karar verdi. Bütün terfilerini mahkeme kararıyla aldılar.

Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral, yardımcı Osman Ak, İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Zafer Aktaş ve Teknik Müdür Mahmut Çorumlu yıllar süren davada beraat etmişlerdi.


BİRİ ANKARA, DİĞERİ İSTANBUL

Osman Ak, İstihbarat Dairesi’nde teknik müdürken, Başkomiser Zafer Aktaş, Komiser Servet Yılmaz da aynı birimdeydi. Üçünü de o daireden uzaklaştırmışlardı. 1997’de Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne Cevdet Saral’ın getirilmesiyle Osman Ak ve Zefer Aktaş da Ankara’ya geldi. Büyük mafya operasyonlarını da gerçekleştirdiler. 1999’da görevden alınan Cevdet Saral, Osman Ak, Zafer Aktaş 2014 yılının Haziran ayına kadar hep kızakta tutuldu. Fetullahçılar’ın kumpasları görülmeye başlandığında onlara etkili bir biçimde mücadele yapılabilmesi için “Fetullah mağduru” emniyetçiler hatırlandı. Osman Ak önce Zonguldak, Adana, son olarak Bursa Emniyet Müdürlüğü’ne atandı. 15 Temmuz döneminde “F serisi 1 Dolar” olayını o ortaya çıkardı. Yaş haddi dolunca İçişleri Bakanlığı emrine alındı. Orada kızakta bekletiliyor.

MÜDÜRLÜKTEN, AMİRLİĞE

Zafer Aktaş, terfilerini mahkeme kararlarıyla aldı. Üç yıldızlı Emniyet Müdürü rütbesinde olduğu dönemde rütbesi Emniyet Amirliği’ne düşürüldü. Sonuçta, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nda davayı kazandı. Polis Müfettişliğine getirildiğinde, Emniyet’te Fetullahçı Emniyetçilerle ilgili soruşturmalar yaptı. 2016’da Muş, daha sonra Adana, son kararnameyle de İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne atandı. Zafer Aktaş’ın ne çileler çektiğinin yakın tanıklarından birisiyim. Fetullah Gülen grubunun yıllarca çile çektirdiği Emniyetçiler önemli görevlere getirilince “Şunun adamı, bunun adamı” deniliyor. Bu kadar çile çektirilen, mesleklerine mahkeme kararlarıyla dönen, terfilerini mahkeme kararıyla alanların “şunun adamı, bunun adamı olmasına” ihtiyaç yok. Onların Cumhuriyet’in polisi olması yeter...