Torunlar şirketine ait Başkentgaz’ın Kızılay Derneği üzerinden, Ensar Vakfı’na yaptığı yaklaşık 8 milyon dolarlık bağış, hem Kızılay’ın bundan önce benzer işlemler yapıp yapmadığını, hem de “Kamuya Yararlı Dernekler” statüsü verilenlerin durumlarının kapsamlı bir biçimde incelenmesini gerektiriyor. Çünkü, olayın boyutunun yalnız Kızılay üzerinden yapılan bağışla sınırlı olmadığı biliniyor. Kamu kuruluşları üzerinden de bazı vakıf ve derneklere büyük “kıyak”lar yapıldığı da bir gerçek.

TBMM’de Araştırma Komisyonu kurulmadan olayın boyutları ortaya çıkarılmaz. Günümüzde, hangi vakfın ya da derneğin “Kamuya yararlı” olduğuna da Cumhurbaşkanı karar veriyor. Vakıf senedinde yer alan amaçları kendi öz kaynaklarıyla gerçekleştirmesi gereken vakıflar, vergiden muaf olmakla kalmıyor, farklı bir biçimde destekleniyor. Yapılan yardımların nereye gittiği konusunda da rivayetler muhtelif.  O yüzden şeffaflık gerekiyor. Tabii ki bütün vakıfların aynı olmadığını da belirtiyoruz.

HİÇ YAKIŞMADI

2 milyon abonesi bulunan Başkentgaz şirketinin hiçbir yerinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı söz sahibi değil. Diğer doğalgaz dağıtım şirketlerinde belediyenin yüzde 20 oranında hissesi, yönetimde belediye temsilcisi bulunmasına rağmen, bu durumdan yasa ile Başkentgaz muaf tutulmuş. Yani, kime ne amaçla yardımlar yapıldığı gizli kalıyor.

Biraz gerilere gidelim. Ankara’da doğalgaz dağıtım işleri, 2007 yılına kadar belediye İşletmesi EGO tarafından gerçekleştiriliyordu. Daha sonra dağıtım işini belediye şirketi Başkentgaz sürdürdü. Melih Gökçek’in başkanlığı döneminde Başkentgaz’ın iki yıl içinde özelleştirilmesi, bu sürede özelleştirilememesi durumunda işlemlerin Özelleştirme İdaresi tarafından gerçekleştirilmesi planlandı.

Gökçek’in açtığı ihalede parası zamanında ödenmediği için ilk ihale iptal edildi. İkinci ihalede, Başkentgaz’ın yüzde 80’i Mehmet Emin Karamehmet’e verildi. Yine sorun çıktı ve ihale iptal edildi. İki yıllık süre de doldu. Yeni ihaleye çıkılmadan önce kanun değiştirildi, Başkentgaz’ın yüzde 80’i değil, yüzde 100’ünün devri öngörüldü. Sonuçta, belediyeye ait gazın yüzde 100’ü, 25 Ocak 2013 tarihinde Torunlar Şirketi’ne devredilmiş oldu. Diğer doğalgaz dağıtım şirketlerinde belediyelerin yüzde 20 hakkı ve yönetimde temsilcisinin bulunmasına rağmen, Ankara’da bunlar yapılmadı. Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olan yasanın iptali için dava açtı. Bu durumu yazdığımız için Mehmet Torun aradı ve belediyenin verdiği bilgilerin gerçeği yansıtmadığını söyledi, ardından da Başkan Yavaş’a, danışmanı Mahmut Esen’e ve bana küfredip telefonu kapattı..

BUNU HEP YAPIYOR MU?

Kızılay’ı iyi anlamak için tüzüğüne bakmak gerekiyor. Tüzükte, Kızılay’ın tanımı şöyle yapılıyor: “Istırap anında şefkatin, farklılıklar karşısında hoşgörünün, savaşın en kızgın anında insancılığın ve merhametin temsilcisidir.” Dar gününde, zor gününde 152 yıldır insanların yardımına koşan Kızılay’ın yıpratılmaması gerekiyor. Bu konuda en büyük duyarlılık da kuşkusuz Kızılay yönetimine düşüyor. Sizin neyinize, vergi kaçırmak ya da vergiden “kaçınmak” isteyen firmanın, Kızılay üzerinden yardım yapmasına aracılık yapmak...

Daha önce Ensar ve diğer vakıflara Kızılay üzerinden ne kadar para aktarıldığını da bilmiyoruz. Kapsamlı bir araştırma yapılırsa ortaya çıkacaktır. Nitekim, Başkentgaz’ın belgesi, devletini seven, vergi kaçırılmasına, Kızılay’ın bu kirlilik içinde olmasına gönlü razı olmayan kişiler tarafından ortaya konulmuştur. Bu ilk kez mi yaşandı, yoksa Kızılay’ın geçmişinde de yaşanmış mıydı?

“DÖNEMİMİZDE OLMADI”

Geçmiş dönemi araştırdım. Kızılay’ın önceki iki genel başkanı şunları söyledi:

- Kızılay eski Genel Başkanı Tekin Küçükali: Kızılay’a şartlı bağış yapılabilir. Örneğin bağışçı 100 bin lira veriyor, bunun kan hizmetlerinde kullanılmasını isteyebilir. Ama Kızılay üzerinden vakıf ve derneklere para aktarımı genel başkanlığım döneminde asla olmadı. Böyle bir durum ahlaki olmadığı gibi aynı zamanda vergi kaçırma suçudur. Soruşturulmalı ve gereği yapılmalı.

- Kızılay önceki Genel Başkanı Ahmet Lütfü Akar: Bırakın, Kızılay üzerinden başka kuruluşlara para aktarılmasını, şartlı bağışların kabul edilip edilmemesini bile tartışmıştık. Çünkü, kişi yaptığı bağışın harcanması gereken yeri bildiriyor. Oysa, daha öncelikli durumlar çıkabiliyor. Başkanlığım döneminde Kızılay üzerinden başka vakıflara yardım aktarılması söz konusu bile olmadı. Bu, Kızılay’a zarar verir ve adeta komisyoncu duruma düşürür. Buna da kimsenin hakkı yoktur.

Elazığ ve Malatya depremlerinde unutulan bir şey daha var. Kızılay tarafından işte bugünler için yaptırılan, prefabrik evler vardı. 5 dakikada kurulabilen “Mevlana Evleri” nerede? Bilen varsa buyursun...




Not: Suriye’de şehit düşen kahraman askerlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.