Saygı Öztürk geçen yıl 17 ve 18 Haziran’da iki ayrı yazı ile AKP Trabzon Milletvekili Bahar Ayvazoğlu’nun eşi Ali Ayvazoğlu ile eski yardımcısı Emine Altuntaş’ın kamudaki dikkat çeken yükselişini anlattı. Özetle şu satırlara yer verdi: “Ali Ayvazoğlu, Trabzon Belediyesi’ne bağlı TRABEL şirketinde işçi kadrosunda çalışırken, aynı zamanda Atatürk Köşkü’nde bekçi olarak görev yaptı. Bahar Hanım (Bahar Ayvazoğlu) ise Mustafa Yanmış’ın Merkez İlçe Başkanlığı döneminde AKP’ye sekreter olarak işe alındı. AKP İl Kadın Kolları Başkanı Havva Gümüş’ün, Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliği’ne seçilmesi üzerine boşalan Kadın Kolları Başkanlığı’na Bahar Ayvazoğlu getirildi. Ali Ayvazoğlu, eşinden ayrıldıktan sonra Bahar Ayvazoğlu ile evlenince memuriyette jet hızıyla yükseldi. 2014’de Ortahisar Belediye Başkanlığı kuruldu. Başkanlığa AKP İl Başkanı Ahmet Metin Genç seçildi. Genç özel kalem müdürü bulunmasına rağmen Ayvazoğlu’nu kağıt üstünde özel kalem müdürü yaptı. Trabzon’un 20 yıldır Kültür ve Turizm İl Müdürü İsmail Kansız görevinden alındı. Ali Ayvazoğlu, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü görevine vekaleten başlatıldı. 2015’te Bahar Ayvazoğlu’nun milletvekili seçilmesinden sonra Ayvazoğlu da bu göreve asaleten atandı. Bahar Ayvazoğlu milletvekili seçilmeden önce AKP Trabzon Kadın Kolları Başkanı’ydı. Yardımcılığını Emine Altuntaş yapıyordu. Bahar Hanım milletvekili seçilince Emine Hanım kağıt üzerinde Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Özel Kalem Müdürü yapıldı. Ertesi gün dönemin Trabzon Valisi Yücel Yavuz’un onayıyla Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdür Yardımcısı oldu. Oradan İstanbul Valiliği’nde önemli bir göreve atandı. Sınavsız bir biçimde memur oldu ve yükselip gitti...

BU İKİ BELGELİ HABER İÇİN SÖZCÜ’YE 4 GÜN KEYFİ CEZA


GERÇEKLİĞE UYGUN

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yazıyı “namussuzluk” olarak niteledi. “Bahar Hanım ahlaklı, faziletli bir kadındır, Ali Bey’e minnettarız Trabzon turizmini ayağa kaldırdı” dedi. Bahar Ayvazoğlu “kişilik haklarına saldırıda” bulunulduğunu iddia edip 100 bin lira tazminat isteğiyle mahkemeye başvurdu. Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesi red kararı verdi. Kararda Ayvazoğlu’nun eşi ile ilgili ileri sürülen iddiaların görünürdeki gerçekliğe uygun olduğu, davacının eşi ile iş ortamında tanışarak evlenmelerinin habere konu edilmesinin kişilik haklarını zedelemeyeceği, davacının milletvekili olması hasebiyle kamuya mal olmuş bir kişi olduğu, yayının güncellik değeri taşıdığı ve kişinin toplum içindeki yeri, statüsü ve tanınmışlık durumuna göre yapılan eleştirilerin de o denli yoğun ve gerektiğinde ağır olabileceğinin kabul edilmesi gerektiği vurgulandı..



İSTİNAF DA REDDETTİ

AKP’li vekilin avukatları Trabzon Bölge Adliyesi Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’ne itirazda bulundu. Dosya üzerinden karar veren mahkeme, yazıların “Basın Özgürlüğü” kapsamında olduğuna karar verdi ve bir kez daha “red” kararı verip gerekçesinde şu vurguları yaptı: “Dava konusu haberde davacının milletvekili olmadan önceki yardımcısının, milletvekili seçildikten sonra üst görevlere atandığı, sınavsız bir şekilde memur olduğu, davacının eşinin belediyede işçi kadrosunda işe başladığı, daha sonra davacı ile evlendiği, davacının eşinin daha sonra üst görevlere atandığı belirtilmiş ve konu ile ilgili çeşitli detaylara yer verilmiştir. Haber içeriğinde doğrudan davacının kişilik haklarına saldırı mahiyetinde bir ifade yer almamakla birlikte genel olarak davacının yardımcısı ile eşinin usulsüz şekilde çeşitli görevlere atandığı ima edilmiştir. İfadelerin mahiyeti, bir kısım somut olgulara dayandırılması, eleştirel içerikte olması, davacının kamusal kimliğinin bulunması, ifadelerin bu kimlikle ilişkilendirilmesi karşısında, yapılan haberin basın ve ifade özgürlüğü ilkelerinin sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince değerlendirmesinde isabetsizlik görülmemiştir.”

KEYFE GÖRE CEZA

AKP’li Bahar Ayvazoğlu’nun şikayette bulunduğu Basın İlan Kurumu ise aksi yönde uygulamaya imza attı. Kendisini yüksek yargının da üzerinde görerek gazetemizin resmi ilan ve reklamlarının 4 gün süreyle kesilmesine karar verdi.

İLAN KESME İŞİ MUHALİFE SOPA


Gazetemizin avutakı İsmail Yılmaz, vicdanları yaralayan bu uygulamayı şöyle değerlendirdi: Basın İlan Kurumu bir süredir başta Sözcü olmak üzere, muhalif gazetelere ilan kesme cezası uygulamasını kendine görev edinmiştir. Bu işlemini ‘Basın ahlak kuralları ihlal edilmiştir’ gerekçesine dayandırmaktadır. Kanunda çok hassas değerlendirmeye tabi ve daha çok magazin ile özel yaşama ilişkin haberler için geçerli olan bu kriter, siyasi ve eleştirel haberlere uygulanır hale getirilmiş ve adeta muhalif basına ceza vermek için sopa olarak kullanılmaya başlanılmıştır.

Av. İsmail Yılmaz


TİRAJLARI ARAŞTIRIN

Basın İlan Kurumu, Basın Ahlak ve İlkeleri’ni tam olarak uygulamak istiyorsa, ilk önce, tiraj rakamlarıyla oynayan ve şişkin tirajlar göstererek haksız ilan parası alan gazetelerin bu oyunlarına son verme yoluna gitmelidir. Tirajı tutmadığı halde, muhasebe kayıtlarına girdi-çıktı hilesi yaparak yüksek tiraj gösterip Basın İlan Kurumu’ndan haksız şekilde ilan parası alan gazeteler var. Geçmişte bunu Zaman yapmıştı. Şimdi de yapan başka gazeteler var. Maalesef halen bu tiraj oyununa göz yumulmaya devam ediliyor. Aslında yapılan iş, tiraj hilesiyle kamu kurumunu dolandırmaktan başka bir şey değildir. Basın İlan Kurumu, öncelikli görev olarak bu hileleri araştırmalı ve yapılan yolsuzlukları engellemeli, suçlular hakkında suç duyurusunda bulunmalıdır. Muhalif gazetelere sürekli olarak ilan kesme cezası vermek, tiraj oyunu ile haksız kazanç sağlanmasına göz yummak, bir görev kusurudur ve görevini gereği gibi yapmamaktır.

Sözcü’ye verilen bu son ilan kesme cezası çok büyük haksızlıktır, hukuksuzluktur. Bir yerel mahkeme Saygı Öztürk’ün yazısıyla ilgili ‘basın özgürlüğü kapsamında’ diyor. Yüksek mahkeme statüsünde olan Bölge Adliye Mahkemesi de aynı şeyi söylüyor. Ama nedense Basın İlan Kurumu mahkemelerden farklı düşünüp Saygı Öztürk’ün yazısını basın özgürlüğü kapsamında görmeyip ceza kesiyor. Yapılan bu adaletsizliğe karşı tüm hukuki yollara başvuracağız. Bu olayla ilgili Anayasa Mahkemesi’ne, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideceğiz.

Basına geçen yıl 803 gün ilan kesme cezası verildi


CHP’nin gazeteci kökenli Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in hazırladığı rapora göre, sadece 2020 yılında gazetelere 803 gün ilan kesme cezası uygulandı. Çakırözer bu işlemleri “ilan ambargosu” olarak niteledi, gazetelere şikayet olmadan başlatılan soruşturmalar sonucunda verilen cezaların hiç görülmediği kadar arttığına dikkat çekti. Çakırözer “Gerçekleri yazan haberlere tahammül yok. Basın İlan Kurumu ‘Basın İnfaz Kurumu’ oldu. Resmi ilan gücünü, yani para gücünü elinde tutan ve iktidar tarafından oluşturulan bir kurumun haber içeriklerinde etik denetim yapması doğru değil. Bu cezalar basın özgürlüğünü tehdit etmekte. Bu haksız cezalar ortadan kaldırılsın ya da cezalar mahkeme kararına bağlansın” dedi.

SÖZCÜ’YE 23, KORKUSUZ’A 39 GÜN İLAN KESME CEZASI


AKP’li Bahar Ayvazoğlu’nun ve eşinin kamudaki yükselişini konu edinen yazılar gerekçe gösterilerek Sözcü’ye ilan kesme cezası uygulanması ilk değil. 2019’dan bu yana, halkı bilgilendirmeyi amaçlayan çok sayıda köşe yazısı ve haber için Sözcü’ye 23 gün, Korkusuz’a da 39 gün ilan kesme cezası verildi. Aynı dönemde ceza miktarı da 1 milyon 200 bin lirayı geçti.