Yeni yıla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve AK Parti’nin konuşmaktan en çok zevk aldığı iki suni gündemle girdik. Bunların ilki, eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar’ın CHP’de bile artık taraftar bulmayan türban hakkındaki açıklaması oldu.

Erdoğan, sözlerin sahibinden çok, Sağlar’ı eleştiren Kılıçdaroğlu’na yüklendi. CHP’deki türbanlıları ‘Vitrin Mankeni’ diye itham etti.

Tıpkı 28 yıl önce...

Başı açık bir mankeni Refah Partisi’ne (RP) transfer ettikleri gün kendisini suçlayanlar gibi...

REFAH’IN MANKENİ

Necmettin Erbakan’ın RP’si, 1993 yılında tabanını genişletirken, laikleri ürkütmemek adına vitrine başı açık kadın koymaya çabalıyordu.

İlk transferi ANAP’lı Diş Hekimi Filiz Ergün oldu.

İkincisi, RP İstanbul İl Teşkilatı’nın 10 Aralık 1993’te gerçekleştirdiği İstanbul Gecesi’nde sahneye çıktı. O gece yalnızca siyaset değil, magazin dünyası da sarsıldı.

Çünkü konuklar arasında ünlü manken Gülay Pınarbaşı vardı.

Pınarbaşı, 1990’da Miss Globe Türkiye Güzeli seçildikten sonra mankenliğe başladı.

Cesur pozlar verdi.

İki filmde şuh kadını canlandırdı.

Sonra her ne olduysa...

İstiklal Mahkemesi’nde asılan İskilipli Atıf’ın anlatıldığı ‘Kelebekler Sonsuza Gider’ adlı filmin başrolünde oynadı. Bu İslamcı filmin sahnelendiği günlerde RP’ye katılmaya karar verdi.

ERDOĞAN’IN UZATTIĞI MİKROFON

Pınarbaşı, Abdi İpekçi Arena’daki geceye başı açık vaziyette katıldı. Kadınlara ayrılan bölümde Filiz Ergün ile yan yana oturdu.

Çarşaflı ve türbanlı kadınlar arasında dikkat çekiyorlardı.

Pınarbaşı’nın rozetini Ergün takarken, tüm salon “İnançlı kadınlar omuz omuza” diye slogan atıyordu.

Kürsüde, RP İl Başkanı Erdoğan da vardı.

Erdoğan, “Gülay hanım kısa bir selamlama yapacak” dedi ve mikrofonu uzattı.

‘Vitrin Mankeni’ partisine çok çabuk ısınmıştı.

Şunları söyledi:

“Selamın aleyküm muhterem kardeşlerim. Bugün gerçekten çok mutluyum. RP üyesi olmaktan şeref duyuyorum. Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Müslümanlar birlik olmalı. Allah’ın selameti üzerinize olsun.”

Erdoğan, çok mutluydu.

Erbakan da...

Salonda “İşte ordu işte komutan” diye karşılanan Erbakan, 27 Mart 1994’te İstanbul’u kazanacaklarını ve Ayasofya’yı ibadete açacaklarını söyledi.

DÜNÜR KIZDI

Bu manzara, bugün Erdoğan’ın dünürü olan Milli Gazete yazarı Sadık Albayrak’ı çok öfkelendirdi. Albayrak’a göre yeni transferler yenilikçi hastalığıydı ve parti bünyesine aykırıydı. Vitrin değişikliğine karşı çıkan Albayrak, “Tabanın bütün beklentisi İslamdır. Bunların bu görüntüsü İslam değil ki! Bu bünye buna tahammül edemez” diye konuştu.

O bünye, Pınarbaşı’nı kabul etti.

Sadık Albayrak, fena halde yanılmıştı.

Yanıldığını bir kaç hafta sonra Pınarbaşı’nın Milli Gazete’ye köşe yazarı yapılması ile bizzat görecekti.

SHP’NİN ÇARŞAFLISI

Bu arada SHP’nin Ümraniye Kadın Komisyonu’ndan çarşaflı Zülbiye Kara’nın varlığı fark edildi. Kara, ilkokul mezunuydu ve ev kadınıydı.

Kara’ya göre ‘Vitrin Mankeni’ din ticareti için kullanılıyordu.

Şöyle dedi, Kara:

“RP kadın oylarını arttırmak için Pınarbaşı gibi mankenlerle programını pazarlayarak, din ticareti yapıyor. Oysa din tanrı ile kul arasındadır. Hiçbir partinin ve kişinin tekelinde değildir. Önemli olan giysim değildir. İfade özgürlüğümdür.”

ADNAN OKTAR’IN BACISI

Erdoğan, sol partilerin üç aday birden göstermesinden yararlanarak, 27 Mart 1994’te kıl payı farkla İstanbul’a belediye başkanı seçildi.

Pınarbaşı ise örtünmeye karar verdi.

Dekolteli hallerini yayınlayan gazetelere örtülü fotoğraflarını yolladı.

Erbakan’ın kızının düğününe davet edildi.

Her ne kadar RP’nin vitrininde görünse de aslında Adnan Oktar’ın müridiydi.

1999’da gruba yönelik operasyonda gözaltına alındı.

Bir sanık şunları anlattı:

“Erbakan, kongrede ılımlı görüntü vermek amacıyla bizden mankenlik yapan bacıları istedi. Pınarbaşı gönderildi.”

BUGÜN DE YARGILANIYOR

Pınarbaşı, o günden sonra Adnan Oktar’dan hiç ayrılmadı. İki yıl önceki operasyonda yeniden gözaltına alındı. Bugün İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Oktar Davası’nda örgüt üyeliğinden tutuksuz olarak yargılanıyor.

Twitter hesabından anlaşılıyor ki, mehdisine bağlılığını koruyor.

Hesabına sabitlediği tweetinde, 28 yıl önce RP’ye katıldığı kongrenin görüntüleri var.

‘Vitrin Mankeni’nin yanında Erdoğan duruyor.

Pınarbaşı, tweetinde şunları yazıyor:

“Sn. Tayyip Erdoğan’a rahmetli Erbakan’ın talebesi ve neferi olarak bildiğim için, AK Parti’ye, Refah Partisi’nin devamı olarak gördüğüm için bunca yıl destek verdim.”

SÖZCÜ OKUMAZSA...

Pınarbaşı’nın RP’ye katıldığı gün Erbakan’ın vaadi olan Ayasofya’nın ibadete açılması arzusu Erdoğan tarafından hayata geçirildi.

Tesadüf bu ya...

Erdoğan’ın türbandan sonra konuşmayı en çok sevdiği ikinci suni gündem ise Ayasofya oldu. Sözcü’nün Ayasofya’nın açılışını geçen yılki 12 önemli gelişmeden biri olarak sunduğu haber iktidar tarafından çarpıtıldı. Bir editoryal hata din düşmanlığına kadar vardırıldı. Erdoğan, Sözcü’yü okumadığını belirterek, “Kimse para verip almasın” dedi.

Doğrusu, kendileri kaybeder. Yarın bir bakan istifa ettiğinde Sözcü’den ve birkaç muhalif gazeteden başkası haberi yazamayacağı için olan biteni vaktinde öğrenemeyebilirler.