Amerika’da başkanlık seçimi sonuçlandı ve Biden koltuğuna sıkı güvenlik önlemleri altında yemin ederek oturdu. Kongre baskını gibi sıkıntılar yaşanmış olsa da hukukun koşulsuz uygulandığı Amerika’da, Trump kolundan tutulup dışarı konulabildi. Demokratik hukuk devleti olmak işte böyle bir şey!..

Biden’ın gelişiyle birlikte hem kendi ülkesinde, hem de dünyada  çoğu şey değişecektir. Açıkçası ben ülkemi düşünüyorum, ne Trump’ın yaşadığı travma ne Biden’ın zaferi umurumda bile değil.

Bu değişim pek tabii ki dünyayı ve özellikle de ülke olarak bizi etkileyecektir. Çünkü Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumdan, uluslararası alanda kaybettiği güvenden, bulunduğu coğrafyadaki komşuları ile olan gerginliğinden dolayı sıkıştık kaldık köşemize. Yani batının, arayıp da bulamadığı fırsat önüne geldi.

Sözü uzatmanın gereği yok… Ülkeyi yönetenler, her şeyin tıkırında olduğunu, yapılacak yeni bir takım hukuk ve ekonomik reformlarla nurlu ufuklara doğru yol alacağımız söylemlerini bırakıp, gerçeklerle yüzleşip çözüme odaklanmalı.

Sayın Yönetenler, bahsettiğiniz reformları yapabilmek için ilkin ülke içindeki kardeşliği sağlamalısınız. Bu bütünlük sağlanmadan yapılacak hiçbir reform başarılı olamaz. Siz yukarıdan durumu nasıl görüyorsunuz bilemiyorum ama sokakta durum hiç de parlak değil.

Ekonomik sıkıntılar artık gırtlağa dayandı, ciddi bir aşı sorunu var, işsizlik tavan yaptı, bunlardan yola çıkın gerisini siz sıralayın. Ve böyle bir ortamda tüm bunlar yetmiyormuş gibi, içimizi yakan olaylar da yaşanmaya başladı. Halk tedirginlik içinde olanları hayretler içerisinde izliyor.

AKP ve MHP’ye kaşının üstünde gözün var diyen siyasiler ve medya mensupları peş peşe öldüresiye dayak yiyor. Ve muhalif oldukları için de yedikleri dayak ve yaşadıkları sıkıntılarla bir başlarına kalıyorlar.

Yetmiyor bu olayları haber yapan medya mensupları da adres gösteriliyor! Yani dayak sıralarını bekliyorlar. Özü şu, iktidara muhalifsen Allah’a emanetsin!

Şu an aklıma gelen birkaç olayı hatırlatayım;

-Bir şehit cenazesinde CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’na yapılan linç girişimi !

-Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’a yapılan silahlı ve sopalı saldırı!

-Yılların gazetecisi Sayın Orhan Uğuroğlu’na yapılan saldırı!

Ve adres gösterildikleri için sıralarını bekleyen gazeteciler...

İşlem yapması gereken savcılara da gizli saklı değil sosyal medya üzerinden aleni gözdağı veriliyor. “Boğulacağın suda, kulaç atma”.  Rahmetli anam arada bir söylerdi “ne günlere kaldık çağam” diye...

Ülkemi yönetenler, bu hadiselere seyirci kalamazsınız. Belki bireysel geçmiş olsun dileklerini iletilmiş olabilirler ancak iktidarın iki ortağının da ekranlara çıkıp, bu hadsizlere hadlerini bildirmeleri gerekir. Gerekeni yapmazsanız, bu kendini bilmezler daha da azacaklar. İşte o zaman da, o hep sözünü ettiğiniz dış güçlere, ülkeyi daha fazla karıştırmak için fırsat doğacak.

Dün gece, hayır olsun, rüyamda, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından saraya davet edilmiş ve zatıalileri ile otururken gördüm kendimi.

Sayın Cumhurbaşkanı; “Hocam hoş geldin anlat bakalım ne var ne yok, sizin oralardan ülkenin durumu nasıl görünüyor?” diye soruyordu. Ben de bir hevesle başlıyordum anlatmaya. Hatta sansürsüz ne varsa  anlatabilirsin diye de ekliyordu, sağolsun.

Beka, diyordum ve size yukarıda yazdığım her şeyi tek tek sıralıyor, ne AB, AB ve ne de  Rusya’ya inanmayın, etraftaki tüm komşularımızla papaz olduk ve tek başımıza kaldık, diyordum.

Hem anlatıyor hem de yüz ifadesine bakıyordum. Yüz ifadesinde en küçük bir değişiklik görsem hemen susacağım ama o gülümseyerek devam et, istediğini de sor, diyordu. İçimden hayretler içerisinde kaldım bir de “REİS’e soru sorulmaz” diyenler aklıma geldi. Soruluyormuş işte.

“Bu Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden memnun musunuz? Ülke uçacak, diyordunuz, uçtu mu? Bağışlayın ama uçmadı !...”

Ne önerirsin, demez mi?

“Zaman daralıyor. Bu sistem ülkeyi taşımadı, taşıyamaz. Tez elden YA ALLAH BİSMİLLAH diyerek, tüm siyasi parti liderlerini saraya davet edin. 21. Asrı kucaklayacak bir Anayasa ile parlamenter sisteme geçiş hazırlıkları yapın. Bu geçiş size nasip olsun. Küçük ortağa mahkumiyetiniz de bitsin.

Bu hazırlıklar yapılırken de zaman kaybetmeden Suriye, Mısır, İsrail, Suudi Arabistan, BAE ile ilişkilerimizi dostane duruma getirelim. Komşularla ilişkiler düzelir, hep birlikte Fırat’ın doğusundan  katil PYD’i defedince, ABD de  artık burada direnemez.

Hukuksuz hapishanelerde yatan kimler varsa hepsi tahliye edilsin. Şahsınız tarafından açılan tüm davaları durdurun. Halk bugün yaşadığı tüm sıkıntıları unutup, bayram yapsın.”

Değerli Okurlar; bir uyandım, yüzüm gülüyor. Çözmüşüm her şeyi. Tabii rüya olduğunu anlamam uzun sürmedi.

Siz bu rüyaya bilinçaltı dersiniz, ben “Hayırdır inşallah” derim. Umudu yitirmemek lazım...


SON SÖZ: AKILLI İNSANLAR HERKESTEN  VE HER ŞEYDEN ÖĞRENİRLER. SIRADAN İNSANLAR SADECE KENDİ DENEYİMLERİNDEN ÖĞRENİRLER. CAHİLLER İSE HERŞEYİ BİLİRLER. SOKRATES