Dünkü yazımda, OECD raporunda yer verilen vergi suçlarıyla mücadelede on küresel ilkenin ilk beşini sizlerle paylaşmıştım. Bugün, kalan beş ilkeyi dikkatlerinize sunuyorum.

Altıncı ilke, “vergi suçu soruşturması için yeterli kaynak sağlamak”. Örgütsel model ne olursa olsun, vergi suçlarının soruşturulması ve icra takibi için yeterli kaynak ayrılmalıdır. Ayrıca, kaynakların vergi suçu soruşturmalarını yürütmekten sorumlu kurum içinde farklı işlevlere tahsisi, stratejik öncelikler ve organizasyon yapısı gibi diğer faktörlere bağlı olarak değişecektir. Özellikle ihtiyaç duyulan kaynakların türü, ekonominin doğasına, ölçeğine ve gelişme aşamasına bağlı olarak değişebilir. Örneğin; gelişmiş analitik ve teknolojik araçlar edinmeden önce yasal ve fiziksel altyapıyı oluşturmak daha acil olabilir.

Yedinci ilke, “vergi suçlarını kara para aklama için öncül suç haline getirmek”. Bir öncül suç, daha ciddi bir suçun bir bileşeni olan bir suçtur. Kara para aklama ile ilgili olarak öncül suçlar, yasadışı kaynağı gizlemek için daha sonra aklanabilecek fonlara veya varlıklara yol açabilir. Mali kurumlar, diğer atanmış profesyoneller ve raporlama kuruluşlarının, bir müşterinin fonlarının kara para aklama ve öncül suçlar da dahil olmak üzere bir suç faaliyetinin geliri olduğuna dair şüphelerini bildiren, şüpheli işlem raporları (STR’ler) sunmaları gerekmektedir.

Sekizinci ilke, “yurtiçi kurumlar arası işbirliği için etkili bir çerçeveye sahip olmak”. Hükümetler, vergi makamları ile diğer yerel kolluk kuvvetleri ve istihbarat teşkilatları arasında işbirliğini kolaylaştırmak için, etkili bir yasal ve idari çerçeveye sahip olmalıdır. Çeşitli kurumların her biri, başka bir kurumun belirli bir suçla ilgili soruşturmasını ilerletebilecek benzersiz bilgilere veya soruşturma ve uygulama yetkilerine sahip olabilir. Bu, ilgili kurumlar arasındaki işbirliğini özellikle önemli ve faydalı kılmaktadır.

Dokuzuncu ilke “uluslararası işbirliği mekanizmalarının mevcut olduğundan emin olmak”. Varlıkları veya gelirleri gizlemek için, yabancı bir yargı yetkisi kullanıldığından veya yasadışı işlemlerden elde edilen gelirler vergi makamlarına beyan edilmeden yurtdışında tutulduğundan, vergi suçlarının çok sık olarak uluslararası bir boyutu vardır. Uluslararası işbirliği, bilgi paylaşımı da dahil olmak üzere çeşitli biçimlerde olabilir; belgelerin servisi, kanıt elde etmek, tanıklardan ifade alınmasını kolaylaştırmak, sorgulama için kişileri transfer etmek, dondurma ve haciz emirlerini yerine getirmek ve ortak soruşturma. Böyle bir işbirliğinin gerçekleşmesi için, şartları ve usule ilişkin gereklilikleri belirleyen yasal bir anlaşma olmalıdır. Bu anlaşmalar, vergi bilgi alışverişi anlaşmaları (TIEA’lar), bilgi alışverişi ve idari yardım anlaşmaları, ikili vergi anlaşmaları ve diğer araçlar (Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardıma İlişkin Çok Taraflı Sözleşme gibi) gibi bilgi paylaşım anlaşmaları ya da soruşturma ve zorlayıcı yetkilerin kullanılmasında işbirliği anlaşmaları (MLAT’ler gibi) olabilir.

Ve son ilke ise biraz ters köşeden geliyor, “şüphelilerin haklarını korumak”. Bir vergi suçu işlediğinden şüphelenilen veya suçlanan mükellefler, temel usul ve temel haklara güvenebilmelidir. Cezai vergi soruşturma kurumunun, şüphelinin temel haklarının farkında olması gerekir. Çünkü, bunun yapılmaması yalnızca bireyin haklarını olumsuz etkilemekle kalmaz, aynı zamanda örneğin bir vergi suçunun soruşturulması ve kovuşturulması üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir. Elde edilen delil, bireyin haklarının ihlal edilmesi durumunda kabul edilemez hale gelir.

KÖTÜ ŞÖHRETİMİZ PEŞİMİZİ BIRAKMIYOR!


Türkiye, OECD’nin kurucu ülkeleri arasında yer almakta olup, resmi olarak 2 Ağustos 1961 tarihinde OECD üyesi oldu.

Türkiye’nin son yıllarda kara para aklama fiilleri ile anılması ve AB’nin gri listesinde yer alması; rehberin vergi suçlarıyla mücadelede emsal olarak bahsettiği 33 ülke arasında Yunanistan, Azerbaycan, Gürcistan bile yer alırken, adımızın anılmaması sonucunu doğurdu.

Ülkemizde vergi suçları ile mücadele ve suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi konusunda mevzuatta ciddi eksiklikler mevcuttur. Özellikle, vergi suçları ile mücadelenin amacı; sahte faturayı bilerek kullandın “savı ile binlerce mükellefi asliye ceza mahkemesi önüne çıkarmak olarak belirlendiği için, kısır döngü içinde yaşayıp gidiyoruz. Mevzuat ve zihinsel devrim yapma zamanı geldi de geçti bile...