Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı’nın “Ben SÖZCÜ okumuyorum. Kimse de buna para verip almasın” dediği gün okurlardan mesajlar yağdı:

“Okuyacağımız gazeteyi biz seçeriz...”

“Emir ve talimatla gazete okunmaz da bırakılmaz da...”

“Bundan böyle biz ikişer SÖZCÜ alıp birini komşularımıza vereceğiz.”

Bizleri destekleyen tüm okurlarımıza şükranlarımızı bildiriyorum...

Kadim arkadaşım ve okurum Yüksel Yılmaz da “AKP Sözcüsü sayın Ömer Çelik ve AKP Genel Başkan Vekili sayın Numan Kurtulmuş da SÖZCÜ’ye yüklendi. Bu ikisi de keşke SÖZCÜ’ye lâf yetiştireceğine, millete aşı yetiştirseydi!” diye mesaj gönderdi.

DR. İHSAN YALÇIN’IN MESAJI

Gelen tepki mesajlarından biri de İstanbul’un eski Vali Muavini ve Sarıyer’in önceki Belediye Başkanı Dr. İhsan Yalçın’dan...

İhsan Yalçın kadim okurlarımızdandır. Mesajında şöyle diyor:

“Değerli üstat...

Recep Bey’in, yıllardır gururla ve zevkle okuduğum SÖZCÜ Gazetesi ile ilgili, ifade edemeyeceğim bir anlayışla görüşlerini belirtmesi üzerine o gün düşüncelerimi ‘facebook’ta da sosyal medyada da paylaştım.

Görüşlerimi size de aynen duyurmak istiyorum. Şöyle yazdım:

‘Sayın Cumhurbaşkanım; ‘SÖZCÜ Gazetesi okumadığınızı’ buyurmuşsunuz.

SÖZCÜ Gazetesi ülkemizin gerçeklerini ve sorunlarını dile getiriyor.

Tüm yazarlarını sevmek gerekmez. Ancak, muhalefetin dile getirdiği görüşleri iktidarın dikkate alması, hem ülkemize, hem de yerine getirilmesi halinde iktidarınıza puan kazandırır.

Sizin de dilinizden düşürmediğiniz ve hepimizin gurur duyduğumuz Osmanlılar’ın, yani ecdadımızın unutulmaz bir sözü vardır:

‘Barika-i hakikat, müsademe-i efkârdan doğar’

Yani, gerçekler, fikir ve hakikatlerin çarpışmasından, tartışılmasından doğar.

Kimseyi küçültmeyen, hakaret içermeyen fikir ve görüşlere karşı hoşgörülü olmak gerekir.

Sizin de aynı görüşte olduğunuza inanıyorum.

Yandaşların hoşunuza gidecek iltifatlarına ve yayınlarına karşı mesafeli durursanız, siz de kazanırsınız, ülkemiz de çok şey kazanır.

Sadece yandaş basına değil, SÖZCÜ, Cumhuriyet ve benzeri gazetelere de ihtiyacımız vardır. Tüm SÖZCÜ yazarlarına selam ve okumaya devam...

(Dr. Mehmet İhsan Yalçın)

“Vitrin mankeni” iddiası!


İktidar kanadının ifade ettiği gibi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanındaki türbanlı hanımlar “vitrin mankenleri” mi?

Böyle bir ifade aslında türbanlı kadınlara hakaret değil mi?

İşin daha da tuhaf yanı, sanatçı diye bilinen bazı kişilerin bu görüşü desteklemeleri...

Ancak... Gerçek sanatçılar öyle düşünmüyor... Mesela Fatma Girik... Şöyle diyor:

“Sanatçı, sanat konuşmalıdır. Milletin türbanını, kıyafetini konuşmak biz sanatçılara düşmez!

Bizi var eden halktır. Ben, insanların açın halinden anlamamasını, üçkâğıtçılığı, yalanı-dolanı ayıplarım. Hayatım boyunca hep böyle davrandım.”

Fatma Girik doğru söylüyor. “Tüm sanatçıların insanlara bakış açısı böyle olmalıdır” diye düşünüyorum.

TEBESSÜM

Pırlanta kolyeli rüya!


Fadime, yeni yıla girerken getirilen sokağa çıkma yasağının bittiği sabah kocası Temel’e:

“Hayırdır inşallah” der “Dün gece rüyamda bana pırlanta kolye aldığını gördüm. Anlamı nedir acaba?”

Temel “Akşama öğrenirsin karıciğum” diyerek evden çıkar ve akşam elinde zarif bir paketle döner.

Fadime, Temel’in uzattığı paketi heyecanla açar, bakar... İçinde bir kitap:  “Rüya tabirleri...”

GÜNÜN SÖZÜ

İnsanlar güzelleri mi sever? Hayır! İnsanlar sevdiklerini güzel bulur!