Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye müzakere yılı 2021...

Gümrük Birliği anlaşmasının yenilenmesinden, göç politikalarına, Doğu Akdeniz yaptırımlarından “Paris İklim Anlaşması” yol haritasına kadar yüklü bir gündemimiz var.

★★★

Türkiye’nin en büyük ticari ortağı AB’nin “yeşil ekonomi” programı, pandemi ile birlikte öne çıkıyor.

İnsan kaynağı, enerji ve su kaynaklarının verimliliği, temiz enerji, istihdam, gıda güvenliği ve tekonoloji-inovasyon başlıklarının içi dolduruluyor.

★★★

Dün Türkiye Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) “Avrupa Yeşil Mutabakatı Söyleşileri” serisinin üçüncüsü, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Yatırım Ortamı Yuvarlak Masa Başkanı Fatih Kemal Ebiçlioğlu’nun moderasyonunda ve Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Levent Çakıroğlu’nun katılımıyla gerçekleşti.

★★★

Çakıroğlu, Avrupa Komisyonu’nun 2019 yılında açıkladığı “Yeşil Mutabakat” kapsamında, Dünya Ekonomik Forumu CEO Eylem Grubu’na giren tek Türk ...

★★★

Çakıroğlu “mega risk” olarak en başta iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularını ele alıyor.

Büyüme vizyonu, kullanılan kaynaklara hassasiyet gerektiriyor.

Malzemeden, tedarik zincirindeki verimliliğine kadar üretim maliyetlerini azaltıp, rekabet gücünü artıracak iş modelleri finansal tablolara yansıyacak.

★★★

AB’nın “yeşil mutabakat” kapsamında, Haziran 2020’de ortaya koyduğu büyüme modeli, uzun vadeli tedarik mimarisindeki değişime dikkat çekiyor.

Pandemi ile birlikte en az “yeşil dönüşüm” kadar önemli ikinci bir kavram ortaya çıkıyor; “stratejik otonomi”...

Kendin üret, kendin tüket”e dönüyor ülkeler. Özellikle gıda güvenliği açısından büyük önem taşıyan bu stratejiye Türkiye çok uzak...

Henüz “ithalatla tarımsal ürün” fiyatlarını indirme aşamasında.

Çiftçi tarımdan uzaklaşıyor. Tarlaları, hayvanları hacizli.

★★★

Türkiye imzalamış olsa da “Paris İklim Anlaşması’nı” Meclis’ten geçirmedi.  

AB ülkeleri bu anlaşma kapsamında, sınırda karbon vergisi uygulamasına geçecek.

Karbon salımı oranları, lojisten, tedarik zincirine kadar ürün bazında maliyet artışları getirecek.

AB’nin en büyük ithalatçı olduğu küresel pazarda, sınırda karbon vergisi oranlarının bu yılın haziran ayında açıklaması bekleniyor.

2022’de de uygulamaya geçecek...

Türkiye’nin önünde 2 yıldan az zaman kaldı. Ay’a giderken, evdeki bulgurdan olmayalım...

★★★

2020 yılının son çeyreğinde karbon emisyonunun sıfırlanması konusunda ülkeler somut tarihler verdiler.

Dünyada karbon salımının yüzde 25’inden sorumlu olan Çin 2060; Japonya ve Kore 2050 yılı  taahhüdünde
bulundu.

Trump’ın aksine ABD’de Joe Biden yönetiminin de “Paris İklim Anlaşması” olarak anılan sıfır karbon taahhütlerine sıcak baktığı biliniyor.

2035 yılına kadar elektrikli araçlara geçeceğini bildirdi.

Çin, rüzgar, güneş kapasitesini 2030 yılına kadar 3 kat artıracak.

★★★

Türkiye açısından iki konu önemli:

Yeşil dönüşümü teşvik edecek fonların, AB dışındaki bölgeleri de kapsaması ve AB dışında sürdürülebilirlik performansı yüksek şirketlerin raporlanması...

Çakıroğlu, bu iki konunun da AB’nin Eylül 2020 bildirisine girdiğini belirtiyor.

★★★

Yeşil dönüşüm için 1.8 trilyon dolarlık “AB Yeşil Mutabakat Fonu” yeterli bir kaynak değil.

Sınırda karbon vergisi de bir kaynak...

“Gelişmekte olan ülkelere nasıl kaynak yaratılır?” sorusundan hareketle Çakıroğlu’nun somut bir başka önerisi var:

Ulaşımdan sanayiye, ürünlerin kullanımına kadar enerji verimliliği önemli bir konu. Fonlama mekanizmalarının bir kısmı inovasyona yönlendirilebilir.  Verimlilik sağlayan patentler satın alınıp, gelişmekte olan ülkelere tahsis edilebilir.”

★★★

Bu tahsisin, aynı konularda ülkelerin araştırma yapmasının ortaya çıkardığı verimsizliği de ortadan kaldıracağına dikkat çekiyor.

Türkiye’nin “yeşil dönüşüm” gündemine (ki varsa...) son noktayı, “Bacasından zehir saçan termik santrallere ne zamana kadar göz yumulacak?” sorusu ile koyayım...