Örneğin... “Örgütün işlediği diğer suçlar bölümü” başlığı adı altında telefon tapelerine yer veriliyor, Denktaş hedefe konuluyordu. Çünkü... Türkiye’nin yurtseverleri ve Denktaş, Annan Planı’na karşı çıkıyordu. O dönem AKP iktidarı ve cemaat koalisyonu, Annan Planı’nına karşı çıkanları “Ergenekoncu” ilan etmişti.
Tarih 23 Şubat 2009... Rauf Denktaş şu cümleleri kurdu:
“... Türkiye’de ‘Ergenekon’ davası adı altında, laikliğin tehlikede olduğunu, ılımlı İslam diye Türkiye’nin bir yerlere götürülmekte olduğunu gören, Atatürkçü, Cumhuriyete sadık, vatanperver insanların tevkif edildiğini, birçoğunun yedi-sekiz ay, bir tanesinin 13 ay yattıktan sonra evinden ölüme gönderildiğini ve niçin tevkif edildiğini bilmediğini görüyoruz, üzülüyoruz. Şüpheyle içeriye alınan insanlar, ‘içerde kal, ben delil arıyorum, ben delil bulduğumda aleyhine dava getiririm’ dercesine hapiste tutulmaktadırlar. Ergenekon dosyası nedir ki Kıbrıs’ta arıyorlar, Ergenekon dosyası eğer Türk hükümetini düşürmek için bir hareket ise, öyle diyorlar, Kıbrıs’la ilgisi ne. Ama hayır, Kıbrıs’a da getirecekler, Türk Mukavemet Teşkilatı’na (TMT) bağlayacaklar. Herkes TMT’ye bağlı olduğu için, hizmet ettiği için şeref duymaktadır. Bu milli direniş teşkilatını kirletmeye kalkmasınlar, bütün Kıbrıs Türkleri’ni karşılarında bulurlar. Beni susturmak istiyorlar ama bunlarla susturamazlar.”
Denktaş çok netti! İşte bugün Ayşenur Arslan’ın TMT üzerinden kurduğu cümleler üzerinden bir bardak suda fırtına koparanlara karşı KKTC’yi savunan, ABD’nin “bölme” politikalarına karşı çıkan yurtseverlerdi!
“Bu da yavru Ergenekon”
Hatırlayın... Dönemin KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, sözde Ergenekon ‘belgeleri’ nedeniyle Rauf Denktaş ve Derviş Eroğlu hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Hatta, tutuklanmasını bile istiyordu. Manşetler vardı bir de! İktidar ve cemaat gazeteleri: “Bu da yavru Ergenekon” manşetleriyle çıkmıştı. 19 Nisan 2009’da KKTC’de yapılacak seçimler öncesinde Türkiye’nin gündemini belirleyen “Denktaş ve arkadaşlarının Ergenekon bağlantıları”ydı.
Altan: Denktaş’ın müttefikleri Ergenekon’dan yargılanıyor
Tarih 17 Ocak 2012... Rauf Denktaş toprağa verildi. Ahmet Hakan, Hürriyet’teki köşesinde şunları kaleme aldı: “...Rauf Denktaş, ciddi bir hastalık geçirmeseydi, ‘milli dava önderi’ falan denilmeyecek belki de Ergenekon’dan tutuklanacaktı. Çünkü rahmetli, bugün Ergenekon’dan içeride olanlarla aynı dalga boyundandı.”
Bir gün sonra, 18 Ocak 2012’de Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, Ahmet Hakan’a yanıt niteliğinde şunları yazdı: “Hrant’ı öldürdüler, Denktaş’ı dirilttiler... Bunu söylemek boynumuzun borcu ama Rauf Denktaş, kendisiyle değil ama ‘temsil ettiği’ zihniyetle, o zihniyetin bu topluma, milyonlarca insana verdiği zararla hesaplaşmamız gereken bir ‘simge’ aynı zamanda. AKP’nin ilk zamanlarındaki o hayranlık verici cesaretiyle öncülük ettiği Annan Planı fırsatının kaçırılmasını, Kıbrıs Cumhuriyeti Avrupa Birliği’ne üye olurken, Kıbrıslı Türklerin hiçbir anlama gelmeyen, kimsenin tanımadığı KKTC’de hapis kalmasının mimarı Rauf Denktaş ve onun arkasındaki zihniyettir. Denktaş’ın tek yaptığı bu değildir. Kıbrıs’ın Türk kesiminin bir kontrgerilla merkezi olmasında, oranın uyuşturucu ve silah kaçakçılığının odağına oturmasında, hesabı sorulmayan cinayetlere sahne olmasında da vebali büyüktür. Denktaş’ın Türkiye’deki müttefikleri bugün Ergenekon’dan yargılanıyor.”
Denktaş ne demişti: “... Ergenekon dosyası nedir ki Kıbrıs’ta arıyorlar, Ergenekon dosyası eğer Türk hükümetini düşürmek için bir hareket ise, öyle diyorlar, Kıbrıs’la ilgisi ne. Ama hayır, Kıbrıs’a da getirecekler, Türk Mukavemet Teşkilatı’na (TMT) bağlayacaklar.”