Biri AKP milletvekili... Hani cumhuriyeti “ayaklarına takılmış 100 yıllık bir pranga” olarak gören kişi... Şu şansa bak ki, Amerika’da doktora yapmış kendisi...

Diğeri Cumhurbaşkanı’nın danışmanı... Üzerinde konuşmaya gerek var mı? Yanlış anlamayın, sağlık nedeniyle istifayı bastı. Yoksa para ağıyla ne alakası vardı?

★★★

Ve üçüncü saç ayağı... Eski SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu... Bank Asya’nın yöneticilerinden...

Yahu bırakın çalışmayı, Bank Asya’da üç kuruş hesabı olan, maaşı yatan, kredi alan, sıradan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları işinden kovuldu, hayatı alt üst oldu, hapse atıldı. Bütün bunlar yetmedi eşi, kardeşi bile ihraç edildi.

Sen yıllarca bu bankanın yöneticiliğini yap sonra da SPK başkanlığını kap!



★★★

SPK da öyle sıradan bir kurum değil... Sermaye Piyasası Kurulu... Sermaye Piyasası Kanunu ile akla hayale gelmeyen yetkiler ile donatılmış kurum. Yeter ki istesinler, denetleme kapsamında uzanamayacakları nokta, edinemeyecekleri bilgi yoktur.

İşin ilginç tarafı zaten Halk Bank’ı, Bank Asya kadroları yönetiyordu. Ali Fuat Taşkesenlioğlu, Halk Bank’a, Bank Asya’dan gelen 7 yöneticiden biriydi... Gelir gelmez yönetim kurulu üyesi yapıldı. Aynı gün genel müdür oldu.

★★★

Hakan Atilla’yı Amerika’ya gönderen yine aynı isim, Ali Fuat Taşkesenlioğlu’ydu... Hakan Atilla tutuklandı. Amerika’da hapis yattı.

Kısaca nedir bu işin Türkçesi? Binlerce insanı işinden edersin. Ortamlarda FETÖ ile mücadele ediyoruz, hassasiyet gösteriyoruz dersin, geçersin. Kim bilecek?

★★★

Milyonlarca dolarlık rüşvet iddiaları... Kanıtlı, belgeli, itiraflı...

Ülkemizi parçalayamayacaklar... Bayrağımızı indiremeyecekler... Milletimizi bölemeyecekler... Ezanımızı susturamayacaklar... Deyip dururlar. Hâlâ bunları yiyen var!

Faiz batağı


Ülkede faize karşı, faiz ile mücadele eden bir ekonomi yönetimi olduğunu sanıyorsunuz değil mi? Beraber bakalım o zaman faiz düşmanlarının yarattığı tabloya...

Ülke ekonomisi her 100 liralık anapara borcuna karşılık 143 lira faiz ödeme mecburiyetiyle karşı karşıya...

★★★

Nasıl yani? Hazine ve Maliye Bakanlığı açıkladı resmi verileri...

Geçen yılın ağustos ayında iç borç anapara stoku 1.2 trilyon lira, faiz tutarı 699 milyar liraydı...

Bu yıl ağustos rakamlarıyla iç borç anapara tutarı 1.7 trilyona lira, faiz ödemesi tutarı ise 2.4 trilyon liraya yükseldi.

Yani bir yılda iç borcun anapara tutarı 524 milyar lira artarken, faizdeki artış 1.7 trilyon lira oldu.



★★★

Bakın bu çok sert mücadele etmiş halleri... Ya etmeselerdi?

İç borç stokunun ve faiz yükünün bu noktaya gelmesinde en önemli etkenin kur ve enflasyondaki artış... Zira enflasyon düşecek, kur artmayacaktı. Öyle demişlerdi. Demek olmadı!

★★★

Hazine geçen yıl faiz indirimi politikasından önce enflasyonu yüzde 18, döviz endeksli tahvil ihraçlarında dolar kurunu 8.50 lira üzerinden baz alıyordu.

Hay Allah, yüzde 80’e dayanan enflasyon ve 18 lirayı aşan dolar kuru iç borç stoku adeta patlattı. Şansızlık işte! Ne alakası var işi bilmemekle?

Eminim durum çok daha iyi olurdu ekonomiyi kimse yönetmese!

Hepsi Gülşen yüzünden!


Ülkede rüşvet bu kadar kanıksandıysa, ülkeyi yönetenler çıkıp iki çift laf etmiyorsa, neyini konuşacaksın ekonominin?

Peki, siz son 20 yılda üzeri örtülmeyip cezalandırılmış tek bir yolsuzluk dosyasına rastladınız mı? Hayatımız ne kadar aşağılık bir hale geldi!

★★★

Hâlâ ne umuyorum? İşte onu ben de bilmiyorum! Meclis Yolsuzlukları Soruşturma Komisyonu’nun AKP’li üyesi, rüşvet yiyen üç bakan için “itiraf etseler bile inanmam!” deyip olaya son noktayı koymadı mı? Neyin tatavasını yapıyorum?

Gülşen


★★★

Amerikan 3M firması, Türkiye Temsilciliği hakkında, Türkiye’de bazı kamu kuruluşlarına hizmet ve ürün satmak için rüşvet verip,
haksız ihaleler aldığı, yolsuzluk ve usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla iç soruşturma başlattı.

Şirket, “İş yapabilmek için Türkiye’de rüşvet vermek zorunda kaldık” deyip itiraf etti.

Kime rüşvet verilmiş, kim yolsuzluk yapmış diye şirkete sorulmadı bile... Hakikaten de itiraf edildi, kimse iplemedi...

3M’nin Türkiye itirafları çoğu gazetede haber olmaya değer bulunmadı. Konu kapatıldı.

★★★

Sedat Peker anlatıyordu teker teker... Kirli ilişkiler... Araziler, el değiştirmeler para aklanmalar... Mala çökmeler, istenilen rüşvetler, uyuşturucu... Bir baktık hepsi doğru... Ne oldu?

Bizim erozyona uğramış ahlakımızın tek sorumlusu şarkıcı Gülşen değil miymiş meğer?

Şarkısında da söylediği gibi;
Biz sana laf söyletmeyelim, biz sana toz kondurmayalım, her şeyini alttan alalım, kimselere yan bakmayalım, sen 3 dakikada 3 paralık et!