Cumhurbaşkanı, “üzgünüm, doktorlarımızın ülkemizden gitmesinde benim de suçum var, affedin...” demesi gerekirken, yanlışı maskelemeye kalktı. “Yurt dışından doktor getiririz” öfkesini, tehdidini jakoben kibrini savurdu.

Bir örnek yazacağım.

Bu da doktor.

Yurt dışına gitmedi.

Yurt dışından geldi.

Pişman edildi!

★★★

Dr. Mehmet Baki Deniz, dünyanın en iyi üniversitelerinden biri sayılan New York Binghamton’da doktora yaptı. Doktora tezinin konusu Türkiye’nin son 28 yılında siyaset ve sermaye ilişkisi” üzerineydi. 1980-2008 yılları arasında Türkiye’yi yöneten politikacıların sermaye sahipleri (sınıfı) ile ilişkisini inceledi. Tezinin başlığınaSermaye Gücü ve Otoriter Popülizmin Yükselişi” başlığını koydu. Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı dönemini de bilimsel süzgeçten geçirdi; bu dönemde Türkiye’de rejimin otoriter karakter kazandığı ve bu otoriter kayışa tüm sermaye kesiminin iktidarın yanında yer alarak destek verdiğini kanıtlarıyla, belgeleriyle yazdı.

Tezini jüriye savundu.

“Kabulle” doktor oldu.

★★★

Türkiye öz vatanı.

Ülkesine döndü.

Ankara’da Üniversitelerarası Kurul’a (ÜAK) “doktora denkliğini” onaylaması için başvurdu. Normalde bu tür denklik başvuruları 3-4 ayda onaylanıp çıkıyordu. Dr. Mehmet Baki Deniz’in başvurusu 14 ay bekletildi ve tezde yer alan; “Erdoğan’ın yönettiği AKP iktidarı döneminde Türkiye’nin otoriter ülke haline geldiği ve büyük sermaye sahiplerinin de buna destek verdiği” analizi gerekçe gösterilerek reddedildi.

Burada bitmiyor.

Devamı da var.

Dr. Mehmet Baki Deniz, doktora tezinde Tayyip Erdoğan yönetimi Türkiye’yi otoriter ülke haline getirdi” sonucunu çıkaran doktora tezi yazdı diye Türk Ceza Kanunu’nun 299, 301 ve Terörle Mücadele Kanunu’nun 3713 maddelerine göre “Cumhurbaşkanı’na
hakaret ve terörle iltisaklı” 
suçlamasıyla savcılığa verildi. Ben bu bilgileri Sultan Uçar’ın SÖZCÜ’de yazdığı Sakıncalı Akademisyen” başlıklı haberinden aldım, özetleyerek size tekrar aktardım. Amacım sözü TÜRK TELEKOM’a bağlamaktır.

★★★

Şöyle ki:

TÜRK TELEKOM, ülkenin pırlanta devlet şirketiydi. Kârlı, kazançlı çalışıyordu. Dünyada dijital yarış başlamış TÜRK TELEKOM da durmayıp koşmaya hazırdı. Yüzde 55 hissesi 2005 yılında; 6 milyar 550 milyon dolara Lübnanlı Hariri Ailesi’ne satıldı. Sözüm ona Lübnanlı Aile, parayı getirip TÜRK TELEKOM’un sahibi devlete ödeyecekti. Türk halkına söylenen buydu ama öyle olmadı. Lübnanlı, Türk bankalarından 4.750 milyar dolar kredi istedi. Türk bankaları istenen krediyi hemen verdiler.

Çok açık.

Bankalar emir aldılar.

Emre uydular.

Oysa; bunun neresi özelleştirme, sen dolar getireceğim demişsin, şimdi bizden dolar kredisi istiyorsun, bu ne iş?” diye sormaları gerekirdi.

Sormadılar.

Çok açık.

Emir demiri kesti.

Yüksek faiz ödeyerek dışarıdan ve içeriden topladıkları dolarları  TELEKOM’un sahibi olsun diye Lübnanlıya akıttılar.

Sonuçta:

Türk’ün parasıyla!

Türk şirketi!

Yabancılaştırıldı.

★★★

Lübnanlı, TÜRK TELEKOM’un arsaları, binaları, stokları, neyi var neyi yok sattı, eski alacaklarını tahsil etti. Telefon hizmetlerinin fiyatlarını artırdı, kazancını yükseltti. Alt yapıyı ise geliştirmeden öylece bıraktı. Kazandığını ve hatta Türk bankalarından aldığı kredileri de dahil her varlığı yurt dışına alıp götürdü. Arşivlerde var: Lübnanlı Aile’nin TÜRK TELEKOM’un içini boşaltarak yurt dışına götürdüğü para 6 milyar doların çok üstündeydi. Ve Lübnanlı Aile, “Türk bankalarından çektiğim 4.750 milyar dolar krediyi ödeyemiyorum” dedi, hisseleri bankalara bırakarak çekip gitti.

★★★

Geldik bugüne:

TÜRK TELEKOM’un irili ufaklı 22 bankanın elindeki hisselerine 1.650 milyar dolar ödenerek devlet (Varlık Fonu) geri aldı. Sözleşmeye göre 2 yıl sonra TÜRK TELEKOM, tek kuruş dahi ödemeden zaten devlete geri dönecekti.

Beklenmedi.

Niçin?

Bankalar hisseleri satmak istiyorlardı. Alıcı bulamadılar. Otorite istedi: Sonunda devlet hisseleri aldı. Başlangıçta da otorite istedi: Türk Telekom yabancıya satıldı. Otorite istedi: Türk bankaları Lübnanlıya dolar kredisi verdi. Otorite istedi: Lübnanlı, “Türkün taşı ile Türkün kuşunu vurdu, etini yedi bitirdi...” Otorite istedi: Bankalar Lübnanlının soyduğu TÜRK TELEKOM’u geri aldı. Otorite tekrar istedi: Türk Telekom devlete geri döndü. Otorite ile sermaye iç içe tezini yazan Dr. Mehmet Baki Deniz’e “otoriteye otoriter oldu...” dedi diye savcılığa verildi.

Otorite:

Giden doktora da...

Gelen doktora da...

Kızıyor, bağırıyor.

Doktorlar gitmesin.

Otoriterlik gitsin!