NATO sinsi tuzak kurdu. Putin’i oyuna getirdi. Onu bilerek aşağıladı. İşgale zorladı. Öbür yandan da Ukrayna’yı “yem olarak” kullandı, Putin’i kışkırttı. Ve şimdi de aynı Batı, aynı NATO, aynı ABD, Ukrayna’ya “Şehir savaşı yaparak vatanınızı koruyun... Ben size tanksavar, uçaksavar, silah gönderiyorum... Yakıt, miğfer, yardım çantası da yolluyorum... Şan olsun Ukrayna’ya...” diyerek dışarıdan seyrediyor.

Sadece seyretmiyor!

Gidişi de yönetiyor.

3 ihtimal var.

Dünya savaşı.

Uzlaşma.

Rusya’da iç isyan.

★★★

Böyle bulanık tahminler, iki ucu bir araya gelmeyen analizler havada uçuşuyor. Birinci ihtimal, Ukrayna’nın NATO’dan istediği “hava sahasının Rus uçaklarına kapatılması” ve bunun sonucu olarak da Rusya’nın vereceği “Ya Hep-Ya Hiç” tepkisiyle; “Üçüncü Dünya Savaşı’na” gidecek nükleer hesaplaşma yolunun açılmasıydı. Hava sahası kapatılsaydı Rusya vuracak, dünya ölçüsünde nükleer serpintili çatışma başlayacaktı.

NATO yanaşamadı.

ABD’de istemedi.

Nükleer bir dünya savaşının patlama ihtimali şimdilik küllendi ama ikinci ihtimal; Ukrayna şehir savaşında Rus ordusuna karşı uzunca bir süre direnirse bunun sonucunda Rusya ekonomisinde, Batı’nın yaptırımlarının da yıkıcı etkisiyle, derin sancılar ortaya çıkmasıdır. Bu sancıların etkisiyle Putin, Ukrayna’nın doğusundaki iki bölgeyi almaya, Karadeniz’le bağlantısını bitirmeye, Ukrayna’yı Rusya’nın bir parçası yapmaya ve Rus yanlısı kukla cumhurbaşkanı koymaya razı olur; “bu kadarı bana yeter” diyerek uzlaşmaya gidip, ateş kese imza atar.

Bu ikinci ihtimal.

Şu anda:

En kuvvetli ihtimal.

★★★

Kaldı son ihtimal!

Rusya’da iç isyan!

Ukrayna’ya ile savaşın ağır yükü Rus ekonomisinin taşıyamayacağı noktaya gelmesi sonunda başta Moskova ve bütün şehirlerde halkın Putin’e karşı ayaklanması ve onu koltuğundan indirerek yerine ABD yandaşı (kuklası) bir yönetim getirmesi...

İşte 3 ihtimal.

Üçü de dumanlı.

Net olan savaş.

İzleyip göreceğiz...

ABD; AB, NATO, Ukrayna’ya “Size uçaksavar, tanksavar, ağır silahlar gönderiyorum... Dayanın....” diyor ve gönderiyorsa Ruslar, oturup sevkiyatı seyredecek değil... Onlar da bu silahları getiren kamyonları, taşıyanlarıyla birlikte rotalarında ilerlerken saptayıp vuracaktır... Ruslar hepsi NATO üyesi ülkelerden gönderilen silahları Ukrayna içine kadar girsin diye bekleyecekler mi? Yoksa Polonya ya da Romanya ya da Türkiye üzerinden geçirilirken mi vuracak?

O zaman!

NATO’yu vurmuş olacak.

Dönüyoruz yine başa!

İlk ihtimal de duruyor.

İkinci ihtimal de...

Üçüncüsü de...

★★★

Sonuçta biz kendi vatanımız Türkiye’nin kendi aleviyle yetinmesine ve bu 3 ihtimal içinden “kül olmadan kendini kurtarabilmesine” bakmalıyız.

Bunun için.

Ne ABD!

Ne NATO!

Ne Rusya!

Ne Avrasya!

Tam Bağımsız Türkiye!

Ben 50 yıl önce üniversite öğrencisi iken “Ne ABD- Ne Rusya- Tam Bağımsız Türkiye...” diye bağırarak çok sayıda yürüyüş, miting, toplantıya katılmıştım.

Hayata bak!

50 yıl öncesine döndük. Hiç ummadıklarım bile gerçeği gördü; daha dün Meclis Başkanı, “Cumhurbaşkanı Montrö’yü tanımıyorum, fesih ettim diyebilir...” demişken ve “Montrö’ye dokunmayın...” diye bildiri yazan emekli amirallere dava açılıp, hapisle korkuturken bugün Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı, “Montrö’yü koruyalım... Montrö Türkiye’nin tarafsızlığının garantidir...” diye özetleyeceğim konuşmalar yapıyorlar. Ve iyi ki Montrö’yü sahipleniyorlar.

★★★

Savaş ne olur?

Nereye evrilir?

3 dumanlı ihtimal var.

Hangisi kazanır?

Henüz bilmiyoruz.

Ama Türkiye’nin üzerinde bulunduğu topraklar; NATO, ABD, AB, Rusya ve Çin ile kurduğu ilişkiler şu anda “Tam Bağımsız ve Tarafsız Türkiye...” olarak kalmamız gerçeğini önümüze koydu.

Şu tabloya bakın:

Türkiye Rusya’dan doğal gaz alıyor. Çin’den sanayi ara ürünü alıyor. Rusya’dan aldığı doğal gaz ve Çin’den aldığı ara ürünleri fabrikalarında işleyip AB ülkelerine ihraç ediyor. Bu yüzden vatanımıza bir saldırı olmadıkça savaşanlardan birinin tarafında olmak bizi başkasının ateşinde kül eder. Bu açıdan bakınca “Yeni bir dünya kuruluyor, dünya yeniden bölüşülüyor, biz de payımızı alalım” diyenler 1.000 kez ve “NATO’ya kızıp Rus işgalini haklı görerek Moskova’ya gidip PUTİN’e yanaşanlar” da 1.000.000 kez düşünmeli.