Son günlerin en gerçekçi sözlerinden birini Mustafa Sarıgül söyledi.

Türkiye Değişim Partisi (DTP) lideri:

“84 milyon cefa çekiyor, 84 kişi sefa sürüyor!” dedi.

Doğrudur... Ülkemizde hayatından memnun olanların sayısı ne yazık ki, azaldıkça azaldı!

Koskoca Türkiye elektrik çarpmışa döndü.

Gelen faturalar yakıcı, sarsıcı, hatta kahredici...

İnsafsızca yapılan aşırı zamlar nedeniyle birçok insanımıza artık “yaşamak haram” oldu.

Günümüzde en çarpıcı sözlerden biri de Cem Yılmaz’a ait... Ünlü sanatçı:

“Bence hayat pahalılığından yakınmayan biri, ya hırsızdır, ya deli!” dedi.

Toplum olarak, kötü yönetimin faturasını ödüyoruz!

★★★

İşçi, memur, öğretmen, mühendis, marangoz, lokantacı... Hangi meslek grubuna sorarsanız sorun, herkesin ortak derdi: “Çıldırtıcı hale gelen pahalılık!”

İktidar ise hâlâ “Dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına gireceğiz!” diye hayal dünyasında yaşıyor, “Sorunları biz çözeriz. Göreceksiniz yakında ekonomi düzelecek!” diye iddia ediyor!

Hepsi boş bunların... Hayali, uyutucu, avutucu sözler!

Eğer ekonomiyi düzeltecek bilgi ve becerileri olsaydı, 84 milyonluk koca Türkiye bu hale gelir miydi?

★★★

Gerçeklerden kaçmak mümkün değil!

Ne yazık ki, ülkemizde halkın büyük bir çoğunluğu yoksulluk sınırında yaşıyor. Çalışan kesimin yüzde 70’e yakın bölümü asgari ücrete talim ediyor.

Açlık sınırındaki maaşlarla insanların sağlıklı beslenmesi bile mümkün değil! Bu gidişle sağlıksız bir toplum hâline geleceğiz!

★★★

Kızan, köpüren, bağırıp-çağıran ailelere hak vermemek mümkün değil!

İnsanlar, kasırga gibi gelen zamlara, ellerine tutuşturulan acımasız faturalara öfkelenmesinler de neye öfkelensinler?

Türkiye hiçbir dönemde bu kadar yoksullaşmamıştı...

Ancak...

Bilgilerine güvendiğim ekonomistler bu zamların daha başlangıç olduğunu, döviz kurlarının artışından doğan fiyat farklarının etiketlere yeni yeni yansımaya başladığını söylüyorlar.

★★★

Ortalığı saran fahiş fiyatların ateşinin söneceği yok...

Düşürülmek istenen faizler tam tersine ikiye katlandı!

Yaşam zevkini bozan, hayata küstüren bu kahredici tablo karşısında en çok dikkati çeken nedir biliyor musunuz?

Anketlerde hâlâ AKP’nin birinci parti çıkması şaşırtıyor beni...

Anlaşılan ulusça daha çook çekeceğimiz var!

“Her millet lâyık olduğu şekilde yönetilir” diye boşuna dememişler!

Kara Murat efsanesi ölümsüz oluyor!


Sevgili okurlar... Kara Murat, benim yarattığım, arkadaşım rahmetli Abdullah Turhan’ın çizdiği bir roman kahramanı...

Kara Murat nasıl doğdu? Nasıl efsane oldu?

Süreç oldukça enteresan... İzlemek isterseniz (karamuratbenim.com) sitesinde anlattım bütün ayrıntıları...

1968 yılında ilk çıkardığım gazete olan Günaydın’da yayımlanmaya başlayan Kara Murat serisi gördüğü büyük ilgiden dolayı 30 Ocak 1974 günü “renkli dergi” olarak okurlarıyla buluştu.

Türkiye’nin en büyük film yapımcısı Türker İnanoğlu tarafından sinemaya uyarlandı. Kara Murat’ı filmlerde Cüneyt Arkın büyük bir başarıyla canlandırdı.

Dünya değişiyor ve Kara Murat artık teknolojiye ayak uyduruyor, yeniden can buluyor. Kara Murat “NFT” ile dijital koleksiyonlarda yerini alıyor.

SÖZCÜ Kitabevi, Kara Murat’ın serüvenlerini renkli kitap olarak basmak için hazırlıklar yapıyor.

Ulusumuzun ve kendi coğrafyamızın kahramanı Kara Murat, “NFT” ve kitap dünyasında “benim” diyor ve hikâye yeniden yükleniyor.

GÜNÜN SÖZÜ


Boş vaatlere inanan toplumların iyi bir geleceği olmaz!