İngiltere ve Almanya’dan “geri dönüşüm” ayaklarıyla ithal edilen plastik atıkların, geçen yıl nisan ayında Adana’ya getirildiği ve yasadışı olarak gizli gizli yakıldığı ortaya çıkmıştı.

Greenpeace de, laboratuvarlarda incelenmek üzere, bu atıkların yakıldığı bölgeden toprak, su, kül ve tortu örnekleri toplamıştı.



Analizlerin sonucu açıklandı.



(İngiliz yayın kuruluşu BBC bile duyurdu, sayın medyamız lütfedip alaka göstermedi.)



Yüksek oranda toksik etkiye sahip 69 farklı kimyasal saptandı.

Dioksin ve furan tabir edilen kanserojenler, bugüne kadar bölgede görülen seviyenin 400.000 katı çıktı!

Yanlış okumadınız...

400 değil, 400 bin katı.

Hormonlarda bozulmaya sebep olan, anne karnındaki bebeğe bile ağır zarar veren poliklorlu bifeniller, 30.000 kat çıktı.

Çok yüksek oranda polisiklik aromatik hidrokarbonlar saptandı, karaciğeri ve böbreği tahrip ediyor, bölgede bugüne kadar görülmüş en yüksek seviyenin 15 katı kurşun, 30 katı kadmiyum saptandı.

Plastik atıkların yakıldığı bu bölgeler, tarlaların ve sulama kanallarının içinde yeralıyor.

Besin zinciriyle hayvanlara ve insanlara geçiyor.



Dünyanın en bereketli toprağıdır Çukurova, tahta bile diksen meyve fışkırır... Dünyanın en zehirli toprağı haline getiriyorlar.



(Avrupa bizi kıskanıyor diyorlar, bizi Avrupa’nın çöplüğü yaptılar.

İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda, İspanya ve Belçika’nın plastik çöpünü kamyonlara, gemilere yükleyip, Türkiye’ye gönderiyorlar.

Avrupa Birliği yılda 32 milyon ton plastik çöp ihraç ediyor.

Bunun 14 milyon tonunu tek başına biz alıyoruz.)



(Avrupa Birliği eskiden plastik çöplerini Çin’e atıyordu, Çin hükümeti 2018 yılında yasa çıkardı, plastik çöp ithalatını durdurdu, o tarihten itibaren Çin’e atamadıkları çöpü bize atıyorlar.)



(Yakında sadece Avrupa’nın değil, dünyanın en büyük çöplüğü olacağız. Çünkü, Afrika kabileleri bile artık uyandı, Afrika’da bile çöp atacak ülke bulamıyorlar. Türkiye’den başka çöplük gönüllüsü ülke kalmadı. O yüzden, ABD’nin ve Japonya’nın çöpü de Türkiye’ye gönderilmeye başlandı.)



(Adana’da gizli gizli yakıldığı ortaya çıkarılan plastik atıklar mesela, İngiltere ve Almanya’nın hazır gıda ambalajlarıydı.)



(Adana’nın yanısıra İstanbul’a İzmir’e Mersin’e getiriyorlar.

İtalya’dan tırlar dolusu plastik atık getirip şakır şakır İzmir’e döktüler, geri dönüşümü filan mümkün olmayan “kırmızı kod” kategorisindeki kanserojen atıklardı, Sokak Atık Toplayıcıları Derneği bu kepazeliği görüntüledi, videosunu bile yayınladı, kimsenin kılı bile kıpırdamadı.

Caydırıcı önlemler alacağız filan deniliyor, tırışkadan para cezası veriliyor, unutturuluyor.)



(Chp’li belediye başkanları mobese’yle takip ediliyor... Plastik çöp yüklü binlerce tır geliyor, plastik çöp gemileri adeta şehir hatları vapurları gibi vızır vızır çalışıyor, sayın yetkililerimiz görmüyor!)



Arap emlakçı koymuş reklamına haritayı, “çok şükür imara açıldı” diyerek, İstanbul’un en verimli tarım arazilerini satıyor.

İngiliz Alman İtalyan açmış önüne haritayı, Çukurova’nın Ege’nin Akdeniz’in en verimli tarlalarında çöplük kiralıyor.



E hal böyle olunca, dünyanın en bereketli topraklarına sahip vatanımızda, bol bol ve gayet ucuz olması gerekirken, vatandaşlarımız anca çıkma sebze alabiliyor.

Onu da anca, plastikli pırasa, naylonlu karnabahar, pet şişeli ıspanak, strafor köpüklü marul olarak yiyor!