İlkokul dörtte falandım, yaz tatiliydi ve yine çıraktım. Akşam olmuş eve dönecektim. Elimde sımsıkı tuttuğum para ile Kahramanlar’da, gelen ilk dolmuşa atladım. O zamanlar dolmuşlar küçüktü. Arka dörtlü koltuğun köşesinde yer vardı, geçip oturdum. Oturur oturmaz parayı ön koltuktaki ablaya uzattım, elden elen şoföre ulaştı. Pencereden dışarıya bakmaya başladım.

Tenekeli Mahalle’yi geçmiştik ki şoför, “Ücretleri gönderelim” dedi! Tam o sırada orta koltukta oturan yaşlı bir amca, “Ben garajda ineceğim evladım” dedi şoföre!

Bir dakika geçti geçmedi, şoför bu kez sertçe, ‘Beyleeer ücretler’ dedi. Amca tekrar etti: Evladım beni garajda indir sana zahmet.

Sümerbank’ın köşesine gelmiştik şöyle ön tarafa doğru bir bakayım dedim. Dikiz aynasında şoförün gözleriyle göz göze geldim! Dimdik bana bakıyor adam...

Şoför, “Bak, hala bakıyorsun. Tek uyanık sen misin, gönder parayı” diye kükremez mi! Şaşırdım, ben verdim diyecektim ki amca devreye girdi: “Şoför bey evladım ben garajda ineceğim!”

Önümdeki abla gıkını çıkarmıyor, oysa parayı ona uzatmıştım. Çocuk parayı verdi dese... Demedi! Tekel’in önlerine geldik, şoför ‘yol parasını vermeyen bana’ saydırmaya başladı. Korkudan ağlayacağım.

Firene basıp duracak gibi yaptı, “Göndersene lan eşek herif parayı” dedi şoför. Tam, “Verdim ben” diyecektim ki amca söze daldı: “Ben garajda ineceğim, unutma!”

Az sonra zınk diye durdurdu dolmuşu şoför, “Bey amca geldik, garaj” dedi. Fakat amca oralı olmadı. Şoför zaten sinirli bağırdı adama, “Garaj, garaj” dedi. Amca istifini bozmadı. Bu kez yanındaki amcayı dürttü ve yüksek sesle, “Garaj burası” dedi. Amca hızla toparlandı, indi ve kapının önünde cebinden para çıkarıp şoföre uzattı. Sonra da yürüyüp gitti...

Parayı vermeyen amcaymış meğer ve sağırmış!

Ne vakit karşımdaki beni anlamaz, kulakları duymayan o amca ve şoförün aynadaki kocaman gözleri gelir aklıma.

***

KESK, memura yapılan zamma, “Reva görülen sefalet zammı” derken, dünya lideri şunu dedi: “Hedefimiz dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girmek.”

Uçan dolarla fiyat etiketleri yarışıyor, yurttaş, “Yandım Allah” diye bağırıyordu, dünya liderimiz şunu dedi: “Ülkemizi yüksek faiz ve hormonlu kur artışı cenderesinden çıkardık.”

Millet, “Doğalgaz fiyatları nereye koşuyor” diye isyan etti. Dünya liderimiz önce, “Karadeniz’de 405 milyar metreküp doğalgaz bulduk” dedi, sonra rakamı değiştirip, “540 milyar metreküp bulduk” dedi.

2022’nin ilk günü bir uyandık kar değil zam yağmış, millet isyanları oynarken, Enerji bakanı Dönmez şunu dedi: “Kombiyi 1 derece kısın, yüzde 7 tasarruf sağlar!”

Gübre, mazot katlandı çiftçi, ‘bittik” diye bağırırken, dünya liderimiz şunu dedi: “Dövizin üzerindeki köpüğü aldık.”

Genci emeklisi, diplomalısı YAŞ’a takılanı milyonlar iş bulamıyor, kıvranıyordu, dünya liderimiz şunu dedi: “Nankör, nankör bunlar.”

Üç beş kuruşunu koruma derdine düşenleri döviz çarptı. Onların gözlerinde şimşek çakarken, Hazineye bakan Nebati, “Gözlerimin içine bakar mısınız. Ne görüyorsunuz” dedi.

Fahiş fiyatlar kalıcı oldu. Devlet baba da geri kalmadı vergiden köprüye zam yaptı. Dünya liderimiz şunu dedi: “En zoru geride bıraktık!”

İktidara yakın değil, çok yakın olan MÜSİAD başkanı ses yükseltip, “Kredi faizleri yüzde 30’lar seviyesinde” dedi. Dünya liderimiz şunu dedi: “Neymiş efendim. Faizleri düşürüyormuşuz. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim.”

Toplu taşımanın her türüne okkalı zam geldi, millet homurdanarak yürümeye başladı. Dünya liderimiz, “Elektrikli yerli otomobilimiz TOGG, ekonomimize 50 milyar euro katkı sağlayacak. Vakit yerli otomobil vakti” dedi.

Televizyonda, millete tasarruf çağrısında bulunanlara seslenen üç kuruş zam almış bir emekli, “Bize diyorlar ki, porsiyonları küçültün! Sen niye büyütüyorsun” diye sordu. Dünya liderimiz şunu dedi: “Biz size aşığız...”

Emekliler sokaklarda bağırıyor, “Doğalgaz, elektrik, kredi kartının asgarisi, ev kirası, telefon, su zamlı maaş bitti. Taş mı yiyeceğiz bir ay” derken, dünya liderimiz şunu dedi aynı gün: “Milli muharip uçağımız 2023’te hangardan çıkacak, 2029’da göklerde!”

***

‘Reis, bize kesin asgari ücret kadar zam yapar’ diye bekleyen milyonlarca emeklisi, doktoru, memuru avuçlarını yalayınca çarşısı fena karıştı. 

İsyanın bini bir para da, karşı taraf sus pus oldu, araziye uydu! Millet, maaşlar hariç sırtına bindirilen insafsız zamlar konusunda ölü taklidi yapıyor diye, hükümete kızıyor haliyle...

Deneyimli olduğum için hemen kızmadım, bekledim! Ayın kaçı oldu ne dünya liderinden ne de hükümetinden açıklama gelmeyince teşhisi koydum. Bizi idare edenler, tıpkı dolmuştaki bey amca gibi sağır! Tedavi şart... Kulakları duysa, memlekette art arda bu kadar tuhaflık olur mu hiç?