GÖRÜNÜRDE Rusya, Ukrayna’yı işgal etti ama aslın­da “büyük güçlerin yeni hesaplaş­masını” yaşıyoruz. ABD, dünya egemenliğini yitirmek istemiyor. Çin dünya için yeni bir düzenin kurucusu olduğunu kabul ettirmek için bitmez tüken­mez bir enerji ile her gün kendini yeniliyor.

Sonu ne olacak?

Kural değişmedi:

108 yıl önce de büyük güçlü ordularını havada, karada, denizde dönemine göre çok gelişmiş pahalı silahlarla destekleyebile­cek “geniş tabanlı bir sanayi altyapısı olan” ül­keler yükselişe geçmişti.

Tarih şunu gördü.

Ve şöyle yazdı:

108 yıl önce!

18 Mart 1915.

Çanakkale’ye o ne tafralı, böbürlenmeli, övünmeli, ezer geçerim diyen gelişti o...

★★★

İngiliz Deniz Kuvvetleri Komutanı Winston Chur­chil böbürlene kabara övünüyordu: Çanakkale’ye Queen Elizabeth Zırhlısını göndermişlerdi. Bu yalnız İngiltere’nin değil bütün dünyanın en korkunç savaş gemisiydi. Bir yaylım ateşiyle bütün tabyaları yok eder, toprağın altını üstüne getirirdi. Goliath, Bouvet, İnflexible, Irresis­tible, Ocean zırhlıları da Çanakkale Morto koyunda ölüm saçmaya hizalanmış­lardı. Muavenet-i Milliye, gece yarısı, bütün ışıklarını söndürmüş, kıyının kaya­larıyla denizin mayınları arasından ve keskin kılıçlar gibi geceyi dilimleyen Goliath’ın projektör ışıkları altından görülemez olup geçti. Muavenet’ten ateşlenen torpil, Goliath’ın kalbine indi.

Şarapneller ıslık çaldı.

Humbaralar patladı.

Yer bulut oldu.

Göğe kalktı.

Gök alev oldu.

Yere döküldü.

Çanakkale savaşıydı bu... Savaşlar tarihi liderleri yaratır. Tarihi lider de hiçbir çarenin olmadığı anda, çare yaratır. Osmanlı ordusunun yönetimi Alman Generalin elindeydi ama kumandan Mustafa Kemal, o anda olmayacak çareyi yarattı. Kılıç gibi keskin bir sesle emir verdi: Manga yere yat. Aynı güneş sabah doğar­ken emperyalist düşmanın saldırısını, akşam batarken de kaçışını gördü.

Çanakkale geçilemedi.

★★★

Çanakkale bir bakıma yoksullukla zenginliğin savaşıydı. Osmanlı yoksul düşmüştü.

Savaş bitti.

Osmanlı çöktü.

Laiklik, tam bağımsızlık, bölünmez bütünlük, yurtta barış ve cihanda barışı ilke edinmiş Türkiye Cumhu­riyeti, uygarlık yarışına katılmak ve dünyada saygın bir yer tutmak için doğdu.

Tarih:

29 Ekim 1923’tü.

16 yıl geçti.

27 Aralık 1939’da Erzincan merkezli gece vakti (saat 01.57’de) 7.9 büyüklüğünde deprem oldu. Gazeteler; “Erzincan vila­yeti ve Kemah bir enkaz yığını haline geldi” diye sekiz sütuna manşetlerle çıktılar.

Kızılay anında ulaştı.

Askerler anında ulaştı.

Madenciler anında ulaştı.

Mahkumlara izin çıktı.

Onlar da anında ulaştılar.

Adına “İmdat Trenle­ri” denildi ve depremin merkezi Erzincan’a “imdat seferleri” anında başlatıldı.

Meclis anında toplandı.

Ve Meclis Başkanı’nın yönetiminde; “Milli İaşe Heyeti” anında kuruldu. 4 yerde Dağıtım Merkezi anında çalışmaya başladı. Sümerbank Bez Fabrikası, fabrika müdürünün yöne­timinde Erzincan’a anında ulaşan bir yardım heyeti gönderdi. Ziraat Bankası’na anında görev verildi. Anne­siz, babasız, kimsesiz kalan çocuklara anında sahip çıkıldı.

★★★

Demek istiyorum ki:

1923’te; “akıl-bilim-ah­lak-işi bilene vermek” üzeri­ne kurulan Cumhuriyet’in o bozulamamış, çıkarlara alet edilmemiş, örselenmemiş, ihanet görmemiş ilk haline ihtiyaç büyüdü.

Neler gördük... Neler yaşadık... Neler duyduk... UNUTMA!

Hollanda’dan at! Avantadan diploma!


Cumhurbaşkanlığı, Atlı Merasim Birliği için at başına 70. 000 Euro (yaklaşık 1 milyon 400 bin TL) ödedi. Hollanda’dan cins at ithal edildi. Toplam kaç Hollanda atı ithal edildi, kaç bin Dolar ya da Euro döviz ödendi? Niçin Türkiye’nin at çiftliklerinde yetiştirilen milli ve yerli atlar tercih edilmedi? Bu soruları CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a cevaplasın diye sordu. 10 gün geçti; cevap veren olmadı. Önceki gün de CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır, Meclis’te “iktidar milletvekilleri ve yüksek bürokratlarına avantadan sahte yüksek lisans ve doktora diploması verildiğini” açıkladı ve cevap istedi. CHP Milletvekilinin belgeleri var ki, isimleri de sıraladı. Buna göre AKP Erzurum Milletvekili hanımın “70 milyon liralık boşanma davası” açtığı kocası Ünsal Ban, rektörlüğünü yaptığı THK üniversitesinden; Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı ve eski AKP Milletvekili Ebubekir Gizligider, Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu Genel Sekreteri Nejdet Ada, Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanı Osman Çangal, Sağılık Bakanlığı Müşaviri Gökhan Biçkur, Danıştay Başkanlığı yapmış Hüseyin Hüsnü Karakullukçu, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlık Danışmanı Enes Çelebi ve A Haber sunucusu Erkan Tan’ a sahte yüksek lisans ve doktora diplomaları verdi. Bu isimler, “avantadan diplomaları” alıp kabul ettiler ki, Milletvekilinin Meclis’te dile getirdiği iddiasına anında karşı çıkıp cevap vermediler. Hollanda’dan at, avantadan diploma: Ata binmiş eşekler! Bu halk sizden ne bekler?