YÖK Başkanı Prof. Özvar, öğrenci sayısının neden azaldığını böyle açıkladı...


Bu yıl, yaklaşık 3,5 milyon aday yükseköğretime geçebilmek için sınava girdi. Sonuçların her ne kadar 20 Temmuz’da açıklanacağı belirtilse de, heyecanla beklenen sonuçları, ÖSYM öne çekecek. 853 bini Devlet, 183 bini vakıf, 14 bini KKTC üniversitelerine olmak üzere toplam yaklaşık 1 milyon 73 bin aday yerleştirilecek. Bunun 162 bininin Açık Öğretim olduğunu da belirtelim. Geçen yıl toplam kontenjan ise 1 milyon 35 bin idi. Bu yıl ilk kez 34 yaş üstü kadınlar için 21 bin kontenjan ayrıldı. Sınava 35 yaş üstü 168 bin aday başvurdu. Okul birincileri için 24.934, şehit ve gazi yakınları için 3.050, depremzedeler için 24.633 olmak üzere yaklaşık 77 bin 843 kontenjan ayrıldı.

Prof. Erol Özvar, YÖK’ün faaliyetleri hakkında SÖZCÜ Medya Grubu Ankara Temsilcisi ve yazarımız Saygı Öztürk'ün sorularını yanıtladı.


KESKİN BİR DÜŞÜŞ

Yükseköğretimdeki öğrenci sayılarına bakıldığında, yıllar itibariyle kesintisiz bir şekilde artış var. Örneğin 2013-2014 eğitim yılında 5,5 milyon olan öğrenci sayısı 2021-2022 eğitim ve öğretim yılında 8,3 milyona yükseldi. Ancak 2022-2023 eğitim ve öğretim yılına gelindiğinde toplam öğrenci sayısında keskin bir düşüş yaşandığına tanık olduk.

Bu düşüşün nedeni, kanunda yapılan düzenleme oldu. “Açık öğretim sisteminde üst üste dört dönem katkı payı ve öğrenim ücreti ödemeyenlerin ilgili programla ilişiği kesilir” hükmü gereği, 2022-2023 eğitim ve öğretim yılı güz döneminde açık öğretim sistemindeki 1 milyon 959 bin öğrencinin kaydı silindi. Dolayısıyla hem yükseköğretimdeki öğrenci sayısı hem de açık öğretimin yükseköğretimdeki payında önemli düşüş oldu.

MESLEK SAHİBİ YAPMAZ

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, kendisine ve yaptığı işlere güvenen bir isim. “Sormak istediğiniz her şeyi sorabilirsiniz” diyor. O yüzden gazetecilerde cep telefonu numarası var. “Üniversite meslek sahibi yapmaz. Üniversite kapısını meslek kapısı olarak görmek bizi hataya düşürebilir. Elbette kanun veya mevzuatla bir mesleği icra etme yetkisi veren programlarımız var, hekimlik, doktorluk, eczacılık, sağlık programları gibi. Bu bölümler toplam programlar içindeki oranı itibarıyla baktığınızda düşüktür” diyen Özvar’a, “Üniversiteler meslek sahibi yapmayacaksa ne yapar?” diye sorduğumuzda, “Öğrenciyi ilgili programda bilgi, beceri, yetkinlik sahibi yapar. Üniversite okumanın kişisel anlamda kazandıracağı en önemli şey bilgi, beceri ve yetkinliktir” diyor.

EKSİ NETLERLE GİRİŞ İDDİASI

Üniversiteye girişte Temel Yeterlilik Testinde (TYT)  150,  Alan Yeterlilik Testinde (AYT) 180 barajının kaldırılmasıyla eksi netlerle bile adayın üniversiteye girdiğine ilişkin eleştiriler var. YÖK Başkanı Erol Özvar, eleştirilere karşı şunları söylüyor:

“Niçin kaldırıldığını açıklayayım: TYT sonrasında lisans programlarını tercih edecek toplam aday sayısı düşüktü. Yani bu girişteki 150 ve 180 barajı AYT’de tercih havuzunu çok daraltmıştı. Biz, eleme usulünden, başarı sıralaması usulüne geçtik. Yani sistemi değiştirdik. Şu andaki bizim sistemimiz dinamik başarı sıralamasına dayalı. Yani sıralamada öne çıkan lisans ve önlisans programlarını tercih edebilme. Bunu yaparak tercih eden aday sayısını 2-2,5 kata çıkardık. Bu durum tercih yapan adaylar arasında rekabeti getirdi.

Tıp, diş hekimliği, mühendislik, eczacılık, mimarlık, eğitim fakültesi gibi alanlarda baraj olduğu gibi devam ediyor. Oraya da şu an itibarıyla dokunmayı düşünmüyoruz. ‘Eksi netlerle üniversitelere giriliyor’ eleştirileri yapılıyor. Bunlar doğru değil. Toplamda eksi net yapanı sistem hiçbir şekilde hesaplamıyor ve hiçbir programa yerleştirmiyor.”

SINAVSIZ GEÇİŞ MÜMKÜN MÜ?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, öteden beri sınav sistemleriyle yakından ilgili. Üniversiteye, liselere girişte sınavların kaldırılması ara ara gündeme gelir. Batı ülkelerindeki uygulamaları ve onlardaki değişiklikleri YÖK yakından izler. Bu konuda çalışmalar var. Ancak, şu anda Türkiye için en uygun sistemin mevcut uygulama olduğuna ilişkin genel bir görüş var.

Bazı ülkelerde üniversiteye girişte genel sınav yapılmıyor. İlk, orta eğitimi boyunca ortaya koydukları akademik başarı ile üniversitelere başvuruyor, üniversiteler kendi içinde bu öğrencileri değerlendirerek, başvuran adaylar arasında seçim yapıyor. Burada akademik ders alıp almadığı, yabancı dil bilgisi gibi muhtelif parametreleri kullanılıyor.

SİSTEM GİRİŞİ ETKİLİYOR

Peki bizde neden merkezi sınav yapılıyor? YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, “Bizde üniversiteye erişmek isteyen aday sayısı yüksek. Sayın Cumhurbaşkanımızın bizlere sınavlarla ilgili bir talimatı olursa biz bu konuda alternatif çalışmalar yapabiliriz” diyor. Biliyoruz ki, YÖK’ün bu konuda öteden beri yaptığı ve değişik ülkelerde ki sistemlerle ilgili çalışmaları var. Ancak, önemli olan bu konuda siyasi iradenin karar vermesidir.

Üniversiteye giriş sadece üniversiteler bakımından değerlendirilmemeli. Girişi etkileyen ilk ve ortaöğretimin yapısıdır. Bunlar bir bütün olarak ele alınması gerekiyor. Yeter ki soruları çaldırmasınlar, yükseköğretime giriş genel bir sınav kabul ediliyor. Bu genel sınav ile öğrenciler yaptıkları net başarısına göre puanlarına göre bir yere yerleşiyor. YÖK, bu sistemi daha da iyileştirmenin çabası içinde.

AYRICALIK YAPILIYOR MU?

Suriyeli gençlerin üniversitelere sınavsız alındığı iddiaları da yaygın. Özvar, “Ülkemizde Suriyeli öğrencilerin diğer ülkelerden gelen yabancı öğrencilerden hiçbir farkı yoktur. Buna kim teşebbüs ederse çok ciddi bir şekilde cezalandırılır. Polemik konusu yapmak isteyen bazı çevreler bunu ortaya atıyor. Bu sene ilk kez ÖSYM tarafından  ‘Yabancı öğrenci TR-YÖS’ (Türkiye Yurt Dışından Öğrenci Kabul Sınavı) adı altında 20’den fazla ülkede bu sınavı yaptık. Önümüzdeki yıl bunu 40-50’ye çıkaracağız. Yabancılar için üniversiteye giriş sınavını ÖSYM gerçekleştirecek” diyor.  Ülkemizde 194 ülkeden 310 bin yabancı uyruklu üniversite öğrencisi bulunuyor.

Özvar, Vakıf üniversitelerinin Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu dikkate almak suretiyle öğrencileri,  ailelerini üzmeden artış yapmalarını beklediklerini, yüksek artış yapanlarla ilgili denetleme yapacaklarını kaydetti.

YAPAY ZEKA ÜNİVERSİTESİ

Yapay zeka üzerine çalışan bir komisyon kurulduğunu, komisyon hem hukuk tarafıyla hem bilişim altyapısı tarafıyla hem de gerçekten bunu üretmek, yapay zekanın yükseköğretimi nasıl etkileyeceği konusunda çalışmalar yapılıyor. Hatta, yapay zeka üniversitesi kurulması da gündemde. 23 üniversite bölgesel kalkınma odaklı çalışma yürütürken, değişen durumlara, koşullara göre yeni meslek programları açılmaya da devam edecek.