Giden yıl hüzündür. Gelen yıl umut. Yeni yılınız sağlıklı, güzel, umutlu olsun. Giden yıl; “Apo koklama” ile kapandı ve ölünceye kadar Cumhurbaşkanı kalma arzuları tüm çıplaklığıyla ortaya döküldü.

Umutluyum.

Yıl boşa gitmedi.

★★★

2024 yılı; biriktirdi, biriktirdi; “daha çok hesap sorun-her söylenene sakın kanmayın” diyerek bırakıp gitti.

Böylece:

Uyuşukluk.

Teslim olma.

Bekleyip görme ve “ne yapıyorsa kabul ederiz dönemi” dün gece saat 24.00 vurduğunda kapandı.

2025 umutlu başladı.

★★★

2024!

Nadim yılı oldu.

(Nadim: Pişmanlık)

Sorunlar büyüdü.

Yoksulluk arttı.

Geçim ağırlaştı.

Zamlar durmadı.

Emekliler kıvrandı.

İşçiler çok mutsuz.

Çiftçiler daraldı.

Açılık sınırı:

21 bin TL’yi.

Yoksulluk sınırı:

68 bin TL’yi geçti.

★★★

Devletin bütün malları ve bütün kamu imtiyazları satıldı. Yeni yıl; 2025 için özelleşecek devlet fabrikası, mülkü kalmadığı için Türkiye’nin geleceği de satılmaya başlandı. Derin, yapışkan ekonomik krizden kurtulmak için çare yapılan “yüksek faiz ortamı” sonunda bir yılda vatandaşın, şirketlerin ve Hazine’nin ödediği faizin toplamı 235 milyar dolara ulaştı. Bu miktar faizin çoğunu yabancılar ile yerli yeni zenginler alıp, dışarı transfer ettiler.

Soyuldu.

Soyduruldu Türkiye!

★★★

2024 yılında en büyük darbeyi, yüksek yapışkan enflasyon altında gelirlerini artıramayıp; ayaklarını karın boşluğunda göğüslerine yapışacak kadar çekip büzüştüğü halde yine de yorganı kısa gelenler yedi.

Giyimden.

Eğitimden.

Mobilyadan.

Sağlıktan.

Kültürden.

Tatilden.

Kestiler.

★★★

Harcama:

Yüzde 160 arttı.

Satın alınan miktar:

Yüzde 130 düştü.

23 yıllık Tek Adam iktidarı yüksek enflasyona sebep olup aslında yorganı ayaklarına kısa gelenleri; 100 lira yerine 160 lira ödeyip karşılığında 100 miktar mal yerine ancak 10 miktar mal alabilir duruma düşürdü.

★★★

Devlette ise; harcama, israf, gösteriş, tavan yaptı.

Küçük bir azınlık parti zengini oldu; çoğunluk halka kemer sıkma kaldı. Her 100 Türk vatandaşından 57’si 2025 yılına “borçlu olarak” girdi. Türkiye; 10 kişiden 4’ü bütün yılı et yiyemeden kapatmak zorunda kalan insanların ülkesi oldu.

★★★

Ağır bir tablo var.

“Türkiye uçacak” dediler; sunturlu yalan çıktı.

Adalet yalanla sıvandı.

Siyaset yalana boğuldu.

Yoksulluk kronikleşti.

Vergiler zenginlerden değil yoksuldan toplandı.

Türkiye’de ailelerin yüzde 15’i ısınma masrafını ödeyemedi, yüzde 39’u et, balık, tavuk için para bulamaz oldu. Ailelerin yüzde 60’ı da eskimiş mobilyalarını yenileyemedi.

★★★

2024 yılının son haftasında Ankara’da Tandoğan Meydanı; “Ben vatandaşım. Benim fikrim var. Ben kentliyim. Şehrimin sahibiyim. Sen bağıracaksın. Biz susacağız. Sen söyleyeceksin. Biz dinleyeceğiz. Yok öyle...” diyen yüzbinlerce vatandaşla doldu. 2025 yılı; “salla düşecekler”
diye bağırarak geldi.

★★★

Dilediğimi:

Hapse koyarım.

Dilediğimi:

Dışarı çıkartırım.

İstediğimi:

Öldürtürüm.

İstediğimi:

Yaşatırım.

Dilediğimin:

Malına çökerim döneminin sonuna gelindi.

★★★

2025 yılına; “kof bahanelere kimsenin inanmayacağı ve sabır, nutukları dinlemeyeceği” umutlu bekleyişiyle girdik.

2025’e merhaba!

“Haram Olsun Mektupları” yağdırın

Bitip giden 2024 yılının son haftasında; “daha çok hesap sorun” diye bağıran bir haber yayınlandı. Diyanet İşleri Başkanı, Ankara’da 450 metrekare net oturum alanı olan bir “villa lojmanda” oturuyormuş. 3 katlı villa. Aylık kirası 975 TL imiş; 1.404 TL’ye çıkartıldığı için ve villada Diyanet İşleri Başkanı bu düşük kira bedeliyle oturduğu için haber oluyor. Kira bedeli de ve ısınma, elektrik, su giderleri de zaten kamu bütçesinden karşılanıyor. Oysa aynı semtte benzer villaların aylık kirası 110.000 TL’den başlıyor. “Haram Olsun Mektupları” yağdırın. 1 milyon, 2 milyon, 10 milyon “haram olsun mektubu” Cumhurbaşkanlığı adresine postalayın. Hesap sorma, hesap isteme yılına girdik, durmayın yağdırın. Bitip giden yılın son haftasında Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’ın eşinin eski korumasını “bakan müşaviri yaptığı” ve bu yolla ödüllendirilen eski korumanın maaşının 100.000 TL’ye çıkartıldığı da haber oldu. Bir “haram olsun mektubu” da Bakan Işıkhan’a yağdırın.