Bu aralar en çok Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılacak bir değişiklik tartışılıyor.

Buna göre AK Parti, barınağa konulduktan sonra 30 gün içinde sahiplenilmeyen sokak hayvanlarının uyutulmasını teklif ediyormuş. “Uyutulma” sözcüğünün “öldürme” anlamında kullanıldığını da hatırlatmak zorundayım.

Meselenin çok çetrefil bir mesele olduğunun altını çizerek başlayayım.

AK Parti’nin böyle bir teklif getirmesinin altında, bazı sokak hayvanlarının aralarında çocukların da bulunduğu insanlara saldırmasından sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gösterdiği tepkinin yattığını anımsayalım.

Türkiye’de hayvan severler oldukça örgütlü ve güçlü olsalar da kentli nüfusumuzun bir bölümü, köpekler başta olmak üzere sokak hayvanlarının tehlike saçtığını gerekçe göstererek AK Parti’nin teklifine sıcak bakıyor.

★★★

Peki öldürmek çözüm mü?

Yanıtımı vermeden önce, 2018 yılında Kars’ın Susuz ilçesinde başlayan, benim de 20 Şubat 2021 günü SÖZCÜ’deki köşemde “Adı Bahtiyar” başlıklı yazıyla aktarmaya çalıştığım bir “Bahtiyar” hikayesini devamında yaşanan gelişmelerle tekrar paylaşmak istiyorum:

Bizim Susuz’da (eski ismi ve ilçede kurulan köy enstitüsünün ismi Cilavuz olduğundan Cilavuz daha çok kullanılıyor) sadece Ziraat Bankası’nın şubesi var.

Bankanın şube müdürleri, banka binasının üzerindeki lojmanda yaşar.

2018’de şube müdürlüğü koltuğunda Hasan Bumin oturuyordu.

Şubat ayında insanın nefesini donduran bir soğuk olur.

Hasan Bey, öyle soğuk bir Şubat gününde bankanın önünde perişan halde bir köpek bulur. Kafasında kürek izleri, derin yaralar vardır köpeğin. O kadar yaşlı ki dişleri dökülmüş, ayağının biri topal.

Kesik kulaklarından belli ki yılların çoban köpeği ve yaşlanınca dövülerek sokağa bırakılmış.

Hasan Bey’in ilk işi köpeği hemen lojmanın bahçesine almak oldu. Ona sarıldı, başını okşadı, sırtını sıvazladı. Yaşadığı acılara inat ismini “Bahtiyar” koydu.

Yıllarca koyun, kuzu sürülerinin etrafında ihtişamlı bir şekilde dolaşan, Kurtlara korku salan Bahtiyar, Hasan Bey’den gördüğü sevgiyle belki de ilk defa mutluluktan kuyruk salladı.

Hasan Bey’i her gördüğünde sevgisini göstermek için bunu tekrarladı, yaşı ve fiziki durumu nedeniyle zor olsa da zaman zaman kucağına atlamaya çalıştı. Bazı günler bahçeye gelip karınlarını doyuran sokak kedileriyle dost oldu. Yemeğini paylaşmakla kalmadı, onları sırtında taşıdı.

★★★

Hayvancılığın yoğun olduğu yerlerde Bahtiyar sokağa atılan ilk sokak köpeği değildi elbet. Hasan Bey sokaklarda benzer durumda olan başka köpeklerin de farkındaydı. Çözüm için hemen Susuz Belediye Başkanı Oğuz Yantemur’un kapısını çaldı ve “Bir yer yapalım, bu hayvanlara barınak olsun” önerisinde bulundu.

Aklındaki yeri şöyle tarif etti:

“Öyle bir yer olsun ki özgürce dolaşabilsinler, öyle bir yer olsun ki karınlarını doyurabilsinler, öyle bir yer olsun ki sadece sevenler gel(ebil)sin. Öyle bir yer olsun ki ne trafik kazası yaşasınlar ne soğuklarda donsunlar ne de kurtlar kapsın.”

Başkandan olumlu yanıt gelince harekete geçildi. Eski Cilavuz Köy Enstitüsü’nden kalan ahır, artık onlar için yuva olmuştu.

Başlangıçta yatılı okulun yemek artıkları ile doyuruldular, teneke sobayla ısındılar. Hasan Bey “Ya okul kapanınca ne olacak? Paramız da yok” dedi. Başkan Yantemur, “Olsun umudumuz var, aç bırakmayız” karşılığını verdi.

Artık ilçenin bir hayvan barınağı vardı. Adını “Cilavuz Şefkat Evi” koydular. Zamanla sosyal medyada hesapları da oldu.

Hayvan dostları kısa sürede onlardan haberdar oldu. Barınağa yardım yağmaya başladı: Mamalar, battaniyeler, kap kacaklar ve nakit desteği...

★★★

Ha bu arada Bahtiyar çok popüler oldu.

Boğaziçi Üniversitesi’nin hayvan sever mensupları kendisini tedavi için İstanbul’a götürdü. Önünde Bahtiyar’ın resmi olan kıyafetlerle, Bahtiyar temalı hediyelik eşyalar yaptılar.

Bahtiyar yaşlılıktan öldü ama Bahtiyar’ın bu popülaritesi sayesinde Cilavuz Şefkat Evi’ne dostların desteği o kadar arttı ki o metruk ahır, modern bir hayvan barınağına dönüştü. Genç veterinerler çoğu zaman gönüllü ama düzenli hizmet vermeye başladı.

Bugün itibariyle 200’den fazla köpeğin bakıldığı barınakta artık “mutlu patiler” isimli kuruluşun organizasyonlarıyla bölgenin köpekleri de kısırlaştırılıyor. Önemli ameliyatlar yapılabiliyor.

★★★

Bazı insanların bir hevesle çocuklarına aldıkları hayvanları kısa süre içinde sokağa salması, köpeklerin sokaklarda başıboş dolaşması, insanlara saldırması elbette halledilmesi gereken ciddi bir sorundur.

Ancak çözüm öldürmek değildir.

Kars’ın küçücük bir ilçesinde, Susuz’da bulunan çözüm, Türkiye geneline yaygınlaşamaz mı?

Bahtiyar, hasta, yaşlı ve yaralı olduğu gerekçesiyle uyutulabilirdi.

Ancak şefkatle yaşatıldı ve yüzlerce köpeğe karnını doyuracak, barınacak, özgürce koşabilecek bir sıcak barınağın da yolunu açtı.

Yasayı değiştirmek, hayvanları öldürmek isteyen beyler ve hanımlar, lütfen bir defa daha düşünün:

Öldürmek dışında yol yok mudur?