Kendini ‘ruhban sınıfın alimi’ yerine koyan Akçakoca müftüsü Şaban Soytekinoğlu, soyadının haşmetinden sanırım çıktı, göçmenlerin kalplerini okudu, Allah’la aralarına girdi, kimin gerçek Müslüman, kimin gerçek olmadığını cami minberinden ilan etti! Dedi ki: “Selanik göçmenlerinin yüzde 90’ı Sabetayist! Ne demek Sabetayist? Müslümanlığa girmiş gözüken Yahudiler. Aslında Müslüman değil... Bunlar dünyanın neresinde olursa, şu an ses çıkarmadıklarına bakmayın, İstanbul’da gezi olaylarında otellerinde insanları barındıran kimdi? Gene Yahudiler idi... Şu an birisi bir takımın başında. Bunlar gücü, kuvveti eline geçirdiği zaman size de aynısını yaparlar!”

Sen kimsin bir kere?

Birilerine, ‘bunlar Müslüman değil’ sözünü nasıl edebilirsin?

Kendinden utanmıyorsan Allah’tan utan. Kim ne ise hesabını kendi verecek, sana ne? Hem nereden biliyorsun, belki Selanik göçmenlerinden birinin itikatı seninkinden daha güçlü! Dinden soğutacaksınız insanları, imam hatip öğrencileri arasında bile deizm yayılıyor.

Diyanet iki satır açıklama yapmış, sözde hakkında soruşturma açılmış! Gülüp geçiyorsunuz, bir yerlere güvenip zerre korkunuz yok. Fakat, sana ve senin gibilere bir şey söyleyeyim, yaptıklarımızdan ve yapmadıklarımızdan ötürü sadece bu dünyada soruşturulmuyoruz...

Türkiye’nin en fazla vergi veren, Türkiye’nin neredeyse iş kapısı olan şirketin sahibi aileyi hedef alıyormuş gibi, ama asıl niyet besbelli.

En bilinen Selanik göçmeni kim? O olmasa, vatansız kalıyorduk az daha... ‘Güç’ diyorsun ya; bir kez daha bak dinlerine laf ettiğin iki örneğe! Ne yapmışlar güçlerini kullanıp? Senin ahkam kestiğin, çoluğunun çocuğunun rızkını çıkardığın diyaneti bile kim kurdu sanıyorsun... Ne ara bu denli düşman oldunuz siz?

***

Allah’ın sopası derler, çok inanırım. Rahat rahat söyleyebildiğin fenalık için kimin eline şu an kafana hafifçe vursun diye sopa verildi biliyor musun? Elin sahibi taa öbür dünyadan üstelik, rahmetli Yaşar Nuri Öztürk! Bak ne diyor oku da öğren diyeceğim, yanlış olacak. Hiç olmazsa sus:

Ruhbanlık, Kuran’ın verilerine dayanılarak şöyle tanımlanabilir: Dünyevi menfaat ve hükümranlık elde etmek üzere, dinin mukaddeslerini, politika ve çıkarlara ters düşenleri etkisiz kılmak üzere işletmek ve bunun finansmanını, yine dinin mukaddeslerini kullanarak, o dinin mensuplarına yaptırmak sanatının kurumsallaşmasıdır...

Şimdi Kuran’a bakalım. Kuran, ruhbanlıkla ilgili tespitlerini ürpertici bir üslupla yapmıştır:

1.Ruhbanlık, Allah tarafından dine konmuş bir kurum ve kavram değildir! Onu dine, dini ve Allah’ı temsil iddiasıyla ortaya çıkan ekipler sokmuşlardır. (Hadid suresi, 27)

2.Ruhban ekiplerin büyük çoğunluğu, insanların mallarını, ‘sizi Allah’a götüreceğiz!’ diyerek çeşitli oyun ve manipülasyonlarla tıka basa yerler ve sonunda da kitleleri Allah’tan uzaklaştırırlar. (Tevbe suresi, 34)

3.Ruhban ekipler, günün birinde ‘Allah’ın yanına ilave edilen rabler’ yani yedek ilahlar konumuna getirilir (Tevbe, 31). Cenabı Peygamber bu ‘rableştirme’nin nasıl vücut bulduğunu ifadeye koyarken şöyle buyurmuştur: Dini temsil ettiğini söyleyenlerin çirkin gördüğünü haram, sevimli gördüğünü helal ilan etmek, onları rabler haline getirmektir. Muazzez Peygamberimizin bu sözü, ruhban zulmünü tanımada hareket noktasıdır...”

***

Bir ruhban sınıfına ihtiyacı var mı Müslümanlığın? Her konunun ince ince, üstelik herkesin anlayabileceği gibi anlatıldığı bir kitabı, Kuran var... İyilik, insanlık, güzellik için şahane örnek Hz. Muhammed gibi bir peygamberi var... “Kim olursan ol yine gel” diyen Mevlana gibi değerleri var... En kıymetlisi ise, Yaradan’ın yaratırken istisnasız her insana kendinden bir parça olarak verdiği ‘vicdan’ var... İnsansak doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü senin gibilere değil onlara danışırız!

Yatalak olduğu için kalbiyle namaz kılanı bile görüyorsa Allah, kederli birine gülümseyene bile sevap yazılıyorsa, paylaşmayanlar sevilmiyorsa, iyiliği yapanın dinine bakılmıyorsa, elektriği bulana, ampulü icat edene, kuduz aşısını keşfedene, kalp ameliyatını ilk geliştirene, bir kuşa, bir köpeğe bir kap su verene, bu ülkeyi ayrıştırıcılardan ve diğer düşmanlardan kurtarıp vatan yapanlara vicdanlı insanlar hayır dua ediyorsa, siz bize din ve insanlık konularında başka ne öğretebilirsiniz ki?

Düşsün artık bu ayrıştırıcılık yakamızdan, bıktık...