CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bazı valilerin tarafsız olmadığını ve iktidara çalıştığını söylemesi ‘Militan Vali’ tartışmalarını beraberinde getirdi. Bu tartışmaların gölgesinde ‘Devletin Valisi’ denilince de akla gelen ilk isim Recep Yazıcıoğlu... 2 Haziran 1948’de Trabzon’un Köprübaşı ilçesinde doğan Yazıcıoğlu’nun babası müftüydü, ikisi kız 4 kardeşi vardı ve Rize Kalkandere’den başlayıp, Bahçe, Hamur, Ayvacık, Alaca, Kırıkhan ve Akçakoca’da kaymakamlık yaptı.
2 Eylül 2003’te Ankara’ya gelirken şoförün direksiyon kontrolünü kaybedip aracın takla atması sonrası vefat etti.
TARLALARI DÜMDÜZ ETTİ Her ilçede halkın sevgisini kazanıyor, makam odasının kapısını hiç kapatmıyor, üzerine de “Kapıya vurmadan içeri girin” diye yazdırıyordu. Çizmesini giyip köyleri dolaşıyor, dert dinliyor, çözüm üretiyordu. Takım elbise, kravat, makam arabası, koruma polisleri ona göre değildi. Bahçe’de iken Ceyhan kıyısındaki arazilere toprak ağalarının el koyduğunu ve köylülerin hayvanlarıyla nehre inmelerine izin vermediklerini gördü. Ağaları uyardı, değişen bir şey olmayınca bir traktörün direksiyona geçip pamuk tarlalarını dümdüz etti. EVREN “OLMAZ” DEDİ Başbakan Turgut Özal, Müşteşarı H.Celal Güzel’i araştırmalarının ardından “Tam aradığımız adam” raporunu verince İçişleri Bakanı Ali Tanrıyar’a ‘“Listeye alın” talimatını verdi ama Kenan Evren, “Genç ve tecrübesiz” diyerek iade etti. Özal, ikna edince kararname imzalandı.

Rafting tutkusuydu

Erzincan Valiliği sırasında doğa sporlarıyla uğraşmış ve yöre sporlarını turizme açılmasına katkı sağlamıştır. Raftinge ilgisi Denizli’de devam etmiştir.

Halkın IV. Muradı’ydı

Dağa tırmandı. “IV.Murad, Doğrucu Davut, Zıpkın Vali’’ gibi sıfatlarla anıldı. 1999 yılında, “Emniyet müdüründen vali olmaz” dediği için görevden alındı.

Turizmi geliştirdi

Yamaç paraşütü gibi adrenalini yüksek sporları da yapan merhum Yazıcıoğlu, vatandaşlara ilham kaynağı oldu. Bugünlerde halkın önemli bir turizm kaynağı...

Çevreciliği aşıladı

Çevreci kimliğiyle de her zaman ön plana çıkan ‘Süper Vali’, deniz, göl ve nehirlerin temizlenmesini yakından takip ederdi... Köylüleri de hep uyarırdı.

Muhtara ‘özel’ hizmet

Erzincan depreminde evi yıkılan muhtar, valiliğe elinde evraklarla gider. Öğle tatilinde kot pantolonlu biri gelir ve “Hayrola amca” der. Muhtar derdini anlatır. Adam evrakları alır, deftere kaydedip ‘Vali’ odasına girer. Muhtar “Sağ ol ama Vali Bey kızmasın” der. O kişi Recep Yazıcıoğlu’dur...

Torpile karşı dik durdu

Kapalı alanlarda sigara içilmesini yasakladı. Kahvehanelere kitaplık yaptırdı. Başına kasket takıp hastanede vatandaşların çektiği çileyi gördü ve başhekimi görevden aldı. Tayin, terfi, torpil isteklerini reddetti. Erzincan’da sel sularına kapılıp yıkılan ve 30 yıldır yenisi yapılmayan köprü için bürokrasiyi aştı. Yeni köprü ile 23 köyün şehirle olan bağlantısını sağladı. Her zaman “Biz halkız hizmetkarıyız, afra tafra yapmayız” dedi.
‘Süper’ Vali Yazıcıoğlu’nun eşi Meryem Yazıcıoğlu, 2011 yılında 63 yaşında vefat etti. Merhumların Mehmet Kemal, Necla ve Ruveyda adında çocukları var.

Ülkemizde Victor Hugo ekolü var

İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, yeni valiler ile görüşürken, “Şehrinize gelen bakanları il sınırında karşılamayın, tören yapmayın” dedi ve alkışlandı. O günlerde merkez valisi olan Yazıcıoğlu’nu aradım. Tantan’ın açıklamasını sordum. Bana şunları söyledi: “Bakanlar en çok karşılama ve uğurlamadan hoşlanır. 500 kişilik yemek organize edip, faturayı özel idareye yıkar. Benim gibi şantiye valiliği yaparsan gidersin. İş yaparsan, virgülün hesabını sorarlar. Victor Hugo ‘İki büklüm yürüyen, dik gidenden fazla yol alır’ demiş. Bizim ülkede Hugo ekolü var.”