Evet! Düşün artık Türk sporunun yakasından. Yetti artık ülke sporuna ve gençliğine verdiğiniz zararlar. Kendinizi bu ülkenin sahibi, Türk sporunun kanaat önderi filan mı zannediyorsunuz?

Geçen haftanın spor olaylarını izlerken öyle iki olaya şahit oldum ki, yenir yutulur şeyler değil: Birincisi, Türkiye Kupası çeyrek finalinde Başakşehir'in teknik direktörü Emre Belözoğlu’nun hakemlere yaptıkları. İkincisi, Kadınlar Basketbol Süper Ligi yarı final ikinci maçında BOTAŞ Başkanı Kerim Taşkıran ve şürekasının (kabaca yağcıları) yaptıkları.

Önce ilki: Belözoğlu’nun oyundan atıldığı görüntülerde hakemlere sarf ettiği çirkin sözleri, bıraksalar hakemleri dövecekmiş gibi külhanbeyi tavırları ve saldırmaya kalkışmasını hayretle izledik. Kardeşim sen kendini ne zannediyorsun? Her şeyini borçlu olduğun bu spora ihanet etmeye utanmıyor musun? Ortamı bu derece kirletme hakkını kimden alıyorsun? Bu gergin, mafyatik tuluatlar ile gençlere kötü örnek olma hakkını kim veriyor sana? Düş artık futbolun yakasından, maddi manevi fazlası ile aldın alacağını, yeter artık!

Aslında suç sende değil, seni “Emre saha dışında pırlanta, saha içinde başka bir adama dönüşüyor” diye pışpışlayan yağcılarda ve en ağır cezaları verip bir daha spor alanlarında görünmeni engellemeyen yetkililerde! Soruyorum: Bu tipler mi koruyacak Türk futbolunun marka değerini?

Senden önce Türk sporunda teşekkür edilmesi ve senin gibilere örnek olmasının önü kesilmesi gereken bir akıl hocan var ki... Asıl temizliğe oradan başlamak lazımdı, Türk gençliğini sportif anarşi anlamında daha fazla zehirlememeniz için!

Gelelim ikinciye: BOTAŞ Başkanı Kerim Taşkıran, Çukurova Yenişehir ile oynadıkları maç sonu, eline geçirdiği her şeyi (arabasının anahtarları, su şişesi, çöp kovası dahil) rakip koça ve kadın basketbolcuların kafalarına fırlatıyor. Neymiş efendim; ilk maçta onlar da bunları tahrik edip bir şeyler yapmış. Doğrudur olabilir, bilmiyorum ama hiçbir gerekçe, BOTAŞ'ın yönetim kurulu üyesi bir müminin bunları yapmasını haklı kılmaz.

Bir hatırlatma da TBF Disiplin Kurulu'na: Kerim Taşkıran kadın basketbolcuların kafasına eline geçirdiğini atarken, kurul olarak kadınlarımıza karşı yapılanlarda gösterdiğiniz hassasiyeti biliyoruz! Aynı duruşu/duyarlılığı burada da göstereceğinize dair şüphemiz yok! Umarım diplomasideki mütekabiliyet esası (karşılıklılık) gereğini en ağır bir şekilde yapıp, durumu da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bildirmekten de geri kalmazsınız! (Görüntüler internette)

İKİ GENÇ BASKETBOL HAKEMİ


Basketbol Süper Ligi'nde play-off’a kısa süre kala düşme hattının alev aldığı şu günlerde iki genç hakem çıkıp, hakemlik kurumunun onurunu zedeleyecek derecede itirazlara dur diyerek, ligin en başarılı iki koçunu; Erdem Can ve Ufuk Sarıca’yı diskalifiye etti. Böylece, uzun zamandır bu anlamda yara alan hakemlik kurumunun saygınlığına yapılan bu haksızlığa dur dediler. Hatta bu kararlarıyla çıtayı öyle bir yere koydular ki, bundan sonrasını ligin selameti açısından diğer hakem abileri, ablaları ve arkadaşları düşünsün!

Genç hakemler Berk Kurtulmuş ve Tolga Edis‘i bu hoş olmayan gidişata bir dur dedikleri için kutluyorum.

Aman sakın ola ki bu doğru tavır, kendilerinin ya da diğer hakemlerin egolarını yanlış kullanmalarına da neden olmasın!