Merkez Bankası son kararıyla beklentilere verdiği zararı görmüş olacak ki dün “verilerle parasal sıkılaştırma” başlıklı bir video yayımladı. Sıkılaşmanın devam edeceğini, yıl sonunda enflasyonun yüzde 24’e ineceğini, yani eski hedefin hata aralığı içinde kalınacağını belirtiyor. Bu iddiası ise şu soruyu sormak gerekiyor: “O zaman eski enflasyon hedefini neden değiştirdin?”

Merkez Bankası yönetiminin, daha üzerinden bir ay geçmeden, hedef olarak bilinen, 2025 yılı enflasyon tahminini değiştirmesi itibar kaybına yol açtı. Belli ki iktisatçılar ve piyasadan gelen tepkilere ve beklenti bozulmasına karşı “enflasyonla mücadelede sıkı durmaya devam ettiğini” anlatmaya çalışıyor.

Ancak videoda yer alan, eskiye kıyasla parasal sıkılaşmanın nasıl sürdüğü ve ne sonuçlar alındığına ilişkin argümanları, yaptığı son hatayı örtmüyor. Bu hareketi ve Enflasyon Raporu toplantısında söylenenler, piyasalarda “faiz indirimlerinin devam edeceği ve üzerlerinde siyasi baskı olduğu” yönündeki iddiaları artırmış bulunuyor. 

Merkez Bankası Başkanı faiz indirimleri sorusuna ne kadar “otopilotta değiliz” yanıtı verse de revizyon ile piyasanın aldığı mesaj; “faiz indirimlerinin süreceği, Merkez Bankası yönetiminin seri indirimler için kendisine alan yaratmak için bu revizyonu yaptığı” yönünde. Başkan Yardımcısı Cevdet Hoca’nın “Sapma halinde gerekli tedbirleri alabilecek miyiz, bunun sorulması lazım” demesi de sanki gerekli kararları almalarında zorluk çıkacağını ima eder nitelikte. 

ENFLASYONU BELİRLEYEN MERKEZ BANKASI

Merkez Bankası’nın, yılın son üç ayına girildiğinde revizyon yapması normal karşılanabilir ama yılın başında bunu yapması, kendi varlığını inkar anlamına da gelebilir. Çünkü enflasyon oranını Merkez Bankası hükümetle birlikte belirler, görevi budur. Eğer daha yılın başında bu revizyonu yaparsa, “Ben bir şey yapmayacağım” ya da “ben bir şey yapamıyorum” anlamına gelir. 

Piyasalar, belirlediği bu hedefler doğrultusunda, Merkez Bankası’nın kurlarda ne yapacağının, faizlerde nasıl hareket edeceğinin işaretlerini alır. Buna bakarak kendi beklentilerini oluşturur ve bu beklentilere göre davranırlar. Yani yılın başında hemen revizyona gidersen, “bir şeyler değişti, Merkez kur politikasını değiştiriyor ya da faiz indirimini hızlandıracak” mesajını çıkarmaları normaldir.

Merkez Bankası olarak siz, yılın başında yaptığınız revizyonla “enflasyon konusunda iradeniz bulunmadığını” itiraf etmiş olursunuz. Halbuki belirlenen enflasyon oranını tutturmak sizin göreviniz. Alacağınız tedbirlerle, eğer sapma görüyorsanız, hedefi değil politikanızı değiştirmeniz gerekiyor. Dediğimiz gibi eğer yılın son çeyreğine gelince bu revizyonu yaparsanız, “artık yılın sonuna az kaldı, benim değiştireceğim bir şey kalmadı, o nedenle değiştiriyorum” demiş olursunuz ve bu piyasalar tarafından anlaşılabilir bir düzeltmedir.

Bu arada sağlık harcamaları konusunda da Merkez Bankası’nın şikayet etmeye hakkı olmadığını söyleyebiliriz. Ekonomi yönetimi kamu zamlarına hakim değil, bir bakanlık kimseye sormadan zammı yapıyor demektir ki; o zaman zaten ekonomi yönetiminin koordinasyonundan söz edemeyiz. Bu “ilgili koltuklarda oturanlar işlerini yapmıyor” demektir.

Dışsal bir şok yaşanmadan, bir ay önceki enflasyon hedefini değiştirmek büyük bir hata. Bir de iç ve dış siyasi-ekonomik şoklar gelirse ne yapacağız?