Koronavirüs şu anda bir numaralı sorunumuz.

Ekonomik sıkıntılar... Yoksulların dramı... Tutuklanan gazeteciler... Suriye ve Libya’da çarpışan askerlerimiz...

Artık bunları kimsenin düşündüğü yok!

Hatta... Türk tarihinde unutulmayacak bir başarı olan 18 Mart Çanakkale Zaferi bile dışlanmış gibi... Her yıl tekrarlanan kutlamalar “koronavirüs” nedeniyle iptal edildi.

Gözle görülemeyecek kadar ufak, melun bir virüs yalnız Türkiye’yi değil, dünyayı esir aldı!

Toplum, koronavirüs dışında tüm işlere, sorunlara, olaylara karşı kör olmuş durumda...

Dedik ya, Çanakkale Zaferi bile unutuldu! Fakat biz unutmadık!

Türk tarihine altın harflerle yazılan zaferin 105’inci yıldönümünü bugün gönüllerimizde kutluyor, vatan için canlarını veren şehitlerimizi şükranla anıyoruz.

★★★

Çanakkale Zaferi, makûs talihimizin dönüm noktasıdır. Çünkü Milli Mücadele’nin ve Cumhuriyet’in habercisidir.

Çanakkale savaşları olmasaydı Mustafa Kemal efsanesi doğmayacak, Kurtuluş Savaşı’mız da olmayacaktı.

34 yaşındaki Albay Mustafa Kemal’in, Alman generalleri ve Osmanlı paşaları arasında bir yıldız gibi parlamasını, daha sonra Milli Mücadele’nin önderi olmasını sağlayan Çanakkale Savaşı’dır.

★★★

Çanakkale Savaşı hakkında ciddi, dürüst, saygıdeğer araştırmaların yanı sıra, “savaşı yeşil sarıklı evliyaların kazandığı” şeklinde uydurma öyküler ve menkıbeler de vardır.

Gerici kafaların bu sahte menkıbeleri, Çanakkale’nin askeri bir zafer değil, evliyaların mucizeler sergisi olduğunu iddia eder!

Uyduruk hikâyeler Çanakkale Zaferi’ni basitleştirir, masal haline getirerek gerçek olmaktan uzaklaştırır, büyüklüğünü ve anlamını zedeler.

Bunlar hurafecilerin (akla aykırı, gerçek dışı, garip şeyler uyduranların) cahil halkı aldatmaya yönelik masallarıdır.

Bu yobaz takımı, Çanakkale’yi Mustafa Kemal’siz anlatır, onun adını ağzına bile almaz! Gerçeğe ihanet edip tarihi kirletirler!

★★★

Hurafecilik Çanakkale Savaşları’na Hazreti Peygamberi de katıyor.

Peygamberimiz, 1915’te Çanakkale çarpışmaları sırasında güya türbedarın rüyasına girerek demişmiş ki:

“Ben şimdi Medine’de değilim. Çanakkale’deyim. Çok zor durumda olan asker evlâtlarımı yalnız bırakmaya gönlüm razı olmadı. Onlara yardım ediyorum!”

Bu da yetmiyor “Çanakkale’ye Anadolu’dan alay alay, tabur tabur, evliyalar, erenler, veliler ordusunun geldiği” iddia ediliyor.

O tarihe kadar 200 yıldan beri girilen her savaşta yenilen Osmanlı Devleti’ne ve ordularına evliyalar neden böyle yardım etmemişler, neden Osmanlı’yı kurtarmamışlar?

Bir gençlik, yalanla, dolanla yetiştirilip eğitilemez. Allah ülkemizi cahil, yalancı ve sahtekârların şerrinden korusun!

“Yakın Tarih Yalanları”


Korkusuz Gazetesi köşe yazarı Ümit Zileli, ilginç bir kitap daha yazdı. Adı: “Yakın Tarih Yalanları”

Milletin yalanlarla nasıl aldatıldığını, ülkenin geleceği ile nasıl kumar oynandığını anlatan Ümit Zileli:

“Türkiye’nin çimentosu olan Lozan ve Montrö antlaşmalarının yerin dibine sokulduğu, Türkiye’yi yöneten kadronun, Suriye macerasından sonra şimdi de Libya üzerinden ‘çılgın’ projeler ürettiği, kan ve ateş vaat eden bir karanlık süreçten geçiyoruz. Halkının neredeyse dörtte üçünün yoksul olduğu, kendi ülkesinde ırgat gibi yaşadığı bir ülke konumuna düşmek istemiyorsak, son seçimlerde olduğu gibi birlikte hareket etmek zorundayız. Türkiye’nin önünü açacak güç bu milletin genlerinde mevcuttur. Sihirli iki sözcük ‘Demokratik seçim’dir” diyor. (Sia Kitap)

* NOT: Önceki gün İYİ Parti’li Aytun Çıray için sehven (CHP’li) diye yazmışım. Çıray eski CHP’lidir. Düzeltiyorum.)

GÜNÜN SÖZÜ

Başarı akıl, çaba ve mücadele ister. Hiçbir başarı tesadüf değildir!