Kabinede iki önemli bakan istifa etti ya da görevden alındı.

Cumhurbaşkanlığı “Affını istedi, af talebi kabul edildi” diye açıklasa da Mehmet Özhaseki istifa ettiğini duyurarak büyük bir cesaret örneği gösterdi.

Fahrettin Koca ise istifa ettiğini herkes bildiği halde istifasının Cumhurbaşkanlığı tarafından “Affını istedi, af talebi kabul edildi” diye duyurulmasına sessiz kalarak razı oldu.

Bu detayların hiçbir önemi yok.

★★★

Yerlerine bir yeni bir eski isim geldi.

Eski ya da yeni olmalarının da bir önemi yok.

Zira ikisi de görevlerine başlarken Cumhurbaşkanı’nın “layık görmesiyle”, “takdiriyle”, “tensip buyurmasıyla” o koltuklara oturduklarını ilan ettiler.

İkisi de “Cumhurbaşkanı’nın talimatlarıyla” her işi yapacaklarını belli etti.

İkisi de oturdukları koltukların Cumhurbaşkanı’nın birkaç sözcük içeren talimatıyla geldikleri gibi Cumhurbaşkanı’nın tek talimatıyla gideceklerini bilerek oturdu o koltuklara...

★★★

Yeni Sağlık Bakanı, İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu oldu.

Kendisi, Hacettepe mezunu bir genel cerrah. AK Parti iktidarı döneminde hastane yöneticiliği gibi eğitimler alıp hekimlikten yöneticiliğe geçmiş bir isim.

Söylenenlere göre Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın etrafındaki birinci halka ile yakın ilişkiler kurmuş biri.

Sağlık sisteminde Fahrettin Koca’nın yapamadığı neyi yapar bilmiyorum.

Ülke dışına giden doktorları geri getirebilir mi?

Mucizevi kodlar yazarak doktor yetersizliği nedeniyle oluşan randevu krizini çözebilir mi?

Bunları da bilmiyorum.

Ancak bildiğim bir şey var o da sağlık sektörünün de inşaat sektörü gibi büyük paraların döndüğü bir sektör olması ve iktidara yakın isimlerin bu alanda büyük yatırımlar yapmış olması.

Hastaneleri olan ve aynı zamanda sağlık alanında öne çıkmış bir üniversitenin sahibi Fahrettin Koca’nın sektördeki iktidar yanlısı büyük yatırımcılarla çıkar çatışması yaşamış olması, o yatırımcıların bu konuları Erdoğan’a taşıması, Erdoğan’ın da Koca’nın affını istemiş olması muhtemel.

Bir süredir şehir hastaneleri Kamu Özel İş Birliği sistemiyle değil, Sağlık Bakanlığı’nın kendi imkanlarıyla yapılıyordu.

Yeni bakan yeniden Kamu Özel İş Birliği yöntemine dönebilir.

Doktor kadroları yandaş hastane sahiplerine akabilir.

Şehir hastanelerine taşındıktan sonra şehir merkezlerindeki binaları boş kalan eski devlet hastanelerinin kupon arazileri büyük konut projeleri kovalayan müteahhitlere tahsis edilebilir.

Büyük rantlar üretilebilir.

Yani bakan değişikliğinin nedenlerini konuşurken sadece sağlık deyip geçmeyin.

★★★

Yeni Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ise önceki bakan Murat Kurum oldu. Kurum’un İstanbul’daki seçim hezimetinden sonra ne olacağı merak ediliyordu.

Memişoğlu’nun tercih edilmesinin nedeniyle Kurum’un yeniden atanmasının nedeni arasında pek fark olmadığını düşünüyorum.

Zira Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın rant imkanları
Sağlık Bakanlığı’ndan daha fazla.

Kamu binalarıyla ilgili ihale yapma yetkisi, imar yetkisini en geniş anlamda kullanma avantajı, belediyelerle ilişkiler, uçsuz bucaksız ve denetimsiz afet fonları gibi birçok alanda büyük meblağlar dönüyor ve iktidar yanlısı şirketlerin en çok iş yaptığı bakanlık Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı oluyor.

Özhaseki, eski tip bir siyasetçiydi.

Muhalif belediye başkanları, Özhaseki zamanında bakanlıktan talepleri konusunda ayrımcılığa maruz kalmadıklarını anlatıyordu.

Ekrem İmamoğlu ve CHP karşısında büyük bir yenilgi alan Kurum’un CHP’li belediyelere aynı hoşgörüyü göstermesini beklemek safdillik olur.

Özhaseki, ihaleler konusunda da bildiğini okumaya çalışıyordu.

Son dönemde plajlardaki işgalcilere savaş açarken “arkalarında kim olduğuna bakmaksızın” yıkacağını ilan etmişti ve yıkmaya başlamıştı da...

Şahsi kanaatim, Özhaseki’nin önemli bir projeyi ya da ihaleyi imzalamadığı için istifaya zorlandığı, Kurum’u büyük müteahhitlerin istediği yönündedir.

Bu açıdan Özhaseki’nin istifasını duyurduğu mesajda “çocuklarımın boğazından haram bir lokma geçmemesine yönelik hassasiyetimi hep diri tuttum” ifadesini kullanması son derece önemlidir.

★★★

Kabinedeki değişim daha yeni başladı. Bu yaz boyunca birer ikişer bakan değişikliği haberleriyle karşılaşacağız. Sayının altı hatta sekize çıkması muhtemel.

Yabancı yatırımcıların bakan değişiklikleriyle ilgili sorularına verdiğim yanıtı tekrarlayarak bitirmek isterim:

Mehmet Şimşek dışında hiçbir bakanın yeri garanti değil. Hiçbirinin gitmesi de sürpriz olmaz. Şimşek’in kaderi ise göstergelere bağlı.