CHP’deki lider değişimi, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılın ilk önemli gelişmesi oldu.

Konuyu değerlendirmeden önce bir gerçeğin ve o gerçekle ilgili şu yorumun altını kalın çizgilerle çizmek isterim.

Gerçek: Kemal Kılıçdaroğlu, 10’dan fazla başarısız seçimin ardından 13 yıl sonra Genel Başkanlık koltuğuna CHP delegesinin oylarıyla veda etti.

Yorum: Cumhuriyeti kuran, İkinci Dünya Savaşı’nın yarattığı bütün ekonomik, diplomatik ve siyasi zorluklara rağmen ülkeye çok partili demokrasiyi getiren parti olan CHP, parti içi demokrasisiyle de bir defa daha ülkenin umutlarını yeşertti.

Her şeye tek bir adamın karar verdiği, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği Komünist Partisi ya da Çin Komünist Partisi’nin kurultayları haline gelen iktidar kurultaylarından sonra böylesine demokratik, böylesine çok sesli, böylesine dinamik bir siyasi kurultay izlemek demokrasi özlemi duyanlar için umut vericiydi.

★★★

Kemal Kılıçdaroğlu, (28 Mayıs 2023’ten sonraki değişimini, “koltuğunu bırakmak istemeyen lider” görüntüsünü bir kenara bırakarak yazıyorum) 13 yıllık Genel Başkanlık dönemiyle hepimizin kalbinde güzel duygular bıraktı.

Mütevazı yaşamı, örnek ailesi, sakinliği, sağduyulu vakur duruşuyla bir siyasetçinin nasıl olması gerektiğini gösterdi.

Çok zor bir dönemde Atatürk’ün emanetini taşıdı.

Saldırıya uğradı, ölüm tehlikesi atlattı, Ankara’dan İstanbul’a yürüdü, devlet gücü kullanan iktidarın her türlü oyunuyla mücadele etmek zorunda kaldı.

Kurultay öncesi kendi görüntüleriyle birlikte sosyal medyada dolaşıma sokulan “Yorgun Demokrat” şarkısında dendiği gibi, karanlık yollardan geçti, zehir gibi sular içti, cehennemin ta göğsünü deldi.

Yine de yılmadı ve 100 yıllık CHP sancağını hep yukarıda tutmaya çalıştı.

En büyük hatası, işi bilenlerden oluşan bir “siyasi savaş kabinesi” oluşturmayıp, hep yanlış insanlarla çalışması oldu. İktidarı hep liyakatsiz kadrolarla çalışmakla suçlarken, kendisi de “liyakatsiz ama sadık” isimleri yanında tutmayı tercih etti.

Bu nedenle de siyaseten hep kaybetmesine neden olan hatalı kararlar verdi.

Ne yazık ki CHP Kurultayı, hatalı tavırları ve kararlarıyla kaybettiği son seçim oldu.

Vatandaş olarak kendisine, bu ülkenin siyasetine ve demokrasisine yaptığı olumlu katkılardan dolayı teşekkür etmek boynumuzun borcu.

Bir de bundan sonraki yaşamında sağlıklı, mutlu ve huzurlu yıllar dilemek isterim.

★★★

Özgür Özel (kendisi “49 yaşındayım genç sayılmam” dese de) ise genç bir lider.

Sırf Genel Başkan adayı olduğunu ilan ederek gösterdiği cesaret dahi takdire şayandı.

Bir de kurultay öncesinde ve sırasında takındığı olgun tavrı alkışlıyorum ve kurultay zaferini kutluyorum.

Bütün süreç boyunca bütün tahriklere karşın Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı saygısızlık etmemesi, eleştirilerini sakin bir şekilde, özenle seçilmiş sözcüklerle dile getirmesi çok önemliydi.

Özel’in ilk görevi 28 Mayıs 2023 gecesi umudunu kaybeden, siyasete küsen muhalif seçmenlere yeni bir umut aşılamak olmalı.

Bunun için geçmişte yaptığı gibi hep sokakta olmalı.

Halka, 21 yıldır ülkeyi ele geçiren sorunları çözeceği konusunda güven vermeli.

Sonra tabandan gelen talepleri dinlemesi ve liyakatli kadrolarla çalışması doğru kararlar ve doğru adımlar atması için yetecektir.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun düştüğü “liyakatsiz kadrolarla çalışma” yanlışına düşmek en büyük hatası olur.

Arkadaşlıkları, dostlukları ayrı, siyasi kadroları ayrı tutmalı.

Ayrıca kurultay yarışında Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyen CHP’nin liyakatli kadrolarını da kaybetmemeli.

★★★

Özgür Özel’in Genel Başkan seçildiği kurultaydan söz ederken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katkısını da unutmamak lazım.

İmamoğlu, iktidardan ve partisinden gelen bütün salvolara karşın kamuoyunda ve CHP’de karşılığı olan bir isim olduğunu bir defa daha kanıtladı.

O da artık 31 Mart 2024 günü yapılacak seçimlere odaklanmalı.

Kılıçdaroğlu kalsaydı CHP’nin de İmamoğlu’nun da Mansur Yavaş’ın da işi zor olacaktı.

Ancak lider değişimi yeni bir dönem başlattı.

İkinci yüzyıla yeni kadrolarla girecek olan CHP, yoksullarla, emekçilerle, emeklilerle, sendikalarla, sivil toplum örgütleriyle, aydınlarla, sanatçılarla, bilim insanlarıyla da kucaklaşabilirse “Yeni CHP” olmayı, mevcut paradigmayı değiştirmeyi başarabilir.

Bu da iktidarın yolunu açabilir.

CHP’deki lider değişimi ikinci yüzyılına giren Cumhuriyetimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olsun.