Ayhan Bora Kaplan (ABK) soruşturması kapsamında Organize Şube’den sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan, Komiser Ufuk Gültekin ve Metehan İlkyaz, firar eden gizli tanık M7’nin, yani Serdar Sertçelik’in yayınladığı ses kayıtlarından sonra tutuklandı. Bu polislere Komiser Gökhan Karaca eklendi.  

Ancak iddia edildiği gibi darbeden değil, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs, görevi kötüye kullanma ve suçluyu kayırmaktan cezaevine gönderildiler. 

Çelik, Demircan, Gültekin ve İlkyaz’ın yanı sıra Şube Müdürü Kerem Gökay Öner, İçişleri Bakanlığı müfettişlerince ifadesi alındıktan sonra el çektirildi.

Bu ifadelerin tümüne ulaştım. 

Sertçelik’in, ses kayıtlarını yayınladığı Demircan, konuşmalarda adı anılan iki kişiden birinin Halk Bankası Genel Müdürü Osman Arslan, diğerinin eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ olduğunu doğruluyor.

Ancak bu isimleri Sertçelik’in dile getirdiğini, kendisinin gizli tanığı yurt dışından getirmek için ikna etmek amacıyla geçiştiren yanıtlar verdiğini iddia ediyor. Demircan, görüşmelerin içeriğinden amirlerine bahsetmediğini söylüyor. 

“Türkiye’ye getirmek için ikna etmek istedim” 

Ankara Emniyeti Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan’ın iki kez ifadesi alındı.

İlk ifadesi 7 Mayıs tarihini taşıyor.

Şikayetçinin telefonundan görüşme: 6 Ekim’de şikayetçi olan Nurullah Özgür Kopuk, gece 2’de arayarak, Sertçelik’in teslim olmak istediğini söyledi. Kopuk’un telefonudan Sertçelik’le konferans yapıldı. Bildiklerini anlatacağını, gizli tanık olmak istediğini beyan etti. Savcıya ilettim. “Ne anlatacağı konusunda bilgi sahibi olalım” dedi. Komiser Ufuk Gültekin ve Gökhan Karaca’nın bulunduğu ortamda FaceTime’dan görüştük. Örgütte gerçekleşen başka olaylardan bahsetti. “İlgili makamlarla gerekli görüşmeleri yapacağız” dedim.

Kod adı M7: Savcı Mustafa Kaya, gizli tanık yapabileceğini söylemesi üzerine şahsa ulaştık. KOM Dairesi’nin KKTC ofisi tarafından uçağa bindirildi. 9 Ekim 2023’te ifadesi alındı. M7 koduyla gizli tanık olarak işlemlere başlandı.

Baskı ve tehdit olmadı: Örgütün ikinci elemanı olması nedeniyle şubede savcılığın bilgisi dahilinde ve avukatının bulunduğu ortamda ifadesi alınmıştır. Baskı yapılmamış ve tehdit edilmemiştir. ABK tarafından öldürüleceğini düşündüğü için yurt dışına kaçtığını söylemiştir. Örgütün yapısını, adli ve emniyet ayağını, silahlı kanadını, bizim haiz olmadığımız eylemleri anlatmıştır.

Vuranlar ABK ile bağlantılı: 21 Kasım 2023’te saat 05.30’da işkembecide ayaklarından vuruldu. Şüphelilerin Kaplan’ın eski çalışanları olduğu tespit edilmiş, Sertçelik’in deşifre olabileceği değerlendirilmiş, dosya örgüt içi hesaplaşma olarak yürütülmüştür. 

‘Gözaltı sakıncalı’ raporu: 24 Kasım 2023’te Sertçelik dahil 11 şahsa yönelik arama ve gözaltı gerçekleştirdik. Sertçelik’in evine gidilmiş, yürüyemeyecek vaziyette olduğu görülmüştür. Sakat kalma ihtimalinin bildirilmesi üzerine doktor tarafından “Gözaltına alınmasında tıbbi açıdan sakınca vardır” şeklinde rapor düzenlenmiştir. Gözaltına alınmaksızın, ikametinde ifadesinin alınması talimatı verilmiştir. 26 Ekim’de ifadesi alınmıştır.

Kaçması zarar verir: 27 Kasım 2023’te Sertçelik’in savcılığa getirilmesi talimatı verilmiştir. Ambulansla gidilmiş ve evde olmadığı tespit edilmiştir. Annesi, Sertçelik’in 14.40’ta Denetimli Serbestlik görevlilerine bilgi vererek, pansuman için evden çıktığını ifade etmiştir. Telefonu kapalı olduğu için ulaşılamamıştır. Yurt dışında olduğunu öğrendik. Kaçmasıyla ilgili dahlimiz yoktur, zaten olamaz. Gizli tanık olması ve ifadesini mahkemede vermesi gerektiğinden kaçması dosyaya zarar verecektir. Bizim istemeyeceğimiz bir durumdur.

Duruşmaya gelecekti, vazgeçti: Nurullah Özgür Kopuk, 2024 yılının Şubat ayında Sertçelik’in bunaldığını, mahkemede ABK’nin yüzüne bakarak, “Sen bunları bize yaptırdın” demek için bizimle görüşme talebinin olduğunu söyledi. Nurullah’ın telefonuyla görüştük. Maddi olarak zor durumda kaldığını, deşifre ve tehdit altında olduğunu, dönmek istediğini söyledi. Adli mercilerle görüşüp dönüş yapacağımı belirttim. Amirlerimi bilgilendirdim. 32. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mehmet Güven’le görüştüm. Duruşmaya katılmasının önemli olduğunu belirtti.

Duruşma tarihi 15 Nisan 2024 olması sebebiyle martta Kopuk aracılığıyla haber gönderdik. Bekledik, gelmedi.

Bizi zor durumda bıraktın: 15 Nisan’da tekrar görüştük. Sertçelik, gelmek istemediğini, neyle karşılaşacağını bilmediğini, korktuğunu ifade etti. “Gerekli görüşmeleri yaptık. Mahkeme başkanı bekliyor. Neden gelmedin? Bizi zor durumda bıraktın” dedim. 

İki üç gün sonra Sertçelik’le Nurullah’ın telefonundan yeniden görüştüm. Dönmek istediğini, ailesini özlediğini söyledi. Mahkeme başkanıyla görüştük. “Duruşmaya getirmeye çalış” dedi. “Bir an evvel getirmeye çalışalım” dedim. 

İkna etmek istedim: Nurullah aracılığıyla görüştüm. Bu görüşmeye ait belli kısımlar 17-25 Aralık’ta olduğu gibi kesildi. Görüşme tamamıyla Sertçelik’in Türkiye’ye dönmesi için ikna çalışmasıydı. Söylediği isimler tarafımdan zikredilmedi. Bu konuları sormadan anlattı. Ben de getirmek istediğimiz için geçiştirmek amaçlı “Tamam, gel, görüşürüz” mealinde ifadelerde bulundum. Amacım, rahatlayıp gelmesini sağlamaktı.

Amaç, el çektirmek: Sertçelik’in ithamları operasyonu sulandırmaya yöneliktir. Soruşturmada yer almayan isimleri zikrederek, dosyanın kapatılmasını, ABK’nin ve örgüt üyelerinin tahliyesini sağlamayı amaçlamıştır. Örgütün bağlantılarının fazla olması sebebiyle el çektirilmemiz hedeflenmektedir. Emniyet mensuplarının ABK ile irtibatlarının olduğunu, eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Alp Arslan ve Organize Şube’deki polislerin rüşvet istediğini söylemiştir. Operasyonun adli, emniyet ve önemli bazı şahısların bağlantılarının olduğu görülecektir.

Amirlerim biliyor: Şahsın ele geçirildiğini, paylaşıma zorlandığını, örgütün ailesi ve kendisine zarar vereceğini, beni ve arkadaşlarımı zan altında bırakacaklarını düşünüyorum.

Yürüttüğümüz çalışmalar genel olarak amirlerimizce bilinmektedir.

Yedi kez görüştü, içeriğini kimse bilmiyor

ŞEVKET Demircan’ın 8 Mayıs’ta ikinci kez ifadesi alındı.

Yedi kez görüştüm: Sertçelik’le yedi telefon görüşmesi yaptım. İlkini Komiser Gültekin ve Karaca varken, Gültekin’in telefonundan yaptım. Bu görüşme, gizli tanık olmak ve bildiklerini anlatmak istemesi üzerine gerçekleşmiştir. Diğer altı görüşme Kopuk’un telefonundan yapılmıştır.

Yedi görüşmeyi kaydettim. Kayıt yapmamın sebebi, şahsın suç örgütünde ikinci kişi konumunda bulunması ve gizli tanık olmasıdır. Başka görüşme yapmadım.

Son üçü hariç, diğer dört görüşmeden Öner’in bilgisi var. Son üç görüşme, Öner’in izinde olduğu zamana denk gelmiştir.

Kayıtları paylaşmadım: Ses kayıtlarını kimseye dinletmedim. Sadece ilk görüşmeye ait ses kaydını Çelik’e gönderdim. Ancak görüşmeleri kayıt altına aldığımı amirlerime bildirdim. Alabilmiş olduğum bilgileri kısa ve öz şekilde aktardım. Sertçelik’in duruşmaya katılacağını, mahkeme başkanıyla görüşme yaptığımı bildirdim. Ses kayıtlarında yer alanlarla ilgili bilgi vermeye gerek görmedim.

İşte, o iki isim: Sertçelik’in yayınladığı ses kaydında yer alan “Bu söylediğin iki isim vardı ya”, “Hani iki konu vardı ya, farklı farklı isimler vardı”, “Onlarla ilgili gerekli yerlerlerle görüştüm, gerekli yerlerle görüştüler, ‘İsimleri geçsin, sıkıntı yok’ dedi” ifadeleri hatırlatıldı. “Bu ifade size mi aittir? Bu iki kişiden kimi kastediyorsunuz?” diye soruldu.

Demircan, şöyle dedi: 

“İfadeler bana aittir. Görüşmeyi Sertçelik’i ikna etmek amaçlı yaptım. Amacım, ifadesinin alınmasıdır. Çünkü daha önce gelmekten vazgeçmişti. İki isimden kasıt, Halk Bankası Genel Müdürü Osman Arslan ve eski Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ’dır. Bu konularla ilgili soru sormadım, isim telaffuz etmedim. Bu konuları kendisi anlatmıştır. Ben sadece dinledim. Kendisini ikna etmeye yönelik, aklında soru işareti kalmaması ve rahatlatmak için kurduğum cümlelerdir. İsimlerle ilgili hep o konuşmuştur. İki ismi zikrettiğinde geçiştirmeye çalıştım. Bana “Bunlar daha büyük isimler” dedi. Görüşmelerin tamamını ABK dosyasında eksik ve açık bırakmamak için yaptım.”

Çelik, ses kayıtları yayınlanınca öğrenmiş!

Organize’den sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, ilk görüşme dışındaki ses kayıtlarından haberdar olmadığını söylüyor.

İfade örgüte sızdırıldı: Sertçelik’in beyanları araştırılmış, önemli bir kısmı teyit edilerek, dosyaya girmiştir. İfadesinin baskı ve tehdit altında alındığına ilişkin şikayette bulunmamıştır. Yedi ay sonra gündeme gelmesini manidar buluyorum. Suç örgütünün kendisini ele geçirdiğini ve bu iftiraların attırıldığını düşünüyorum. Bu şahıs tehlikeli, adliye ve emniyet ayağı olan örgütle ilgili beyanlarda bulundu. Beyanların örgüte sızdırıldığını tahmin ediyorum. 

Kayıtları yayınlanınca öğrendim: Demircan’ın Sertçelik’le görüşme yaptığını biliyorum. İlk görüşmeye ilişkin kaydı Whatsapp’tan bana gönderdiğini hatırlamıyorum. Alabilmiş olduğu bilgileri kısa ve öz bir şekilde tarafıma aktarmıştır. Şahsı ikna yoluyla Türkiye’ye getirmeye yönelik çalışmalarından haberim var. Görüşmeleri kaydettiğini, Sertçelik’in kayıtları yayınlamasından sonra öğrendim.

“Bana bilgi vermedi, dışlandım, rahatsızım”

Organize Şube Müdürü Kerem Gökay Öner, serbest bırakılan tek isim. 

Öner, kayıtlardan haberinin olmadığını söylüyor. Demircan’ın firari gizli tanıkla kurduğu ilişkinin suç oluşturduğunu kaydediyor. 

Evine 10 kez gittik: 26 Kasım’da savcının talimatına istinaden Sertçelik’in evinde ifadesi alınmıştır. 27 Kasım’da tutuklama için evine gidilmiş ve şahıs bulunamamıştır. Değişik zamanlarda ikametgahına 10 kez gidilerek, adreste bulunup bulunmadığı konusunda araştırma yapılmıştır. 5 Aralık 2023’te Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Daire Başkanlığı’na Sertçelik’in yurtdışına kaçma ihtimali ve yakalanmasına yönelik hudut kapılarında ve illerimizin giriş çıkışlarında uygulama noktalarında duyarlı olunması konusunda yazı yazdık. Yakalanması için her çabayı gösterdik. Yurt dışına çıktığına dair bir bilgiye ulaşamadık.

Bana bilgi vermedi: Demircan’ın görüşme kayıtlarını sosyal medyada yayınlanınca öğrendim. Yayınlanan iki görüşme kaydı ve yaptıysa başka görüşmelerine dair ne yazılı ne sözlü bilgim bulunmaktadır. Bana hiçbir surette görüşme yapacağına, yaptığına ve görüşmelerin içeriğine dair bilgi vermemiştir. Sertçelik, arama kararı olan organize suç örgütü yöneticisidir. Aranan şahısla gerek yüz yüze gerekse telefonla irtibata geçmesi halinde adli makamların, şube müdürü olarak benim, şubeden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı ve Emniyet Müdürü’nün görüşme yapılacağından, görüşmenin içeriğinden bilgilendirilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Şüpheliye bir vaatte bulunulamayacağı, kişilerin özgür iradeleriyle ifade vereceği açıktır. Vaatte bulunduysa kanuna aykırıdır. Bu emri veren de alan da sorumluluktan kurtulamaz. Ben mahiyetimdeki hiçbir personele böyle bir emir vermedim.

Dışlandım: Adli görevlerle ilgili sorumluluk şube müdürüne aittir. Onun tarafından gerekli talimatlar alınır ve verilir. Bu dosyada sosyal medyada görmüş olduğum birtakım konuların dışarısında tutulduğumu ve bilgilendirilmediğimi görmekteyim. Bu durumdan rahatsızlık duymaktayım.

Emniyet mülakat yaptı savcıya yolladı

Komiser Ufuk Gültekin, gizli tanıkla savcılıktan önce Emniyet’te mülakat yapıldığını söylüyor.

Mülakat yaptık: Sertçelik, Türkiye’ye geldikten sonra müdürlerimiz görüşmüşler. Şevket müdür, Gökhan komiser ile bana “İtirafçı olacak. Mülakat yapın. Nelerden bahsediyor, not alın”  dedi. 7 Ekim’de saat 21’de Sertçelik, ABK örgütüne ilişkin bildiklerini anlatacağını söyledi. Anlattığı konuları not aldık. Gece 1’de, anlattıkları uzun olduğu için görüşmeyi bitirdik. Ertesi gün savcıyla gizli tanık işlemleri için müdürümüz görüştü. Savcıya işlemlerin nasıl yapılacağını sordum. “Beyanları bilgi notu şeklinde alın, gönderin. Geldiğinde ifadesini alacağım” dedi. Şubede bir mukayyıt ve iki memur beyanlarını yazmaya başladı. Hazırladıkları metni bilgisayarımın masaüstüne kaydetmişler. Beyan alırken ben yoktum. 9 Ekim’de gece 03.35’te memur Ö.K. mesaj attı. “Komiserim beyan bitti, masaüstünüzde kayıtlı” dedi. Saat 9’da şubeye geldim ve beyanları savcı beye WhatsApp’tan attım 

Telefon açıyordu: Şevket müdürün bilgisi dahilinde telefonumu Sertçelik’e verdim. Dönem dönem arayıp bilgi vermek istiyordu. Ben görüşmek istemiyordum ama mesaj atıyordu. Vurulduktan sonra “Acil görüşmemiz gerek” diye mesaj attı. Ben de Şevket müdüre bildirdim. Şevket müdür, Gökhan komiser ile bana “Zaten evinde çıkamıyor, gidin evde görüşün, yanınıza kayıt cihazı alın, konuşulanları kaydedin” dedi. Evine gittik. Bir saat görüşme oldu, kaydettik. Vurulma olayının tesadüf olduğunu anlattı. 

Firardayken aradı: Şahıs firar ettiği 27 Kasım’da bana mesaj atarak, “Ufuk abi aradım, dünden beri ulaşamadım sana. Murat (Çelik) abiyle görüşmek istiyorum mümkünse. İletebilir misin abim. Senden ricam, bi konuşturabilir misin beni’ dedi. Telefonuna bakmadım. Bir daha görüşmem, olmadı. 28 Kasım’da gündüz saatlerinde FaceTime üzerinden E.S. ismiyle arandım. Sertçelik olabileceğini tahmin ettiğimden açmadım.

Sertçelik’in firarına ilişkin araştırma yapılmamış  

İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu raporunda Serdar Serteçelik’in yakalanmasına ilişkin gerekli çalışmanın yapılmadığı kanatine varıldı.

Rapordan:

“Ankara Emniyet Müdürlüğü’nce Sertçelik’in iletişiminin kopması akabinde yapılan çalışmaların, değişik zamanlarda evine gidilerek, adreste bulunup bulunmadığı konusunda araştırma yapılması ve şahısla irtibatın koptuğu günden dokuz gün sonra, 5 Aralık 2023’te 80 emniyet müdürlüğüne, Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Dairesi Başkanlığı’na yurt dışına çıkma ihtimali ve yakalanmasına yönelik tüm hudut kapılarında ve illerin giriş çıkışlarında uygulama noktalarında duyarlı olunması konusunda yazı yazılmasından ibaret olduğu...…”

Ayrıca Sertçelik’in illegal yollardan yurt dışına çıkışına ilişkin Emniyet görevlilerinin ihmali bulunup bulunmadığı hangi yollardan kaçtığı ve kimlerin yardımcı olduğu konularında araştırma yapılmadığı kaydedildi. 

Raporda, “Sertçelik’le ilgili irtibatın kesildiği tarihten itibaren yakalanmasına yönelik gerekli çalışma ve özenin gösterilmediği” değerlendirildi.

Bu ihmal yönünden takdirin savcılığa ait olduğu belirtildi.