Gamze ve Gökhan Hezan çifti, Anadolu’nun farklı şehirlerinde öğretmenlik yaptıktan sonra Ağustos 2021’de Hatay’a tayin istedi.
Bu tercihte Gökhan Hezan’ın Hataylı olmasının payı büyüktü. Gamze Hezan, başta karşı çıksa da eşini kırmadı.
Cebrail Mahallesi Ayşe Fitnat Hanım Caddesi üzerindeki Fuat Seçkin Apartmanı’nın beşinci katını kiraladılar. Bu bina 2013’te yerinde dönüşümle yapıldığı için güvenerek tuttular.
Ailenin mutlu günlerinden bir kare...
Gökhan Hezan, 6 Şubat sabahı 11 yaşındaki kızları Zeynep’in çığlıklarına uyandı. Odaya koşup kızının üzerine kapandı.
Tam o an...
Fuat Seçkin Apartmanı, zemin kattan koparak, yana devrildi.
Gökhan Hezan ve kızı Zeynep, kırıklar içinde de olsa enkazdan sağ çıkarıldı. Gamze Hezan ve beş yaşındaki oğulları Göktuğ kurtarılamadı.
Fuat Seçkin Apartmanı depremde yıkıldı.
Fuat Seçkin Apartmanı’nda 14 kişi can verdi.
Onlar arasında müteahhit Selahattin Yüksel’in annesi ve babası da vardı.
BETON DEĞERİ DÜŞÜK
Yüksel, arka arkaya iki apartman inşa etmişti.
Fuat Seçkin Apartmanı yıkılırken, kendisinin oturduğu arkadaki Halide Seçkin Apartmanı ayakta kaldı.
Niçin mi?
İlk neden, beton ve demir kalitesi.
Deprem sonrası apartmanın beton değeri 15.0 nm olarak ölçüldü. Bu oran uluslararası standartlara göre 25.0 nm olmalıydı.
Ayrıca zemin katta kullanılan demirlerle üst kattakilerin değeri farklıydı.
Yüksel, ifadesinde, beton örneklerinin zarar görmüş olanlardan alındığını ileri sürerek, kendisini şöyle savundu:
“Bina yan binanın üzerine düşmesi sebebiyle yan yattı. Hiçbir kolon ve kiriş zarar görmedi. Kastım yok.”
Çıray da Parlar Apartmanı’nın Fuat Seçkin Apartmanı’nın üzerine devrilerek yıkılmasına yol açtığını öne sürdü.
İki şüpheliye yurt dışına çıkış yasağı kondu.
DEMİRLERİ KESİP TABLETİ KIRDI
Avukat Merve Gül Tuna, soruşturmanın seyrini değiştirecek tanığa ulaştı: Halide Seçkin Apartmanı’nın görevlisi Hasan Özkan.
Özkan’a göre yıkılan apartmanın zemin katında müteahhite ait Yüksel Proje Müşavirlik İnşaat Şirketi’nin ofisi vardı.
Yüksel, ofis ve asma katı birleştirmek için demirleri kestirerek, ana tableti kırmıştı.
Özkan:
“Asma katı kiraya vermek için ayrı bir iş yeri olarak düzenledi. Kiraya veremediğinden iş yeri ile birleştirmek için girişten asma kata kadarki bölümü demir profillerle kapatıp beton döktürdü. Asma kata çıkmak için merdiven yapmak amacıyla ana tableti kırdı. Demirleri kestirdi, merdiven oluşturdu.”
Özkan, Parlar Aparmanı’nın Fuat Seçkin’in üzerine devrilmediğini söyledi.
Ayrıca işe girdiği tarihte apartmanın yapı kullanma izninin olmadığını ve sonradan alındığını söyledi. İzin alındıktan sonra kaçak kat yapıldığını ifade etti.
Özkan:
“Yağmurdan korunmak amacıyla çatı inşa edilmişti ve çevresi boştu. Bu çatının etrafı pencerelerle kapatıldı ve daireye çevrildi. Burada ikamet eden vardı.”
Çatı katında oturanlar, Yüksel’in depremde vefat eden annesi ve babasıydı.
İKİ ŞÜPHELİ SERBEST
Özkan’ın ifadesi üzerine Hatay 1. Sulh Ceza Hakimliği, “Yeni deliller karşısında adli kontrol tedbirinin yetersiz kalması ve ölü sayısının fazla olması dikkate alınarak” Yüksel ve Çıray’ı 11 Mayıs 2023’te savcılığa çağırdı. Yüksel, adliyeye gelmeyince yakalama kararı çıkarıldı.
İddiaya göre...
Yüksel, o gün adliyedeydi.
Yakalama kararını öğrenerek firar etti.
Avukat Tuna, yerini bildirdiği halde baskın yapılmadı.
Yüksel, iki ay kaçtıktan sonra, 13 Temmuz’da geldiği savcı odasında ifade verdi. İfade üzerine yakalama kararı kaldırılarak, salıverildi.
Savcı iki ay önce tutuklanmasını istedeği Yüksel’i her ne olduysa ve araya kim girdiyse makamından serbest bıraktı.
Çıray hakkındaki tedbir de kaldırıldı.
Dava bile açılmadı hâlâ...
‘BU KADAR MI KOLAY?’
Gökhan Hezan ve kızı Zeynep, üç aylık tedaviden sonra ayağa kalkabildi.
Yeni bir hayata başlamak için geldikleri Hatay’da iki canlarını bıraktılar.
Hayattan tek bir beklentileri kaldı: Adalet.
Gökhan öğretmen anlatıyor:
“Üç ay tedavi gördük kızımla. Kırılmadık yerimiz yoktu. Nasıl çıktık enkazdan, bilmiyorum. Bir hayalle gelmiştik. Eşim Hataylı değildi, zor ikna ettik. Hayat kuracaktık. Bir sene geçmedi, deprem oldu. Hayalimiz kalmadı. Yalnızca kızım için ayakta duruyorum. Zoruma giden şu: Bina yıkılıyor, 14 kişi vefat ediyor ve hiçbir şey yapılmıyor. Savcı, tutuklama kararını niye kaldırıyor? Bu kadar mı kolay?”
Evet...
Belki de bu kadar kolay.
‘Yakın olmadığım partiden aday olmam anormal değil’
AK Parti, 12 büyükşehrin ve 26 şehrin belediye başkan adayını açıkladı.
İstanbul dışında iki il çok konuşuldu:
Eskişehir ve Muğla.
Eskişehir’de İyi Parti’den geçen Nebi Hatipoğlu, Muğla’da ise eski CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın aday gösterildi.
Ayaydın’ın adı açıklanınca Ağustos 2022’de TELE 1’de Enver Aysever’in konuğu olduğu programın görüntüleri sosyal medyada dolaşıma girdi. Ayaydın, yayında “22 yıldan bu yana hiçbir zaman AK Parti’ye oy vermedim” diyor.
Ayaydın’ın aday olmasını hem muhalifler hem iktidar yanlıları eleştirdi.
Ayaydın’ı aradım.
Kendisine yönelik eleştirileri sordum.
■ Neden oy vermediğiniz partinin adayı olmayı kabul ettiniz?
Ben siyaseti noktalamıştım. Siyaset yapmak için kabul etmedim. Yerel yönetim olduğu ve Muğla’nın sorunlarını çözmek için kabul ettim. Bunu siyaset olarak düşünmemek lazım.
■ Neden CHP’yi düşünmediniz?
AK Parti’de yapacağıma daha çok kani oldum.
■ CHP’nin Muğla’yı kazanma ihtimali daha yüksek.
Bugüne kadar doğrudur. Ama ben Bodrumlu olarak Bodrum ve Muğla’ya hizmet getirmeyen bir partinin bunu çözmeyeceğini, AK Parti’de başarabileceğimi düşündüğüm için kabul ettim.
■ CHP’den ne zaman ayrıldınız?
Üyeliğimi sonlandıralı 1-2 yıl oluyor. (Ayaydın, 29 Mart 2020’de üyeliğini sonlandırmış.)
■ AK Parti’ye oy vermemiş ve siyaseten ona yakın durmayan birinin belediye başkanlığı teklifini kabul etmesi şaşırtıcı. Hiçbir siyasi yakınlığınız yokken teklifi kabul etmeniz anormal değil mi?
Yo, hiç anormal görmüyorum. Ben siyaset odaklı düşünmüyorum. Muğla’nın birikmiş sorunlarını çözmek için yola çıktım.
■ AK Parti’nin politikalarını savunacaksınız. Herhalde eleştiremezseniz.
Gayet tabi, seçildiğim vakit partinin görüşlerini kabullenmiş oluyorum.
■ İnanmadığınız görüşleri savunmak anlamına gelmez mi?
İnanmadığımı kim söyledi? “İnanmadım” demedim ki.
■ “Oy vermedim” dediğiniz için...
Oy vermemek ayrı bir şey. Başka siyasi partide olduğum için vermedim.
■ “Bir iki yıl önce CHP ile üyelik ilişkimi sonlandırdım” dediniz ya. 14 Mayıs’ta verebilirdiniz.
Son seçimde AK Parti’ye verdim. Sizin bahsettiğiniz demecim, 14 Mayıs’tan önceydi. O tarihe kadar vermediğim doğru.
■ Kararınızı değiştirmenizde kızınız Derya Ayaydın’ın AK Parti’den milletvekili olması etkili oldu mu?
Hiç alakası yok. Kızımdan önce bu teklif bana yapıldı. Kabul etmediğim için kızım milletvekili oldu.
■ Deniyor ki “Ayaydın, Erdoğan’ın Marmara Üniversitesi’nde okuduğunun tek tanığı.”
Tek tanık değilim. Marmara Üniversitesi’nde o gün asistan olan başka arkadaşlar da aynı demeci verdi. Rafael Sadi var, Erdoğan’ın sınıf arkadaşı, OdaTV’de yazdı. Gerçekten cumhurbaşkanının derslerine girdim, sınavlarını yaptım. Bunu söylediğim için teklif gelseydi, önceki milletvekili seçimlerinde yaparlardı.
■ Teklif Cumhurbaşkanı’ndan mı geldi?
Cumhurbaşkanı davet etti, teklif yaptı. 15 gün süre istedim. Bu süre zarfında Bodrum ve Muğla’da yaşayanlarla görüştüm. Hepsi “Bunun siyaset olarak düşünmemek lazım. Bu, Muğla’nın sorunları için fırsattır. Sorunların çözümü için katkı olur” dediler. Olumlu yaklaşıldığı için bu görüşe vardım. İkinci görüşmemde kabul ettim.
■ Bir eleştiri de şu: Kızı milletvekili, kendisi belediye başkanı.
O eleştiriye katılmıyorum. kızım merkezi siyasette, ben yereldeyim. Birbirimizden bağımsızız.
■ “Muğla’ya Mardinli mi buldunuz? Muğlalı bulamadınız mı?” diye eleştiri getiriliyor.
Ben Muğlalıyım. 25 yıldır Bodrum’da oturuyorum. Son 10 yıl 12 ayı Bodrum’da geçiriyorum. Böyle birisi Muğlalı değil midir?
■ 73 yaşında olduğunuz da hatırlatılıyor.
Dönüp Türkiye’deki liderlerin yaşlarına baksınlar.
■ Muğla’ya dair vizyonunuz nedir?
En önemli sorun susuzluk. İnsan içecek ve yıkanacak su bulamıyor. Tankerle su getiriyorlar. Su sorununu kökünden çözmek için kollarımı sıvayacağım. Projelerim hazır. İkincisi, yollar berbat. Bodrum’un trafiği İstanbul’dan fena oldu. Çevreyolu projesini yürürlüğe koyacağız. Her ilçenin kendine özgü sorunları var. Onlarla ilgili de projelerim vardır. Cumartesi açıklayacağım.