Birgan BİLEKE Beş yıldır yazmayı düşündüğü ama okurlarıyla bu sene buluşturduğu kitabı ‘Zübeyde Hanım ve Oğlu’ ile Tuna Serim, Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamına farklı bir noktadan bakıyor.  Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’la olan ilişkisini ele alan yazarın en büyük korkusu, Atatürk sevgisinden dolayı tarafsız kalamamak olmuş. Sonuçta ise ortaya okunması son derece keyifli bir kitap çıkmış… 1 - Bize armağan ettiğiniz bu güzel kitap için teşekkürler. Bir röportajınızda, “Atatürk’ü yazmak yürek ister” demişsiniz. Bu yüreğin sizde olduğunu ne zaman ve nasıl hissettiniz? Atatürk’ü yazmak gerçekten yürek ister. Bir yanda Atatürk düşmanları, diğer yanda Atatürk’e hayran, onu değişmeyen liderleri olarak kabul eden insanlar var. Beni korkutan düşmanları değil, ona yaşamlarının mucizesi olarak bakanlardı. Aslında ben de o gruptanım. Yine de kitaba başlarken tarafsız olmaya çalıştım ama karşınızda Mustafa Kemal Atatürk varken tarafsız olmak mümkün mü? Aslında beş yıldır düşündüğüm bir projeydi ama korktum... Çünkü o dönemi çok da iyi bilmeden Atatürk’ü yazmak mümkün değil. Diğer kitaplarım bu çalışmaya adeta bir hazırlık dönemiymiş. 3 Beni en çok hırpalayan Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçtikten sonra çektikleri oldu - Geçmişe ışık tutan bir kitap yazmanın diğer eserleri kaleme almaktan farkı ne? Tarihe el atmak, tarihten roman kahramanları çıkarmak en zor işlerden biri... Bunun için öncelikle durmadan araştırıyorsunuz. Ardından edindiğim bilgileri hazmetme dönemim başlıyor. Roman ise farklı; kişileri yazarken onlarla özdeşleşemezsem kitaba başlayamıyorum. Öncelikle kitaptaki kahramanlar gibi düşünmeye ve hissetmeye başlıyorum. Kitap yazmanın zorluğu esas olarak özdeşleşmekte... - Bu kitabın yazım aşamasında sizi en çok duygulandıran ve zorlayan ne oldu? Pek çok konuyu eksik bilmeme şaştım. Bize okullarda öğretilenler, okuduğumuz kitaplar hep resmi tarih. Beni en çok hırpalayan ise Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçtikten sonra çektikleri oldu. Ülke hainden geçilmiyor. Samsun’dan Sivas’a geçerken korkuyor; o korkusuz adamın eli belindeki tabancada çünkü kötülüğün nereden geleceğini bilemiyor. Şehre yaklaştıklarında karşılarında gördükleri asker grubunu bile düşman sanıyor çünkü karışık dönemlerde dostlar ve düşmanlar birbirine karışır. Ve bir şehirden diğerine giderken çektikleri para sıkıntısı, yanlarına on somun ekmekle biraz peynir ve yumurta alıp yola koyulmaları… Biz bu dönemi yani 19 Mayıs’ı ülkenin el ele zafere gittiği günler olarak bilirdik ama durum öyle değilmiş... 4 Annesi yaşamını oğluna adamış - Zübeyde Hanım ve oğlu arasındaki ilişkiyi nasıl tanımlıyorsunuz? Sevgiyle kurgulanmış, çok ölçülü ve saygılı bir ilişki. Mustafa Kemal’in en son isteyeceği şey annesini üzmek. Örneğin, tehlikeli bölgelere gittiğinde annesine güvenli yerlerde olduğu söyleyip, önceden yazılmış mektuplar gönderiyor, bir anlamda annesini kandırıyor. Annesi yaşamını oğluna adamış, onu deli gibi seviyor. Tek isteği ise oğlunun evlenmesi ve ona torunlar vermesi. Yine de Mustafa Kemal annesinden uzak kalıyor çünkü onlarınki hasretle dolu bir anne-oğul sevgisi hikayesi... - Kitabınızda Atatürk’ün annesinin mezarı başında yaptığı bir konuşma var. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Öyle kötü zamanlar ki, Mustafa Kemal bir ülkeyi yeniden hayata döndürse de oradan oraya koşmaktan, sorunları çözmeye çalışmaktan annesinin cenazesine gidemiyor. Anne-oğulun buluşması ancak Zübeyde Hanım’ın vefatından on gün sonra, mezar başında oluyor... O konuşmada bir anlamda annesinin ölümüne neden olarak kendi yaşamını gösteriyor. Baskınlar, sürgünler, ölüm tehlikeleri, idam kararları. O konuşma annesinden dilenen bir özür gibi... - Hemen hemen her Türk annesinde olan hangi özellikler Zübeyde Hanım’da da bulunuyor? Zübeyde Hanım tıpkı bugünün anneleri gibi. Günümüzün anneleri de sorunlu bölgelere giden evlatlarının ölüm haberini bekliyor ve bundan delice korkuyorlar. O dönemin bu dönemden pek de farkı yok zaten. - Hayat boyu zorlu görevler üstlenmiş özel bir adamın aile ilişkilerini nasıl tanımlıyorsunuz? Üç kadın var yaşamında; üçü de hasret, üçü de mutsuz. Çünkü Mustafa Kemal’i vatanıyla paylaşmak zorundalar. - Atatürk’ü Atatürk yapan değerlerde annesinin etkisini nasıl anlatırsınız? Zübeyde Hanım dürüst, kararlı, kararlarının peşinden giden bir kadın. Mustafa Kemal gücünü annesinden almış, bir şeyleri yaparken hep annesinden izin istememiş. Ana yüreği hassastır, evladının idealleri uğruna ölmesinden korkar, evlenip, evinin erkeği olmasını ister. 5 Ata’nın son günlerini yazmak isterim - Bu kadar değerli bir konuyu işlediğiniz kitabınızı elinize aldıktan sonra hiç eksik bıraktığınızı düşündüğünüz unsurlar oldu mu? Atatürk’ün sofralarındaki konuşmaları yazmayı çok isterdim. Ama yaşamı o kadar dolu ki, yazamadım. Kitap zaten kalın oldu, bir de onları eklesem okuru korkutmaktan korktum. - Gelecek planlarınız arasında Atatürk’e yönelik yeni eserler üretmek var mı? Ata’nın son günlerini yazmak isterdim. Çaresizliği, çektiği acıları, hayal kırıklıklarını... Ama buna daha zaman var.