Cengiz Ünder sıradan bir futbolcu değil. Çünkü "Fenerbahçe tarihinin en pahalı transferi" ünvanına sahip. Yani, geçmişi dünya yıldızlarıyla dolu 117 yıllık Fenerbahçe tarihinde, bonservisine en fazla para ödenen oyuncu. O yüzden, İstanbulspor maçındaki 4 golü harikaydı ama yetmez.

Cengiz maçı tek başına kopartınca, Fenerbahçe'de bir boşlamışlık hali ortaya çıktı. Atılan 5 gole rağmen, bir 5 tane de çok net kaçan gol vardı. Skoru aldıktan sonra hücumdaki laubalilik anlaşılabilir ama özellikle takım savunmasındaki konsantrasyon kayıpları, hücumda daha etkili bir rakip karşısında Fenerbahçe'nin başına iş açabilir.

Bir de Tadic ve penaltı mevzusu var. Uçağa binip Fenerbahçe'ye gelmek için yola çıktığı andan itibaren, şüphesiz herkesin en çok güven duyduğu isim. Sahadaki varlığı bile yetiyor. Ama penaltı noktasına gelince adama bir haller oluyor. Artık rakip kaleciler, penaltı atışlarında Tadic'e karşı psikolojik üstünlüğe sahip.

Ya vuruş stilini değiştirsin ya da penaltı atışlarını başkası kullansın. Bir gün gelir, kritik bir penaltı kaçırırsa, o zaman taraftarın dilinden kimse alamaz. Benden söylemesi.

Ali Koç'un açıklamaları

Başkan Ali Koç, Süper Kupa rezaletinde yaşananları tek tek anlattı. 'Biraz' geç olsa da, olayların TFF'nin beceriksizliği ve iş bilmezliğinden bu noktaya geldiği tahminimiz, resmi ağızdan onaylanmış oldu.

Ama anlamadığım bir şey var. Sunucu Mehmet Akif Ersoy, "TFF Başkanı istifa etmeli mi?" diye sorunca, 5 saniyelik duraklamadan sonra Başkan Koç'un "Bu son yaşananlardan sonra evet" cevabı kafamı karıştırdı. Bunca şeyden sonra, Mehmet Akif Bey'in sorusu daha bitmeden Ali Bey'in "Evet" cevabını vermesini beklerdim.

Bu ne perhiz, bu ne lahana!

Yani Süper Kupa rezaleti olmasa, iki telefonunda da ByLock çıkan TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi'den memnunsunuz, öyle mi? Futbolun içinde hala FETÖ olduğuna dair imalar yapan, siz değil miydiniz? Bu ne perhiz, bu ne lahana! Gerçekten anlayamıyorum, anlam veremiyorum.

Hem 'Ben başkan olduğum sürece Fenerbahçe'yi şampiyon yapmayacaklar' diyorsunuz, hem de ne hikmetse bir türlü Büyükekşi'nin 'iyi niyetinden' şüphe etmiyorsunuz. Burada çok büyük bir çelişki var. Lenin'in önemli bir sözünü hatırlatmak isterim; "Uyuşmazlıkları giderebiliriz ama çelişki kalıcıdır".

Ve Marx, Lenin, Hegel gibi önemli isimler, tüm değişimleri, çelişkilerin tetiklediğini öne sürerler. Umarım tetiklediğiniz, kendi değişiminiz olmaz. Çünkü spor dünyası Büyükekşi gibilere değil, sizin gibi saygın insanlara ihtiyaç duyar.   

Stada gelecek insan bulamazsınız!

Son olarak; Olimpiyat Stadı'na en az 1 kere gitmiş olanlar, oraya ulaşmanın zorluğunu ve kulak kesen soğuğa karşı tribünde donma tehlikesini çok iyi bilir. Yaklaşık 20 bin kişi, bir pazar günü kendisini bu cendereye sokuyorsa, sebebi bu oyuna olan sevgisi ve Fenerbahçe'nin verdiği umuttur.

Zaten hayatın her noktasında ayrı bir sıkışmışlık ve bunalmışlık içinde kalan insanları gündelik tartışmalarınıza meze edip, yönetimsel başarısızlıklarınızın üstünü bu insanların umutlarıyla örtmeyin. Sonra stadınıza gelecek insan bulamayacaksınız.