Alman futbolunun tarihteki yeri belli... Danimarka ise, 1984 turnuvasında 3-5-2 sistemi ile bütün dikkatleri üzerine çekmişti. Yugoslavya iç savaşı patladığında, onlar, hazırlık maçı için kampa girmişlerdi. Yıl 1992’ydi. Şampiyonaya davet edildiler Yugoslavya yerine... Gittiler ve finalde Almanya’yı yenip şampiyon oldular. Artık onlar da futbol markası olmuştu.

Nagelsmann dün akşama Raum ve Sane tercihi ile başladı. Havertz’den yine vazgeçmemişti. İsviçre maçının etkisiz oyuncusu Wirtz kulübedeydi. Almanya maça fırtına gibi başladı. Rakip Danimarka kendi yarı sahasından çıkmakta bile zorlanıyordu. Sonraki bölümde rakibin presi Almanya’nın hızını kesti.

Aniden bastıran yağmur, doluya dönüştü. Stat üstünde şimşekler çakınca, hakem oyunu durdurdu ve takımları soyunma odasına gönderdi. Ancak biz ne şartlarda ne maçlar gördük. Letonya deplasmanında, hiç unutmam, milli takımımız resmen buz üzerinde oynamıştı. Kar fırtınasında bile oynanan maçlara tanığım... İş biraz abartıldı bence... Havertz, kesinlikle Füllkrug gibi bitirici yeteneğe sahip değil. Onun gibi etkili gol vuruşları yok. Turnuvaya hızlı başlayan takım olmak önemli. Mesele, bunu sürdürebilmek. İsviçre maçında yaşanan düşüş, o maçla sınırlı kalmamıştı sanki... Andersen, VAR sistemine takılmasa, maç bilinmeze gidebilirdi ev sahibi için... Aynı oyuncu bu kez elle oynadı. VAR, Almanya’ya penaltı kazandırdı. Havertz kaçırmadı. Bir dakika içinde maç Almanya için gidip gelmişti.

Musiala gibi bir yetenek varsa, her an her şeyi yapabilir. Çok klas gol attı. İlkay etkisiz kaldı. Fizik olarak yorgundu. İyi pres yapan, temaslı oyunda etkisini hissettiren Danimarka’yı geçmek, ev sahibi için büyük moral oldu.