Sev­gi­li okur­la­rım, Mı­sı­r’­da or­du­nun, se­çil­miş Cum­hur­baş­ka­nı Mu­ham­med Mur­si­’yi de­vir­me­siy­le, ül­ke­de fi­liz­len­me­ye baş­la­yan de­mok­ra­si ağır bir dar­be al­dı. Ül­ke­nin yö­ne­ti­mi Müs­lü­man Kar­deş­le­r’­den alı­nıp, as­ker ve­sa­ye­tin­de gö­rev ya­pa­cak olan Ana­ya­sa Mah­ke­me­si Baş­ka­nı Adil Man­su­r’­a ve­ril­di. Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı Ab­dül­fet­tah el Si­si, Ana­ya­sa­’nın as­kı­ya alın­dı­ğı­nı ve ge­çi­ci bir tek­nok­rat­lar hü­kü­me­ti ku­ru­la­ca­ğı­nı açık­la­dı. Si­si bu açık­la­ma­sın­da, tüm ta­raf­la­rın yer ala­ca­ğı bir ko­mi­te­nin ye­ni ana­ya­sa­yı ve se­çim ya­sa­sı­nı ha­zır­la­ya­ca­ğı­nı, bu­nu ta­ki­ben de cum­hur­baş­kan­lı­ğı ve mec­lis se­çim­le­ri­nin ya­pı­la­ca­ğı­nı du­yur­du. Bu çok önem­li ge­liş­me üze­ri­ne, dar­be­nin böl­ge­sel bo­yut­ta­ki et­ki­le­riy­le, Tür­ki­ye ta­ra­fın­dan na­sıl al­gı­la­na­ca­ğı­nı ve Mı­sı­r’­ın ge­le­ce­ğiy­le il­gi­li kay­gı­la­rı emek­li bü­yü­kel­çi ve CHP es­ki İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Şük­rü Elek­dağ ile gö­rüş­tük. İş­te Elek­da­ğ’­ın çar­pı­cı açık­la­ma­la­rı:



İs­lam­cı dik­ta kur­du de­mok­ra­si­den uzak­laş­tı

UĞUR DÜN­DAR (UD): Sa­yın Elek­dağ uy­gun gö­rür­se­niz söy­le­şi­mi­ze Mı­sı­r’­da­ki dar­be­nin ne­den­le­ri­ni ir­de­le­ye­rek baş­la­ya­lım. Ne­dir dar­be­nin ar­dın­da­ki ger­çek­ler?
ŞÜK­RÜ ELEK­DAĞ (ŞE): Bil­di­ği­niz gi­bi, as­ke­ri dar­be­ye, 30 Ha­zi­ra­n’­da Mı­sı­r’­da mu­az­zam bir kit­le ha­re­ke­ti­nin baş­la­ma­sı ve 30 mil­yon ki­şi­nin Mur­si­’yi pro­tes­to için so­kak­la­ra dö­kül­me­si üze­ri­ne baş­vu­rul­du. Pro­tes­to­cu­lar­la Müs­lü­man Kar­deş­ler (MK) ara­sın­da­ki ça­tış­ma­lar­da kan dö­kül­müş ve bir iç sa­vaş teh­li­ke­si ufuk­ta be­lir­miş­ti. Mü­ba­re­k’­i ala­şa­ğı eden 25 Ocak 2011 Dev­ri­mi­’n­de­ki ka­la­ba­lık­la­rın iki ka­tı olan bu de­va­sa halk kit­le­si­nin, baş­ta Tah­rir ol­mak üze­re ül­ke­nin di­ğer mey­dan­la­rı­nı da dol­dur­ma­sı, Mı­sır hal­kı açı­sın­dan bı­ça­ğın ke­mi­ğe de­ğil, gırt­la­ğa ka­dar da­yan­dı­ğı­nı gös­te­ri­yor­du. Hal­kın Mur­si yö­ne­ti­mi­ne kar­şı is­yan et­me­si­nin te­me­lin­de, mu­hak­kak ki eko­no­mik so­run­lar, ar­tan iş­siz­lik, di­be vu­ran se­fa­let, da­ya­nıl­maz su ve elek­trik kı­sın­tı­la­rı, yö­ne­tim­de­ki yoz­laş­ma ve yol­suz­luk­lar­la, ge­le­cek­ten umut­suz­luk var­dı. Çok önem­li di­ğer bir et­ken de, Müslüman Kardeşler yö­ne­ti­mi­nin de­mok­ra­si yo­lun­dan sa­pa­rak İs­lam­cı bir dik­ta re­ji­mi kur­ma­sıy­dı. Ni­te­kim Mur­si­’ye yö­nel­ti­len eleş­ti­ri­le­rin ba­şın­da, se­çim­den za­fer­le çık­ma­sı­nın, ken­di­si­ne ül­ke­yi te­kel­ci bir şe­kil­de yö­net­me hak­kı­nı ver­di­ği gö­rü­şüy­le ha­re­ket ede­rek, bi­rey­sel öz­gür­lük ve se­kü­ler de­ğer­le­ri be­nim­se­yen li­be­ral de­mok­rat­lar­la di­ğer si­ya­si akım­la­rı dış­la­ma­sı, İh­van an­la­yı­şı­nı tüm top­lu­ma em­po­ze et­me­si ve top­lu­mu İh­va­n’­a gö­re for­mat­la­ma­ya ça­lış­ma­sı ge­li­yor. Af­fe­dil­mez iki ha­ta­sı da­ha var. Bun­lar­dan bi­rin­ci­si, ken­di ka­rar­la­rı­nı yar­gı de­ne­ti­mi dı­şı­na çı­ka­ra­rak des­po­tik bir yö­ne­ti­me yö­nel­me­si. İkin­ci­si de, sa­de­ce İs­lam­cı grup­lar ta­ra­fın­da ha­zır­la­nan ana­ya­sa tas­la­ğı­nı el ça­buk­lu­ğuy­la re­fe­ran­du­ma su­na­rak, ufak bir azın­lı­ğın oy­la­rıy­la ge­çir­me­si... Ye­ni ana­ya­sa yüz­de 68’in oy­la­rıy­la ka­bul edil­di, an­cak re­fe­ran­du­ma ka­tı­lım sa­de­ce yüz­de 30’du. Tah­ri­r’­de­ki son pro­tes­to dal­ga­sı bu ko­şul­lar­da or­ta­ya çık­tı. Ha­re­ket, Ulu­sal Se­la­met Cep­he­si (USC) al­tın­da ör­güt­le­nen se­kü­ler ni­te­lik­te bir mu­ha­le­fet ta­ra­fın­dan yö­ne­ti­li­yor.

Mı­sır Or­du­su AB­D’­den ha­ber­siz dar­be ya­pa­maz

(UD): Hay­li ga­rip bir du­rum­la kar­şı kar­şı­ya­yız. Mur­si­’ye kar­şı ya­pı­lan ha­re­ket, bir as­ke­ri dar­be ol­mak­la bir­lik­te, onu de­vi­ren or­du ve mu­ha­lif­ler, mü­da­ha­le­yi “2. Dev­ri­m” ola­rak ta­nım­lı­yor­lar. ABD ve Av­ru­pa ül­ke­le­ri­nin ço­ğun­lu­ğu ise mü­da­ha­le­ye “dar­be­” de­me­mek su­re­tiy­le, san­ki as­ke­ri re­ji­me meş­ru­iyet ka­zan­dır­mak is­ti­yor­lar. Bu du­ru­mu na­sıl izah edi­yor­su­nuz?
(ŞE): Ba­kı­nız, “Te­mer­rü­d” de­ni­len is­yan ha­re­ke­ti, Mur­si­’nin is­ti­fa­sı için 22 mil­yon im­za top­lan­dı­ğı­nı açık­la­dı. Bun­dan da ha­re­ket pla­nı­nın bir sü­re­dir ha­zır­lan­dı­ğı an­la­şı­lı­yor. Mı­sı­r’­da as­ke­ri üst yö­ne­tim AB­D’­ye sı­kı sı­kı­ya bağ­lı­dır. Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı El Si­si de öy­le... ABD, Mı­sı­r’­a, bü­yük bir kıs­mı as­ke­ri­ye­ye gi­den, yıl­da 1.6 mil­yar do­lar dü­ze­yin­de ba­ğış şek­lin­de yar­dım­da bu­lu­nu­yor. Mı­sı­r’­ın 2012 sa­vun­ma büt­çe­si 4 mil­yar do­lar. Ya­ni, ABD yar­dı­mı ke­si­lir­se Mı­sır Or­du­su çö­ker. Be­lirt­ti­ğim hu­sus­lar dik­ka­te alı­nır­sa, dar­be­nin mi­ma­rı olan El Si­si­’nin ön­ce AB­D’­ye da­nış­tı­ğı ve dar­be hak­kın­da Oba­ma­’nın ona­yı­nı al­dı­ğı an­la­şı­lır... Ak­si­ni dü­şün­mek ir­ras­yo­nel olur. Ay­rı­ca, ABD ya­sa­la­rı, as­ke­ri dar­be­ye ma­ruz ka­lan bir ül­ke­ye as­ke­ri yar­dım ya­pıl­ma­sı­nı ya­sak­lı­yor. Bu ne­den­le ABD mü­da­ha­le­yi “dar­be­” ola­rak ni­te­le­mi­yor. Ta­bi­i, AB­D’­nin tu­tu­mu­nun en önem­li ge­rek­çe­si, ya­kın müt­te­fi­ki ve is­tik­rar un­su­ru ola­rak bak­tı­ğı Mı­sır Or­du­su’­nun ko­nu­mu­nu za­yıf­lat­ma­mak ve bu şe­kil­de 1979 İs­ra­il-Mı­sır Ba­rış An­laş­ma­sı­’nın de­va­mı­nı ga­ran­ti al­tı­na al­mak­tır...

İhvan direnişe geçerse Mısır’da iç sa­vaş çıkar

(UD): Pe­ki Mı­sı­r’­da bun­dan son­ra ne gi­bi ge­liş­me­ler ola­bi­lir? Ye­şe­ren de­mok­ra­si fi­li­zi Mı­sı­r’­da ku­ru­ya­cak mı? De­mok­ra­si ra­yı­na na­sıl otu­ra­bi­lir?
(ŞE): Ha­len mu­ha­lif­ler za­fer ka­zan­mış gö­rü­nü­yor. An­cak bu, her an bir Pi­rüs za­fe­ri­ne dö­nü­şe­bi­lir. Zi­ra Tah­rir pat­la­ma­sıy­la ül­ke ça­pın­da kal­kış­ma­yı ba­şar­dı­lar. An­cak tek baş­la­rı­na işin al­tın­dan kal­ka­ma­ya­cak­la­rı­nı an­la­yın­ca da, ik­ti­da­rı or­du­nun eli­ne tes­lim et­ti­ler. Bu şe­kil­de as­ke­ri ve­sa­yet al­tı­na gir­di­ler. Öte yan­dan bi­lin­di­ği üze­re “meş­ru­iye­ti­mi ka­nım­la sa­vu­nu­ru­m” di­yen Mur­si, dar­be­yi red­det­ti. Mı­sır­lı­la­rı dar­be­ye kar­şı dur­ma­ya ve “şid­de­te baş­vur­ma­dan di­ren­me­ye­” ça­ğır­dı. Ade­vi­ye Mey­da­nı­’n­da top­la­nan bü­yük bir İh­van­cı kit­le­si “Mur­si gö­re­vi­ne dön­me­den bu­ra­dan ay­rıl­ma­ya­ca­ğı­z” di­ye ba­ğı­rı­yor. Eğer İh­van ak­tif di­re­ni­şe ge­çer­se, or­du hal­kın en bü­yük ke­si­mi­ni kar­şı­sın­da bu­la­cak ve bu du­rum­la baş et­me­si zor ola­cak­tır. Esa­sın­da Mı­sır bir çık­maz­la kar­şı kar­şı­ya. Şöy­le ki: Ço­ğun­luk oy­la­rı­na sa­hip MK si­ya­set dı­şın­da bı­ra­kı­la­rak de­mok­ra­si sağ­la­na­maz. An­cak, MK ik­ti­da­ra ge­lin­ce, de­mok­ra­si­yi sa­de­ce ken­di de­ğer­le­ri­ne ina­nan­la­rın hak­la­rı­na sa­hip çık­mak ola­rak an­lı­yor, di­ğer­le­ri­ni ya yok sa­yı­yor, ya da on­la­ra ken­di de­ğer­le­ri­ni da­yat­ma­ya kal­kı­yor. Bu ko­şul­lar­da Mı­sı­r’­ın ka­de­ri­ni şu iki ola­sı­lık­tan bi­ri be­lir­le­ye­cek. Bi­rin­ci­si, MK’­nın eh­li­leş­ti­ril­me­si­dir. Ya­ni, MK’­ya par­la­men­to se­çim­le­ri­ne, or­du ve mu­ha­le­fet­le bir mu­ta­ba­ka­ta var­ma şar­tıy­la gir­me­si ka­bul et­ti­ri­le­cek­tir. Bu mu­ta­ba­ka­tın esa­sı­nı, MK’­nın sis­te­min bir par­ça­sı ol­ma­yı, ka­tı dog­ma­lar­la si­ya­set ya­pı­la­ma­ya­ca­ğı­nı, top­lu­mun ge­ri ka­la­nın da hak ve ya­şam ala­nı­na say­gı gös­te­re­ce­ği­ni ve de­mok­ra­si­nin te­mel­de uz­laş­ma il­ke­si­ne da­yan­dı­ğı­nı ka­bul et­me­si oluş­tu­ra­cak­tır. Bu ko­şul­lar­da, se­çim­ler­den is­tik­rar­lı hü­kü­met­le­rin çık­ma şan­sı var­dır. İkin­ci ola­sı­lık, MK’­nın uz­laş­ma­ya ya­naş­ma­ma­sı ve dog­ma­la­rın­da ıs­rar­lı dav­ran­ma­sı­dır. Bu du­rum­da, Mı­sır is­tik­ra­rı­nı yi­ti­re­cek ve 1990’lı yıl­lar­da Ce­za­yi­r’­in içi­ne düş­tü­ğü iç sa­vaş teh­li­ke­siy­le kar­şı­la­şı­la­cak­tır.

Laiklik olmazsa Türkiye’nin örnek ülke olması zorlaşır


(UD): Mı­sır di­ğer Arap ve İs­lam ül­ke­le­rin­de de­mok­ra­si­nin te­mel so­ru­nu la­ik­li­ğin be­nim­sen­me­miş ol­ma­sın­dan kay­nak­la­nı­yor. Siz­ce la­ik bir re­jim ol­ma­dan de­mok­ra­si iş­le­ye­bi­lir mi?
(ŞE): Ha­yır, iş­le­ye­mez!.. La­ik bir alt­ya­pı­ya da­yan­ma­dık­ça, de­mok­ra­si­nin ku­rum ve ku­ral­la­rıy­la yer­leş­me­si ve iş­le­me­si müm­kün ol­maz. Nü­fu­su­nun ço­ğun­lu­ğu Müs­lü­man olan ve İs­lam di­ni­nin güç­lü po­tan­si­yel bir si­ya­si fak­tör ha­li­ne dö­nü­şe­bil­di­ği ül­ke­ler­de, la­ik­li­ğe da­yan­ma­yan bir yö­ne­tim sis­te­mi şu ne­den­ler­le as­la de­mok­ra­tik ola­maz: 1) Ev­ren­sel ni­te­lik ka­zan­mış in­san hak­la­rı il­ke­le­ri ne uy­gu­la­na­bi­lir, ne de ko­ru­na­bi­lir. 2) Ka­dın-er­kek eşit­li­ği uy­gu­la­na­maz ve ka­dı­nın sos­yal ve eko­no­mik alan­da fa­al ol­ma­sı sağ­la­na­maz. 3) Çağ­daş stan­dart­la­ra uy­gun bir hu­kuk sis­te­mi­ni ka­bul edi­lip ha­ya­ta ge­çi­ri­le­mez. 4) Po­zi­ti­vist bir eği­tim sis­te­mi­ ka­bul edi­lip ha­ya­ta ge­çi­ri­le­mez. 5) Dev­let bü­tün inanç­la­ra eşit me­sa­fe­de dav­ra­nıp, ay­rım­cı­lı­ğı ön­le­ye­mez. Bu­ra­da al­tı­nı önem­le çiz­mek is­te­di­ğim bir nok­ta var. Bu da, Tür­ki­ye­’nin İs­lam ale­min­de­ki tek de­mok­ra­tik ol­ma­sı­nın sır­rı­nın la­ik­lik il­ke­si­ni be­nim­se­miş ol­ma­sın­da yat­tı­ğı­dır. Tür­ki­- ye­’de­ki la­ik­lik uy­gu­la­ma­sın­da bir pa­ra­nın iki yü­zü gi­bi olan de­mok­ra­si ile la­ik­lik, bir­bir­le­ri­ni ta­mam­la­mak ve güç­len­dir­mek su­re­tiy­le ül­ke­nin mo­dern­leş­me yo­lun­da at­tı­ğı adım­la­rı ko­lay­laş­tır­mış­lar­dır. Bu­ra­da, AKP ik­ti­da­rı­na bir nok­ta­yı ha­tır­lat­mak is­te­rim. Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­’nin la­ik ya­pı­sı za­yıf­la­tı­lır­sa, sa­de­ce de­mok­ra­si­si teh­li­ke­ye düş­mek­le kal­maz, ay­nı za­man­da Tür­ki­ye ör­nek ol­ma vas­fı­nı da kay­be­der.

Mur­si­’nin ana­ya­sa­sı şe­ri­at il­ke­le­ri­ne da­ya­nıyordu

(UD): Mı­sı­r’­ın as­ker­ler ta­ra­fın­dan as­kı­ya alın­dı­ğı­nı söy­le­di­ği­niz Ana­ya­sa­sı sö­zü­nü et­ti­ği­niz 5 kri­te­ri kar­şı­lı­yor muy­du?
(ŞE): Ha­yır, hiç­bir şe­kil­de kar­şı­la­mı­yor... As­kı­ya alı­nan Ana­ya­sa met­nin­de şu ifa­de­ler mev­cut: “Dev­le­tin di­ni İs­lam, res­mi di­li Arap­ça­dır. Şe­ri­atın il­ke­le­ri ya­sa­ma­nın ana kay­na­ğı­dı­r”. “Şe­ri­at il­ke­le­ri ya­nın­da Sün­ni İs­lam dok­trin­le­ri ve Müs­lü­man alim­le­rin ka­bul et­ti­ği kay­nak­lar esas­tı­r”. “Şe­ri­at ile il­gi­li me­se­le­ler­de El Ez­he­r’­e da­nı­şı­lı­r”. Bun­lar, Mur­si­’nin el ça­buk­lu­ğuy­la ka­bul et­tir­di­ği Ana­ya­sa­’nın hü­küm­le­ri. Pe­ki, ku­ru­la­cak ko­mis­yo­nun mo­dern bir ana­ya­sa yap­ma­sı ih­ti­ma­li var mı? Ke­sin­lik­le yok. Zi­ra, se­kü­ler mu­ha­le­fet azın­lık­ta. Bu ne­den­le gö­rü­ne­bi­lir ge­le­cek­te Mı­sır, şe­ri­at esas­la­rı­na da­ya­lı ol­ma­yan bir ana­ya­sa­ya sa­hip ola­ma­ya­cak. Ya­ni ül­ke­de, ki­şi­sel öz­gür­lük­le­rin, ifa­de öz­gür­lü­ğü­nün, din ve vic­dan öz­gür­lü­ğü­nün bir ga­ran­ti­si bu­lun­ma­ya­cak. Bu du­rum­da, de­mok­ra­si­den söz et­mek ta­bi­i ki müm­kün de­ğil. 1950’den bu ya­na Mı­sır, Na­sır, Se­dat ve Mü­ba­rek ad­lı üç ge­ne­ral ta­ra­fın­dan yö­nel­til­di. Bu 62 yıl zar­fın­da bir ke­re da­hi ser­best se­çim ya­pıl­ma­dı. Oy­sa bu dö­nem­de Tür­ki­ye­’de hi­le­siz hur­da­sız 16 ge­nel se­çim ya­pıl­dı. Bu du­rum da Mı­sı­r’­ın de­mok­ra­si yo­lun­da Tür­ki­ye­’nin ko­nu­mu­na ge­le­bil­mek için kat et­me­si ge­re­ken uzun yo­lu gös­te­ri­yor.

Tek ba­şı­na se­çim­le gel­mek ye­ter­li mi?

(UD): Siz­ce Mı­sı­r’­da­ki olay­lar böl­ge­yi ve Tür­ki­ye­’yi na­sıl et­ki­ler?
(ŞE): Arap Ba­ha­rı­’n­dan şu ana ka­dar, de­mok­ra­si­yi, eşit­li­ği, öz­gür­lü­ğü ada­le­ti ve in­sa­ni­ye­ti yan­sı­tan olum­lu bir ör­nek çık­mış de­ğil. Mur­si ba­şa­rı­lı ol­sa ve de­mok­ra­si iş­le­sey­di, böy­le bir ge­liş­me di­ğer Arap ve İs­lam ül­ke­le­ri için muh­te­şem bir ör­nek oluş­tu­ra­cak­tı. “Tür­ki­ye bir is­tis­na­dır. Ger­çek­te de­mok­ra­siy­le İs­lam bir­bi­riy­le bağ­daş­ma­z” di­yen­le­rin ça­nı­na ot tı­ka­na­cak­tı. Mı­sı­r’­ın ba­şa­rı­sız de­ne­yi­mi, ma­ale­sef di­ğer Arap ül­ke­le­ri için de ce­sa­ret kı­rı­cı ola­cak... An­cak, Ka­tar Emi­ri ve Suu­di Ara­bis­tan Kı­ra­lı, Mı­sı­r’­ın ge­çi­ci Cum­hur­baş­ka­nı Adil Man­su­r’­u der­hal teb­rik me­saj­la­rı gön­de­re­rek as­ke­ri ve­sa­yet re­ji­mi­ne des­tek ver­di­ler. On­lar, Mı­sı­r’­ın de­mok­ra­si ma­ce­ra­sı­nın ba­şa­rı­sız­lık­la so­nuç­lan­ma­sın­dan mem­nun­lar. Çün­kü, Mı­sı­r’­da olan­lar ken­di­le­ri ta­ra­fın­dan be­nim­se­nen, “A­rap ül­ke­le­rin­de is­tik­rar, an­cak oto­ri­ter yö­ne­tim­ler­le sağ­la­nı­r” gö­rü­şü­nü ka­nıt­lı­yor. Mı­sı­r’­da­ki olay­lar, bel­ki Tür­ki­ye­’de “tek ba­şı­na se­çim­le gel­mek, de­mok­ra­si için yet­me­z” tar­tış­ma­sı­nı alev­len­di­re­bi­lir. Ay­rı­ca, Tak­sim ve Kı­zı­lay pro­tes­to­cu­la­rı­nın, “Tah­ri­r’­in yap­tı­ğı­nı Tak­sim ne­den ya­pa­ma­sın?” di­ye­rek ye­ni bir atı­lı­ma teş­vik ede­bi­lir.

(UD): Çok te­şek­kür­ler Sa­yın Elek­dağ...

(ŞE): Ri­ca ede­rim. Ben te­şek­kür ede­rim Sa­yın Dün­dar.