Sadrazam Ahmet alay eder gibi konuşuyor:
“Bizim dönemimizde terörle mücadele konularında Türkiye etkinlik ve etkililik açısından da bir paradigma devrimi yaşamıştır. Biz bu riski almış BEDELLER ödemiş bir hükümetiz. Bütün süreçlerde imzası olan kadroyuz”
Şehit haberlerinin yüreklerimize düşürdüğü ateş alev alev yanarken şu söylediklerine bakınız!..
Ahmet Bey, sen bedel medel hiçbir şey ödemedin!..
Bedeli sen ve hükümetin değil, aslan gibi vatan evlatları şehit olarak ödedi, ödüyor...
Sizlerin basiretsizliğinizin bedelini fakir köylü çocukları kanlarını akıtarak ödüyor!..

* * *

Sorumlusunuz!..
Son 13 günde 20 şehit verdik...
Analar, babalar, eşler, evlatlar kan ağlıyor!..
Sen hangi bedelden söz ediyorsun?..
Bütün derdiniz iktidarda kalmakken, gencecik fidanlar bu dünyadan göçüp gidiyor!..
Sizin döneminiz terörle mücadele değil, teröristlerle pazarlık dönemiydi...
Hiçbir etkinliğiniz ve etkililiğiniz olmadı!..
Ne istedilerse verdiniz, teröristlerin bütün şımarıklıklarını uzaktan seyrettiniz!..

* * *

Evet doğru, bütün bu süreçte imzanız var...
Taaa Oslo’dan beri!..
Oslo’da başlayan şehit kanları üzerindeki pazarlıklar, Dolmabahçe mutabakatına kadar devam etti!..
Sen hâlâ “Kararlıyım, çözüm arayışı devam edecek” derken, Saray’daki zat “Çözüm sürecini devam ettirmek mümkün değildir” diyor..
Sen başka telden, saray başka telden çalıyor....
Milleti hâlâ oyalıyorsunuz...

* * *

Bedel ödemek ise...
Bedeli bu ülke, bu millet ödüyor!..
Biriniz saraylarda, diğeriniz Çankaya’da yüzlerce koruma altındasınız...
Öte yanda bu halk nerede, nasıl bir bomba patlayacağını bilmiyor...
Yavruları askerde olan anaların yüreği günün 24 saati heyecan içinde çarpıyor...
Kerpiç evlere, gecekondu benzeri evlere ateş düştü...
Vatan için kanını akıtan gencecik çocuklar o evlerden çıktı...
Onların ne gemicikleri vardı, ne de altlarında arabaları...
Çocukluklarını bile yaşayamamışlardı...

* * *

Bedel ödediniz öyle mi?..
Nasıl bir bedel bu?..
Zırhlı aracınızın benzini mi bitti, yemeğinizin üzerine tatlınız mı gelmedi, maaşınızı mı alamadınız, eşlerinizin kıyafetleri mi azaldı, ceketinizin düğmesi mi koptu?..
Yoksa Gabar Dağı’nda teröristlerle mi çarpıştınız?..
Bedel ödemişler!..
Kifayetsiz muhteris bir iktidar, bütün Türkiye’ye...
78 milyon insanımıza çok ağır bir bedel ödetiyor...
Ama o da olacak...
Sizlerin de bedel ödeyeceğiniz günler elbette gelecek!..

Devlet Bey ölçüyü kaçırdı!..


Hadi AKP’ye koltuk değnekliği yapma adetiniz var...
Hadi Meclis Başkanlığı’nı AKP’ye hediye ettiniz...
Ama HDP’ye oy verenlere “Şerefsiz” demek nedir?..
Devlet Bey ölçüyü kaçırdı ve önemli bir partinin lideri olarak ağzını bozma yanlışlığına düştü...
Biliyorum, şimdi MHP trolleri, AKP trollerinden farksız olarak bana küfür iletileri yağdıracaklar...
Ama bunlar gerçeği değiştirmez... Devlet Bey şunu düşünsün: Yalılarda viskisini yudumlayanlar veya stratejik düşünerek HDP’ye emanet oy verenler onun dediği gibi MHP’ye oy verselerdi, AKP bugün tek başına iktidardaydı...
MHP’nin 3-4 puan fazla oy alması bu sonucu değiştirmezdi...
AKP, HDP’nin barajı aşmasıyla tek başına iktidarı kaybetti...
Kaldı ki siyasi bir tercihte bulunanlara “şerefsiz” demek, bir parti liderinin ağzına hiç mi hiç yakışmıyor...
Bu ifadeler, Devlet Bey’in her zaman hakkettiği saygınlığını zedeliyor...