Altın klozet. Oturup ıkınılan özel tasarım. Orijinal projede vardı, takıldı, sonradan dile düştü diye söküldü.
Böyle mi oldu?
Bilemeyiz.
Devlet sırrı. Gizli.
Devlet Saray yaptırıyor.
Makama uygun hela taşı!
Üstüne altın klozet!
Oturuyor.
Ve altında altın klozet devlet, “Yeni Türkiye” diye ıkınıyor! Halk duymasın, konuşmasın; “ne kıymetli oturuş...” demesin diye “altın klozet tasarımlı hela taşı” devlet sırrı gibi saklanıyor.
Olamaz mı?
Saray’a bak!
Görüyorsun:
Hiçbir şey esirgenmemiş.
En pahalısı alınmış.
En lüksü takılmış.
Bir tek altın klozeti eksik.
Ben demiyorum.
Görmemişlik söyletiyor!
Vali’ninki kesin altın klozetti. Fotoğrafı yayınlandı. Devletin valisi, altın klozete oturup ıkınmak istemiş. Altın üstünde ıkınarak, kakasını kıymete bindirmiş. Devletin valisi, bu altın klozete oturma iştahına, arzusuna, merakına acaba kime özenip de kapılmış? Devletin valisi hani “benim valim” diye çağrılan devlet büyüğü!
Bir yere özendi.
Altın klozeti öykündü.
Bu vali; “onunki düt... de benimki bo.... tulumu mu?” diye kızmış, kıskanmış olabilir. Valinin oturduğu gerçekten som altın mı yoksa altın suyuna batırılmış, altın görünümlü hem alaturka ve hem alafranga rahatlığını birleştiren özel tasarım hela taşı mıydı? Fotoğraf altı haberde yoktu, anlayamadık.

* * *

Ne fark eder!
Som altından da olsa dünyanın en değerli klozetine bile insan “dütü....yle” oturuyor. Tarihte krallar vardı, padişahlar, firavunlar! Dünyaya hükümrandılar.
O yıllarda henüz klozet icat edilmemişti. Büyük İskender ile Sultan Süleyman kendi devrinde henüz klozet icat edilmediği için altın klozet yaptırıp ve üstüne oturup ıkınamadılar diye tarihi değerlerinden bir şeycik yitirmediler.
1150 odalı büyük Saray!
Yanına 250 odalı yavru!
1150 odalı Saray’dan devlet yönetilecek. 250 odalı Yavru Saray’da ise devleti yöneten eşi, kızı, oğulları, torunları ile oturacak.
1150 oda.
250 oda!
53 Arap atı!
12 makam Mercedes’i!
Yaz, yaz sayfa yetmez.
Her yanından lüks akıyor!
İstediğin kadar “klozetim altın değil, bakırdır...” diye bağır, tehdit et, hakaret yağdır, muhalefet partisi liderini “hela temizleyicisi” diye aşağıla, mahkemeye ver kimse inanmaz!
İsrafınız firavunu aştı.
17 milyon fakirimiz var.
Altın klozet yapıştı.
Gerçek olmazsa bile gerçek!
Gerçekten daha gerçek oldu!
Yeni Türkiye diyor!
Ülkenin 17 milyon fakiri var.
İsraf sarayı yaptırıyor.
Firavun daha dikkatliydi.

* * *

Altın klozet!
Yapışanı indirir.
Firavunu indirdi.
Klozeti seçim sandığında eline verilip gidince bu Saray’dan üniversite olmaz, okul olmaz, misafirhane olmaz, devlet dairesi de olmaz.
Bu saray ancak müze olur.
Görgüsüzlük müzesi!
Dünyanın som altından en pahalı klozetine insan ancak “dütü...” ile oturur.
Sandıkta sürpriz pişiyor!

Babamı unutmadım!

Okurum Tahir Özgür yazıyor: “Hataylıyım. Kırıkhan İlçesi’nde büyüdüm. Babama “Sado Ağa” derlerdi. Yoksul insandı. Biz çocukları okusun diye çırpınırdı. Seyyar satıcılık, amelelik, aşçılık, kafasında tepsi tatlıcılık, su satıcılığı bir ara Kırıkhan Belediyesi’nde “hela temizlikçiliği” de yaptı. Hela temizlikçiliği yaparken ben okula gidiyordum, utanırdım. Soranlardan “babamın işini” gizlerdim. Hissetti. Bir gün beni çekti ve “Oğlum çalışmak ayıp değil... Bok temizle ama boktan adamlara muhtaç olma” dedi. Babamı unutmadım.