İhtiyarlamış, güçten düşmüş, dermansız kalmış aslan, zavallı haliyle uzanmış yatıyor. Bu aslan bir zamanlar Mohaç’da heybetle kükrer, kükremesiyle dağları inletir, Sakarya’da pençesiyle bastığı yerin toprağını titretirdi.
Şimdi bakın ne oldu:
Yeni çakallar türedi.
Aslanı çevirdiler.
Uluyorlar, diş gösteriyorlar.
Dünün korkak çakalları, güçsüz aslanı yanından, yöresinden ısırıyor. Aslanın pençelerinde artık o kuvvetli tırnaklar, bileklerinde artık o çelikten adaleler yok diye hesaplar yapılıyor. Aslan da, kendisinde o eski kuvvetli tırnaktan, o çelik bilekten eser kalmadığı izlenimi veriyor ve bu görüntü karşısında çakallar, küstahlaştıkça azıtıyorlar.
Türk Ordusu yorgun Aslan.
Çakallar, Aslanı sardı uluyor.

* * *

Kobani’deki Kürt güçlerinin sözcüsü İdris Nissan, “Bizim Süleyman Şah Türbesi’ne yaklaşmış olmamız Türklerin askerlerini geri çekmelerine imkan verdi. Türk askeri YPG bölgesinden, önceden haber vererek, barışçıl bir biçimde geçti” dedi.
Ne demek istedi?
Aslan, Çakal’a muhtaç!
Tam bunu demek istedi.
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, “ Süleyman Şah Türbesi Operasyonu PYG ve YPG’nin onayı ve bilgisi ile gerçekleşti. Tamamen tartışılmış, konuşulmuş ve ortak bir plan doğrultusunda uygulanmış bir harekattır. Operasyon sırasında IŞİD güçleri geri çekilerek Türk askerine her hangi bir müdahalede bulunmadı” dedi.
Ne demek istedi?
Aslan, o eski Aslan değil.
Tam bunu demek istedi.

* * *

Çakallar, ince ve körpe dişleriyle ısırmaya, tırnak atmaya, havlamaya ve “Türk Ordusu’na saha istihbaratını 11 gündür PYD, PKK, YPG olarak biz verdik” diye bağırmaya koyuldular.
Reyhanlı’ya saldırı olmuştu.
Türkiye seyretti.
Savaş uçağı düşürülmüştü.
Türkiye seyretti.
Konsolosluk işgal edilmişti.
Personel rehin alınmıştı.
Türkiye yine seyretti.
Türkiye’nin gücü test ediliyordu.
Çakallar, besleniyordu.
Çakallar büyütülüyordu.
Çakal, büyünce sırtlan olur.
Keskin tırnaklı, keskin dişli.
Sırtlanlar yaratılıyordu.
Aslan, içeriden zincirliydi.
Aslan kafese bağlanmıştı.
Bir gece 4 adam gidecek.
8 roket atacak.
Türbe havaya uçurulacak.
Aslan o zaman kükreyecekti.
Böyle yalan senaryolar yazılıyordu. Sonunda türbe boşaltılıp yeni türbe inşaatı yapılırken fotoğraf çekmeye gelen gazetecilerin objektiflerine PKK bayrağı ve çakal posterleri girmesin diye önlem alınıyordu.
Aslan yalanla uyutuluyordu.

* * *

Aslanın coğrafyasını (Türkiye’nin topraklarını) küçültmek için çakalları besleyip sırtlan yapma Osmanlı çöküp bitince Sevr Anlaşması sırasında da denenmişti. O dönemin çakalları İzmir’e çıkmış, ecdat türbesinin bulunduğu Bursa’ya dayanmıştı. Mohaç’da kükreyen, Sakarya’da toprağı titreten o Aslan, aniden çelik parçasına dönmüş Bursa’da ecdat türbesini çakallardan kurtarıp, İzmir’de çakallığı denize dökmüştü.
Bugün Aslan, zincirli.
Besleme Çakal, uluyor.

Anketçiye gözdağı!

2011 seçimlerinde 50 milyon seçmen için 69 milyon adet pusula basılmıştı. Neden 19 milyon fazla pusula basıldığının açıklaması yapılamamış, bu pusulaları 13 milyon TL karşılığı basmak için ihaleyi kazanan şirket, yapılan itiraz üzerine 3 gün sonra yenilenen ihalede fiyatını 900 bin TL’ye indirmişti. Yeni bir seçime yaklaşıyoruz. Muhalefet partileri uyanık olmak zorunda. Nitekim AKP oylarının yüzde 40’ın altına indiğini açıklayan Gezici Araştırma Şirketi’nin sahibine gözdağı olsun diye; müfettişler inceleme başlattı. Şirketin sahibi Murat Gezici, “Amaç gözdağı vermek, anketlerimizin yayınlanmasını engellemek” diyor. Haklı olabilir. Her şey beklenebilir.