Kağıdı ilk Çinliler buldu. Barut’u ilk Çinliler buldu. Tahta baskıyı ilk Çinliler buldu. Porseleni ilk Çinliler buldu. Sınav açıp en bilgili, en okumuş, en ahlaklı, en çalışkan, en dürüst insanı seçerek kamu yönetiminde görevli yapmayı da ilk Çinliler buldu. İlkleri bulan Çinli, niçin ABD ve AB kadar gelişemedi de şimdi onlara yetişmek için onların kalkınma modeline dönmeye muhtaç oldu?
Büyülü bulmaca.
Tarihçiler çözmeye çalışıyor.
Size bir soru daha:
İlk hastane fikri Bağdat şehrinde uygulandı. Dünya klasikleri ilk Bağdat şehrinde Arapçaya çevrildi, halk klasikleri okusun diye çoğaltıldı. Cebir ilk kez Bağdat şehrinde geliştirildi. Sıfır Bağdat’ta bulundu. Dünya insanlığının ilerlemesine çığır açan bu ilkleri bulan Bağdat şehri niçin bugün birbirini boğazlayan Müslümanların yaşadığı şehir haline geldi?
Büyülü bulmaca çok.
Niçin Avrupalı gemiciler Amerika’yı keşfetti de tersi olmadı? Niçin Amerika Avrupa’yı keşfetmedi? Türkler İstanbul’u fethettiler fakat şimdi dana ve ineğin yiyeceği yemi üretmek için gerekli hammaddeyi bile dışardan alır hale nasıl geldiler?
***
Buluş yapmak yetmiyor.
Buluşçuluğu sürdürmek.
Mucize(!) de gerekiyor.
İşte Türkiye mucizesi de oldu. Yırtık dondan mucize fışkırttık. “AKP projeli kalkınma modeli” yırtık dondan bir zenginleşme mucizesi yarattı.
Dünyaya örnektir.
Türkiye bunu nasıl yaptı?
Çok fakirdi.
Giyecek donu yoktu.
Arkadaşları ona “yırtık donlu Nihat” adını koymuşlardı. Çocuk büyüdü, okudu, çalıştı, inandı, iman etti, şirket kurdu, iktidar partisine yaklaştı, İstanbul gibi büyük rantları olan bir şehrin belediyesinde imar dairesine yakın durdu, Ankara’da iktidar ile de çok yakın ilişki üretti, iş yarattı, bakan oldu. Ve sonunda SÖZCÜ muhabiri İsmail Şahin’in geçen hafta yazdığı gibi “İstanbul Boğazı kıyısında 4 milyon dolara 5 katlı yalıyı” satın aldı.
Mucizeden daha büyük.
Yırtık dondan yalı çıktı!
Türkiye’de 17 milyon yırtık donlu (yoksul) var, hepsini “bir gün biz de yalı sahibi oluruz” diye umutlandırdı.
***
Bak araştır. İncele.
Devletin araç muayene imtiyazını “Yırtık Donlu Nihat’ın büyük pay sahibi olduğu şirkete” verdiler. Kanun emrediyor, kimin otomobili varsa Nihat’ın muayene şirketine gidecek. Eskiden devletin kazandığı parayı Nihat kazanacak. Nihat kazandığı parayla Boğaz’da tapu kaydında konut değil arsa olarak gözüken yalıyı satın alacak. Nihat hem bakan olduğu ve hem de Belediye Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nde tanıdığı olduğu için arsa olarak gözüken yalıda tadilat yaptıracak, ilave kat çıkacak, genişleyip, büyüyecek. Yırtık donlu böylece hem yoksulluğu, hem yasakları, hem yolsuzluğu delecek.
İşte mucize!
“3 Y” demişlerdi.
3’ü de yırtık donda!

Açıklansın!

AKP’li Yalçın Akdoğan, “Öcalan dışarıda olsaydı eline sopa alır Selahattin Demirtaş’ı sopa ile kovalar” dedi. Bu iddia neye dayanıyordu? HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, “İmralı’da ne konuşmuşuz, resmi devlet tutanaklarından açıklayalım. Kim neyin sözünü vermiş görelim” dedi. Açıklansın iyi olur. Halk da ne konuşulup ne sözlerin verildiğini öğrenmiş olur. Beklemeyin, kıvırtmayın, gizlemeyin, duymadık numarasına yatmayın, açıklayın.