Gazeteci ve yazarlar aleyhine yüzlerce dava açılmasının ve Can Dündar ile Erdem Gül’ün hapse atılmasının verdiği mesaj şu:
“Bizim istediğimiz gibi gazetecilik yapacaksınız!
Gazeteciliğin evrensel kuralları bizi ilgilendirmez!
Basın, izin verdiğimiz ölçüde özgürdür!”
Türkiye’de gazeteciliği, bizim istediğimiz gibi yaparsanız özgürsünüz!
Canımızı sıkarsanız, sizi içeri tıkarız!”
İktidarın verdiği mesaj mealen böyle.
Bir de Başbakan “Türkiye ifade ve basın özgürlüğü konularında hiçbir Avrupa ülkesinden geri değildir!” diyor.
Oysa gerçek şu:
Demokrasi, basın özgürlüğü, halkın haber alma hakkı da neymiş?
İktidarın başındakilere şakşakçılık yaparsanız, sınırsız özgürsünüz. Ülkemizde yağcılık, yalakalık serbest! Aksi halde külâhları değişir, okkanın altına gidersiniz!
Türkiye’de eleştiriye tahammül edemeyen baskıcı bir iktidar var! Beyefendilerin hoşuna gitmeyecek haberleri yazanlara keyfi bir hukuk uygulanıyor! Ancak...
Bütün bunlara rağmen, gazeteciliği cesaretle, korkusuzca yapmaya devam edecek gazeteciler de her zaman olacak!