Ta­rih; 8 Ka­sım Pa­zar­te­si...
Sa­at; 05.30...
An­tal­ya-Ke­me­r’­de­ki Fa­me Re­si­den­ce Ote­li­’nin ko­nuk­la­rı, ta­til­de ol­ma­nın da ra­hat­lı­ğıy­la de­rin uy­ku­da­lar...
On­lar­dan bi­ri de 85 ya­şın­da­ki Ali Ni­hat Öme­roğ­lu...
Ama o da ne?
Yı­lın son gü­neş­li gün­le­rin­den ya­rar­la­nıp ka­fa­sı­nı din­le­mek için
Ke­me­r’­i ter­cih eden kalp, tan­si­yon ve şe­ker has­ta­sı yaş­lı ada­mın oda ka­pı­sın­dan “güm, gü­m” di­ye ses­ler gel­me­ye baş­lı­yor.
Ön­ce rü­ya gör­dü­ğü­nü, son­ra da yan oda­nın ka­pı­sı­nın yum­ruk­lan­dı­ğı­nı dü­şü­nüp, tek­rar uy­ku­ya dal­ma­ya ça­lı­şı­yor.
Ama ses­ler ke­sil­me­di­ği gi­bi, oda te­le­fo­nu da zır zır ça­lı­yor.
Bu­nun üze­ri­ne te­laş­la ya­tak­tan fır­lı­yor.
Te­le­fon­da­ki re­sep­si­yon gö­rev­li­si “He­men aşa­ğı­ya ge­lin, çok önem­li bir du­rum var. Po­lis si­zi bek­li­yo­r” di­yor.
“Çok önem­li du­ru­m” uya­rı­sı­nı alın­ca, emek­li işa­da­mı ade­ta pa­ni­ğe ka­pı­lı­yor. Ya­kın­la­rın­dan bi­ri­nin ba­şı­na bir şey ge­le­bi­le­ce­ği­ni, ya da hak­kın­da bir if­ti­ra atıl­mış ola­bi­le­ce­ği­ni dü­şü­nür­ken bu kez kal­bi “güm gü­m” at­ma­ya baş­lı­yor. Tan­si­yon ve şe­ke­ri­nin hız­la yük­sel­di­ği­ni his­se­di­yor.
Üs­tü­nü bi­le de­ğiş­tir­me­den, ya­tak kı­ya­fe­tiy­le re­sep­si­yo­na ko­şu­yor.
Lo­bi­de bek­le­yen po­lis “A­li Ni­hat Öme­roğ­lu siz mi­si­niz?” di­ye so­run­ca, has­ta kal­bi du­ra­cak gi­bi olu­yor!
Ken­di­ni güç­lük­le to­par­la­yıp “E­vet Ali Ni­hat Öme­roğ­lu be­nim. Çok önem­li ve acil du­ru­mu so­ra­bi­lir mi­yim?” di­yor.
Po­lis elin­de­ki tu­ta­na­ğı uza­ta­rak “Biz­de­ki ka­yıt­la­ra gö­re as­ker ka­ça­ğı gö­rü­nü­yor­su­nuz! Bu teb­li­ga­tı im­za­la­ma­nız ve as­ker­lik için hiç va­kit ge­çir­me­den şu­be­ni­ze tes­lim ol­ma­nız ge­re­ki­yor!” de­yin­ce ra­hat­lı­yor.
De­rin bir “o­h” çek­tik­ten son­ra; as­ker ka­ça­ğı ol­ma­dı­ğı­nı, va­ta­ni gö­re­vi­ni tam 24 ay sü­rey­le ve ye­dek su­bay ola­rak yap­tı­ğı­nı, Teğ­men rüt­be­siy­le ter­his edil­di­ği­ni ve se­fer­ber­lik yok­la­ma­la­rın­da yüz­ba­şı­lı­ğa ka­dar yük­sel­di­ği­ni söy­lü­yor.
Po­lis “Be­nim gö­re­vim si­ze as­ker ka­ça­ğı ol­du­ğu­nu­zu teb­liğ et­mek! Bun­la­rı il­gi­li­le­re an­la­tır­sı­nız!” di­ye­rek tu­ta­na­ğı im­za­la­tıp gi­di­yor.

* * *

Emek­li işa­da­mı Ali Ni­hat Öme­roğ­lu dün be­ni ara­dı.
Ya­şa­dık­la­rı­nı an­lat­tık­tan son­ra “As­ker­lik yap­tı­ğı­mın can­lı ta­nı­ğı siz­si­niz. Ge­re­kir­se be­nim için ta­nık­lık ya­par mı­sı­nız?” de­di.
Geç­miş ol­sun di­lek­le­ri­mi ilet­tik­ten son­ra gü­le­rek “Ya­pa­rım, hem de se­ve se­ve­” de­dim.
Şa­ka bir ya­na, can­lı ta­nık ol­ma­mı ge­rek­ti­ren du­ru­ma ge­lin­ce;
Ben de as­ker­li­ği­mi 24 ay sü­rey­le, Tuz­la­’da­ki Pi­ya­de Oku­lu­’n­da yap­tım. Ye­dek­su­bay öğ­ren­ci bö­lü­ğü­mü­zün ko­mu­ta­nı yaş­ça en kü­çük (22) ama boy­ca en uzun ol­du­ğum­dan be­ni “Bö­lük Kı­dem­li­si­” seç­ti. Al­tı ay­lık eği­ti­min ar­dın­dan omuz­la­rı­mı­za de­mir ta­ka­rak as­teğ­men ol­duk. Okul­da 4 bö­lük var­dı. Bö­lük­le­rin de 4 kı­dem­li­si... He­pi­miz tek kon­ten­jan­lı okul ku­ra­sı­na ka­tıl­dık. Do­lu­yu çe­kip okul­da kal­dım. Ba­ba­can ve çok iyi bir in­san olan ko­mu­ta­nı­mız mer­hum Bin­ba­şı Ke­mal Al­tın­ba­ş’­ın em­rin­de (son­ra al­bay­lı­ğa ka­dar ter­fi et­ti) öğ­ren­ci­le­ri eğit­me­ye baş­la­dım. 24 ayın so­nun­da da Teğ­men rüt­be­siy­le ter­his ol­dum.

* * *

85 ya­şın­da as­ker ka­ça­ğı ola­rak ya­ka­la­nan (!) Ali Ni­hat Öme­roğ­lu ile de ora­da ta­nış­tım. Bö­lü­ğü­müz­de eği­tim ver­di­ği­miz ye­dek­su­bay aday­la­rın­dan bi­riy­di. Ara­mız­da 14 yaş fark bu­lun­ma­sı­na kar­şın, he­pi­mi­ze son de­re­ce say­gı­lıy­dı. Ar­ka­daş­la­rı ara­sın­da da se­vi­lir­di. Eği­tim dö­ne­mi­nin ar­dın­dan as­teğ­men ol­du ve biz­ler gi­bi tez­ke­re­si­ni teğ­men rüt­be­siy­le al­dı.
Ter­his ol­duk­tan son­ra önem­li gün­ler­de, ör­ne­ğin yıl­ba­şı ve bay­ram­lar­da te­le­fon­la da ol­sa
gö­rüş­me­yi sür­dür­dük.

* * *

Tür­ki­ye­mi­ze ege­men olan zih­ni­yet böy­le­dir iş­te.
Pa­ra­yı bas­tı­rıp hiç as­ke­re git­me­yen­le­ri baş ta­cı eder, ama 24 ay sü­rey­le as­ker­lik ya­pa­rak ha­ya­tı­nın en gü­zel 2 yı­lı­nı va­ta­nı­na ada­yan 85 ya­şın­da­ki kalp, tan­si­yon ve şe­ker has­ta­sı bir in­sa­nın ka­pı­sı­na sa­ba­hın kö­rün­de po­lis gön­de­rip, kalp kri­zi ge­çir­te­bi­lir!
İn­san ha­ya­tı­nın en ucuz şey ha­li­ne gel­di­ği bu gü­zel ve yal­nız ül­kem­de her an her şey ola­bi­lir!